Eskişehir'de açılan 'Dünya Müzeleri Müzesi'nde, geçmiş zamana ait uygarlıkların eserlerinin benzerleri hem sergileniyor hem de beğenen ziyaretçilere satılabiliyor.Aktif Felsefe gönülleri tarafından kurulan 'Dünya Müzeleri Müzesinde', orijinalleri dünya müzelerinde bulunan Mısır, Grek, Roma, Aztek, Maya, Hint, Çin, Sümer, Asur, Hitit, Frig uygarlıklarına ait eserlerin minik benzerleri sergileniyor. 28 farklı ülkedeki müzelerde bulunan eserlerin el yapımı benzerleri büyük ilgi görüyor. Dünyada başka bir benzeri olmayan müzede, 12 uygarlığa ait toplam 288 eser içeriyor. Anadolu uygarlıklarına ait 48 parçanın yanı sıra, Kibele, Midas, Yazılıkaya, Devrim Arabası, Yunus Emre gibi Eskişehir'e ait parçalar da müzenin eserleri arasında yer alıyor. Müzede aynı zamanda, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü öğrencilerinin yaptıkları parçalar da bulunuyor. "ESERLERİ BEĞENEN ZİYRETÇİLER SATIN ALABİLİYOR"Müze yetkilisi Bengü Özövgü, girişi ücretsiz olan ve 2013 yılının Mayıs ayında kurulan müzeyi şimdiye kadar bin 500 kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Müze sayesinde bir çok uyarlığı öğrenme fırsatı bulduklarını belirten Özövgü, "Anadolu'dan, Mısıra, Roma'ya, Çin'e kadar birçok parça bulunuyor. Bu parçaları görmek için ziyaretçilerimiz gelebilir. Dünya müzelerine belki gidemiyoruz, o nedenle o parçaların benzerlerini burada birlikte görmek mümkün. Aynı zamanda parçaları camların arkasında sergilemiyoruz. Beğenilen eserleri vatandaşlarımız isterse satın alıp, sevdiklerine hediye edebilir" diye konuştu."ÖĞRENCİLER, MÜZE SAYESİNDE UYGARLIKLARIN TARİHİNİ ÖĞRENİYOR"Müzeye öğretmenler tarafından öğrencilerin getirildiğini ve ders konusu olarak işlendiğini de belirten Özövgü, sözlerine şöyle devam etti:"Eskişehir'de bulunan okullardan öğrenciler müzeyi ziyaret ediyor. Gelen öğrencilerle her bir parçayı inceliyoruz. Bu sayede öğrenciler, bu uygarlıklara ait parçaların anlamlarını öğrenebilme, uygarlıkların tarihi hakkında fikir sahibi oluyor. Eskişehir dışından da çok sayıda ziyaretçimiz geliyor."(İHA)
↧
'Dünya Müzeleri Müzesi' açıldı
↧
Bestami Yazgan, Türkiye Yazarlar Birliği’nde
Türkiye Yazarlar Birliği’nde bugün (20 Aralık 2013 Cuma günü) saat 18.30'da düzenlenecek olan Yaşayan Hatıralar programının bu ayki konuğu eğitimci şair-yazar Bestami Yazgan.Moderatörlüğünü Mahmut Bıyıklı'nın yapacağı programda Bestami Yazgan'ın Nar Yayınları arasında yeni çıkan şiir kitabı Gülü İncitme Gönül'den hareketle, bir insana ulaşma yöntemi olarak şiir üzerinden hayat, sanat ve toplumsal uyum üzerine bir söyleşi gerçekleştirilecek.
↧
↧
Ömer Öztürkmen yâd ediliyor
Bâbıâli’nin unutulmayan simalarından gazeteci yazar-şair Ömer Öztürkmen vefatının üçüncü yılında yâd ediliyor.Basın İlan Kurumu ile Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER)’nin birlikte düzenlediği “Matbuat Dünyasından Sanatkâr Çehreler” programının 9’ncusu, 23 Aralık Pazartesi günü Çemberlitaş Basın Müzesi’nde saat 15.00’te başlayacak. Gazeteci yazar Ramazan Aydın, uzun yıllar yakınında bulunduğu ve birlikte çalıştığı Ömer Öztürkmen’in hayatını, düşüncelerini, eserlerini ve ideallerini anlatacak. Öztürkmen’le birlikte yaşadığı müşterek hâtıraları da paylaşacak olan Aydın, konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularına cevap verecek. Programı yine Ömer Öztürkmen’le birlikte gazetecilik yapmış olan Hüseyin Sarıkoç yönetecek. Toplantının ardından Ömer Öztürkmenin eserlerinden, yazılarından ve fotoğraflarından meydana gelen bir sergi gezilecek. (0212) 51123 23-5112324)
↧
Beethoven Festivali barış için çalacak
Borusan Kültür Sanat'ın 18 Aralık'ta başlayan ve 21 Aralık'ta sona erecek Beethoven Festivali'nin kapanışı “Missa Solemnis” konseriyle gerçekleştirilecek.Lütfi Kırdar’da yarın akşam saat 20.00’de başlayacak konser, klasik müziğin önemli isimlerini bir araya getirecek. Konserde, Beethoven’in “Dona nobis pacem” (Bize barış getir) sözleriyle hafızalarda yer edinen başyapıtını Alman soprano Ruth Ziesak, Amerikalı tenor Richard Croft, İngiliz bas David Soar, Avusturyalı genç yetenek Daniela Lehner ve Alois Glassner yönetimindeki Salzburg Bach Korosu, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) ile birlikte seslendirecek. BİFO ile birlikte sanatçılara eşlik edecek olan 1983 kuruluşlu Salzburg Bach Korosu, Avrupa’nın en seçkin koroları arasındaki yerini kısa sürede alarak Rönesans’tan 21. yüzyıl müziğine uzanan bir repertuar oluşturmuş, başta Salzburg Festivali olmak üzere Almanya, Amerika, Fransa ve İtalya’da uluslararası festivallerde çeşitli başarılar kazanmış bir topluluk.
↧
Devlet Tiyatroları'nda yılın son oyunları
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü yaptığı yazılı açıklamayla Devlet Tiyatroları'nda yılın son oyunlarını yayımladı.Devlet Tiyatroları 24 - 31 Aralık haftasında, 3 bölgede 4 prömiyer yapacak ve 12 bölgedeki, 29 sahnesinde, 139 temsille seyirci karşısına çıkacak. Sahnelenecek oyunlar şöyle:Ankara Devlet Tiyatrosu Turgay Nar'ın yazdığı, Kemal Başar'ın yönettiği "Tepegöz" 29 Aralık Pazar günü Büyük Tiyatro'da; Reşat Nuri Güntekin'in yazdığı, Necati Cumalı'nın uyarladığı, Halil Akarsu'nun yönettiği "Çalıkuşu" 24 - 29 Aralık tarihleri arasında ve Clive Staples Lewis'in yazdığı, Çağman Pala'nın dilimize çevirdiği, Irita Kutchmy'nin oyunlaştırdığı ve Işıl Kasapoğlu'nun rejisölüğünü yaptığı çocuk oyunu "Narnia Günlükleri" 28 Aralık Cumartesi günü Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde; Neil Simon'ın yazdığı, Cemil Büyükutku'nun dilimize çevirdiği, Sinan Pekinton'un yönettiği " Aklımdaki Kadınlar" 24 - 29 Aralık tarihleri arasında Şinasi Sahnesi'nde; Hüseyin Alp Tahmaz'ın yazdığı, Volkan Özgömeç'in yönettiği "Nereye" 24 - 29 Aralık tarihleri arasında Küçük Tiyatro'da; 24 Aralık Salı günü prömiyer yapacak olan Yıldırım Keskin'in yazdığı, Tansu Aytar'ın yönettiği "Son Çıkan Işığı Söndürsün" 25 - 29 Aralık tarihleri arasında Akün Sahnesi'nde; Ergün Uçucu'nun yazıp yönettiği "En Son O Gitti; 24 - 29 Aralık tarihleri arasında Altındağ Tiyatrosu'nda; 25 Aralık Çarşamba günü prömiyer yapacak olan Federico Garcia Lorca'nın yazdığı, Turan Oflazoğlu'nun dilimize çevirdiği, Ayşe Emel Mesci'nin rejisörlüğünü yaptığı "Bernarda Alba'nın Evi" 26 ve 28 Aralık tarihlerinde İrfan Şahinbaş Atölye Sahnesi'nde; Sait Faik Abasıyanık'ın yazdığı, Savaş Dinçel'in oyunlaştırdığı, Murat Çıdamlı'nın yönettiği "Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye" 24, 27 ve 29 Aralık tarihlerinde Stüdyo Sahne'de; Güner Sümer'in yazdığı, Olcay Poyraz'ın yönettiği "Hüzzam" 24 - 28 Aralık tarihleri arasında Oda Tiyatrosu'nda temsil edilecek.İSTANBUL DEVLET TİYATROSUCem Günen'in yazdığı Mahmut Gökgöz'ün yönettiği "Sinan Süleymaniye'de" 24 - 29 Aralık tarihleri arasında Cevahir Salon 1'de; Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın yazdığı, Yeşim Gökçe'nin uyarladığı ve Kazım Akşar'ın rejisörlüğünü yaptığı "Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç" 24 - 29 Aralık tarihleri arasında Cevahir Salon 2'de; 26 Aralık Perşembe günü prömiyer yapacak olan William Shakespeare'nin yazdığı, Sabahattin Eyüboğlu'nun dilimize çevirdiği, Işıl Kasapoğlu'nun rejisörlüğünü yaptığı "Hamlet" 27, 28 ve 29 Aralık tarihlerinde Üsküdar Tekel Sahne'de; Irmak Bahçeci'nin yazdığı, Saydam Yeniay'ın yönettiği "Michelangelo" 24, 25 ve 28 Aralık tarihlerinde Üsküdar Stüdyo Sahne'de; Mario Fratti'nin yazdığı, Özcan Özer'in dilimize çevirdiği, Saydam Yeniay'ın yönettiği "Kurban" 24 - 29 Aralık tarihleri arasında Küçük Sahne'de; Özcan Özer'in yazdığı, Murat Sarı'nın yönettiği "Son Tango" 26 - 29 Aralık tarihleri arasında Küçük Çekmece Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde; Tuncer Cücenoğlu'nun yazdığı, Galip Erdal'ın yönettiği "Kızılırmak" 27, 28 ve 29 Aralık tarihlerinde Ahmet Mithat Efendi Kültür Merkezi Feridun Karakaya Sahnesi'nde temsil edilecek.İZMİR DEVLET TİYATROSUPeter Turrini'nin yazdığı, Hale Kuntay'ın dilimize çevirdiği, Mehmet Ege'nin rejisörlüğünü yaptığı "Josef ve Maria" 24 - 28 Aralık tarihleri arasında ve Ege Işık ve Haluk Işık'ın yazdığı, Fatih Özyiğit'in'in yönettiği çocuk oyunu "Harikalar Mutfağı" 29 Aralık Pazar günü Konak Sahnesi'nde; Frances Hotgson Burnett'ın yazdığı, Arkadiusz Klucznik ve Dariusz Czajkowski'nin oyunlaştırdığı, Şebnem Cirit ve Füsun Ataman Berke'nin dilimize çevirdiği, Arkadiusz Klucznik'in yönettiği çocuk oyunu "Küçük Prenses" 24 Aralık Salı günü Narlıdere Kültür Merkezi'nde, 27 Aralık Cuma günü Gaziemir Belediyesi Sahnesi'nde temsil edilecek.BURSA DEVLET TİYATROSUReşat Nuri Güntekin'in yazdığı, Turgut Özakman'ın oyunlaştırdığı, Mustafa Kurt'un rejisörlüğünü yaptığı "Sarıpınar 1914" 24 - 28 Aralık tarihleri arasında; Charles Perrault'un yazdığı, Metin Arslan'ın oyunlaştırdığı, Berrin Kulya Balkanlar'ın yönettiği çocuk oyunu "Çizmeli Kedi" 24 Aralık Salı günü ve Murat Can Kibiroğlu'nun yazdığı, Ali Volkan Çetinkaya'nın yönettiği çocuk oyunu "Kaçaklar" 29 Aralık Pazar günü Ahmet Vefik Paşa Sahnesi'nde; Şahin Örgel'in yazdığı, Ali Volkan Çetinkaya'nın yönettiği "Aşk Bir şey Değildir'" 26, 27 ve 28 Aralık tarihlerinde Oda Tiyatrosu'nda temsil edilecek.ADANA DEVLET TİYATROSU24 Aralık Salı günü prömiyer yapacak olan Anton Çehov'un yazdığı, Neil Simon'un oyunlaştırdığı, Sevgi Sanlı'nın dilimize çevirdiği, Zeynep Su Kasapoğlu'nun yönettiği "Sevgili Doktor" 25 - 28 Aralık tarihleri arasında ve R.L. Stevenson'un yazdığı, Berna Kınçer ve Kerim Değermenci'nin dilimize çevirdiği, H. Mete Şahinoğlu'nun oyunlaştırdığı, Gökhan Doğan'ın yönettiği çocuk oyunu "Define Adası" 25 ve 29 Aralık tarihlerinde Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi Sahnesi'nde; Turgay Nar'ın yazdığı Edip Tümerkan'ın yönettiği "Çöplük" 25, 26 ve 27 Aralık tarihleri arasında Çukurova Sahnesi'nde temsil edilecek.TRABZON DEVLET TİYATROSUCoşkun Irmak'ın yazdığı, Birkan Görgün'ün yönettiği "50 Metre Yüksekten İçi Su Dolu Konserve Kutusuna Balıklama Atlamak" 26, 27 ve 28 Aralık tarihlerinde ve Harun Özer'in yazıp yönettiği çocuk oyunu "Büyük Kaçış" 25 ve 29 Aralık tarihlerinde Atapark Haluk Ongan Sahnesi'nde temsil edilecek.DİYARBAKIR DEVLET TİYATROSU Neil Simon'un yazdığı, Yeşim Gökçe'nin dilimize çevirdiği ve İskender Altın'ın yönettiği "Bak Bizim Şarkımızı Çalıyorlar" 26, 27 ve 28 Aralık tarihlerinde Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi Orhan Asena Sahnesi'nde temsil edilecek.ANTALYA DEVLET TİYATROSU Woody Allen'ın yazdığı, Barış Eren'in dilimize çevirdiği ve rejisörlüğünü yaptığı "Bir Daha Çal Sam" 25 - 28 Aralık tarihleri arasında ve Kazım Güçlü'nün yazdığı, M. Gürkan Görbil'in yönettiği çocuk oyunu "Tıngır Mıngır Ülke" 24 Aralık Salı günü Haşim İşcan Kültür Merkezi Küçük Salon'da temsil edilecek.ERZURUM DEVLET TİYATROSU Jean Baptiste Poquelin Moliere'in yazdığı, Ahmet Vefik Paşa'nın uyarladığı, Ömer Naci Topçu'nun yönettiği "Meraki" 26, 27, 28 Aralık tarihlerinde ve Mike Kenny'nin yazdığı, İclal Aydın Margariti'nin dilimize çevirdiği, Ebru Aytürk Evren'in yönettiği çocuk oyunu "Yürüyen Taşlar" 29 Aralık Pazar günü Erzurum Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde temsil edilecek.KONYA DEVLET TİYATROSUAli Bey'in yazdığı, Yılmaz Öğüt'ün uyarladığı, Mustafa Gürkan Görbil'in yönettiği "Ayyar Hamza" 26, 27, 28 Aralık tarihlerinde ve Vadeha Atıyeh'in yazdığı, Can Gürzap'ın dilimize çevirdiği, Ferdi Dalkılıç'ın yönettiği çocuk oyunu "Ali Baba ve Kırk Haramiler" 24, 25 ve 31 Aralık tarihlerinde Konya Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde temsil edilecek.SİVAS DEVLET TİYATROSUUmur Bugay'ın yazdığı, M. Doğan Yağcı'nın yönettiği "Kader Kısmet Oyunu" 26, 27 ve 28 Aralık tarihlerinde ve Hasan Erkek'in yazdığı, B. Çağman Pala'nın yönettiği çocuk oyunu "Çiçek Prenses" 25 Aralık Çarşamba günü Atatürk Kültür Merkezi Sahnesi'nde; Burçhan Göze'nin yazıp yönettiği "Sahte Gerçekler" 25 Aralık Çarşamba günü Fuaye Sahnesi'nde temsil edilecek.VAN DEVLET TİYATROSUErhan Gökgücü'nün yazdığı, Burak Karaman'ın yönettiği "İki Kalas Bir Heves" 26, 27, 28 Aralık tarihlerinde Van Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde temsil edilecek.(CİHAN)
↧
↧
Nâzım Hikmet şiirleriyle anılıyor
İş Sanat’ın Şiir Dinletileri programı 23 Kasım Pazartesi günü Nâzım Hikmet’in şiirleriyle başlıyor.Atilla Birkiye ve Mehmet Birkiye’nin seçtiği şiirleri Hakan Gerçek, Bülent Emin Yarar ve Metin Belgin saat 20.00’de seslendirecek. Gecede, müzisyen Vedat Sakman, bu gösteri için şairin şiirlerinden bestelediği şarkıların yanı sıra kendi şarkılarını da okuyacak. Etkinlik ücretsiz. www.issanat.com.tr
↧
Bana Mahşeri Anlat sahnede
Usta tiyatrocu Hasan Nail Canat’ın en çok sevilen tiyatro eseri Bana Mahşeri Anlat, ustanın vefatının ardından 10 yıl sonra Birol Cürgül tarafından yeni bir düzenlemeyle eserin aslına sadık kalınarak sahneye taşınıyor.Bugün (20 Aralık Cuma günü) saat 20.00’de Bahçelievler Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi’nde ilk gösterimini yapacak olan oyunda Erol Karaduman, Birol Cürgül, Fatih Mehmet Koç, Bünyamin Yılmaz, Harun Arvas, Osman Akgül ve Mert Yıldırım rol alıyor. Ses ve ışıkta ise Fatih Bulut var. Bana Mahşeri Anlat, köyünden, toprağından koparılıp metropolde apartman dairesine sıkıştırılan bir Kurtuluş Savaşı gazisinin geçmiş ile günümüz arasında kalışını ve bir zamanlar uğruna insanların öldüğü değerlerin bu gün ayaklar altına alınışını dramatik bir dille anlatıyor. Bana Mahşeri Anlat’ın konusu ise şöyle: Gazi’nin kendi elleriyle yetiştirdiği çocukları artık onu kabul edemez hale gelir, ondan kurtulmaya çalışırlar. Şefika’sını kaybeden Gazi Baba ise eski günlerin özlemiyle yanıp tutuşmaktadır. Çocuklarına yük olmak istemeyen Gazi Abdullah çareler aramaya başlar. Aklı bir gidip bir gelen Gazi Baba camide namaz kılmak için evden çıkar, kendini kaybeder ve İstiklal Savaşı yıllarına döner. Yüzbaşısını ve arkadaşlarını aramaya başlayan Gazi Baba, yaşadığı şaşırtıcı olaylarla ülkenin gündemini oluşturur.
↧
Ünlü flütist Emmanuel Pahud CRR’de
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu, bu akşam ve yarın yılın en önemli oda müziği etkinliklerine imza atacak.Bugün (20 Aralık Cuma 2013) gerçekleşecek ilk konserde, klasik müzik dünyasının başarılı temsilcilerinden Berlin Filarmoni Orkestrası'nın solo flütisti Emmanuel Pahud ile her biri enstrümanlarında çok başarılı isimlerden oluşan topluluğu Fransız Nefesli Çalgılar Beşlisi ve Avrupa’nın en iyi piyanistlerinden Eric Le Sage; Farrence, Rimsky-Korsakov ve Thuille’nin eserlerini yorumlayacak. Yarın (21 Aralık Cumartesi 2013) ise, dünyanın en ünlü flütistlerinden Emmanuel Pahud, gitarist Christian Rivet ile sahneye çıkacak. Konserde, Barok müziğin ustalarından Georg Fredrich Handel’in sevilen “Sol Minör Flüt Sonatı”yla Hindistan’ın büyük üstadı Ravi Shankar’ın “Todi Raga”sı, 19. yüzyılın dikkat çeken bestecilerinden Francesco Molino’nun flüt-gitar için yazdığı sonatı, Astor Piazzola’nın “Tango’nun Tarihi” parçası, geçtiğimiz sene 104 yaşında ölen Amerikalı ünlü besteci Elliott Carter’ın, ismini Petrarca’nın bir sonesinden alan solo flüt için lirik bir modern eskizi, Casablanca doğumlu sefardik asıllı İspanyol ve Fransız besteci Maurice Ohana’nın solo gitar için yazdığı parçası, 20. yüzyılın en önde gelen bestecilerinden Bela Bartok’un en çok yorumlanan eserlerinden Romen halk ezgileri ve konserin gitaristi Christian Rivet’nin "Clap" adlı eseri icra edilecek.
↧
Kadın yazarlığın tarihi konuşuluyor
Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı ile İstanbul Şehir Üniversitesi bugün (20 Aralık 2013) “Kadın Yazarlığın Tarihi I: Sâmiha Ayverdi” konferansı düzenliyor. Üniversitenin Batı Kampüsü Konferans Salonu’nda yapılan program şöyle:9.30-11.10, Sâmiha Ayverdi, İstanbul, Kadınlık ve Tarih Moderatör: Abdülhamit Kırmızı Melda Üner, “Aliye’nin Batmayan Günü”Esra Almas, “Akşam Denize Karşı İstanbul: Sâmiha Ayverdi’nin Boğaziçi’nde Tarih ve İstanbul Geceleri Eserlerinde Zaman ve Mekâna Yolculuk”Yekta Zülfikar, “Kimliklerin Yeniden Kurgulanması: Kadının Kalemi”Salim Çonoğlu, “İbrahim Efendi Konağı’nın Başkişisi: İstanbul ve İstanbul’un Kelimede Kalan Hayali”11.20- 12.00 Sâmiha Ayverdi’ye Disiplinlerarası Bir YaklaşımModeratör: Engin AkarlıArzu Öztürkmen, “Bir Tarihsel Etnografi Kaynağı Olarak İbrahim Efendi Konağı”13.30-15.20 Sâmiha Ayverdi, Edebiyat, Din ve TasavvufModeratör: Irvin Cemil SchickAzize Boşnak, “Sufizm ve İki Kadın Romancı: Sâmiha Ayverdi ve Doris Lessing”Emine Gözde Özgürel, “Kavramdan Metafora: Sâmiha Ayverdi’nin Romanlarında Tasavvuf Felsefesi”Kadir Özköse, “Ayverdi’nin Dini ve Tasavvufi AnlayışıFulya İbanoğlu, “Sâmiha Ayverdi’nin Romanında Dindar Kadın Tasavvuru”15.30-17.20 Sâmiha Ayverdi, Kadın ve AileModeratör: Hatice AynurMuharrem Dayanç / Selami Alan, “Kültürel Değişimin İbrahim Efendi Konağı’ndaki Yansıması Olarak Kadın”Zeyneb Çağlıyan İçener, “Tarihi Emanetin Taşıyıcısı’nın İzinde: Sâmiha Ayverdi ve Modernleşme-Gelenek Ekseninde Kadın”Ferda Zambak, “Sâmiha Ayverdi’nin ve Halide Nusret Zorlutuna’nın Romanlarında ‘Makbul Anne’lik”Sevengül Sönmez, “Sâmiha Ayverdi’nin Eserlerinde Aile Geleneğinin Devri”17.30-18.30 DeğerlendirmeBeşir Ayvazoğlu ve Sadettin Ökten
↧
↧
Samanyolu’nda şiirli günler başlıyor
Yağmur Dergisi ve Samanyolu Eğitim Kurumları’nın işbirliği ile Ankara’da gerçekleştirilen 3. Samanyolu-Yağmur Şiir Günleri bugün başlıyor.Samanyolu Eğitim Kurumları Merkez Kampüsü Samanyolu Kongre ve Kültür Merkezi Niagara Salonu’nda yapılacak etkinlik iki gün sürecek. Beş farklı etkinliğin yer aldığı program ilk gün “Şairler Aramızda” söyleşileri ile başlayacak. Yağmur Dergisi şairleri Bülent Gündoğan, Hüseyin Kaya, Yaşar Beçene, Mustafa Uçurum, Ali Akbaş, Kalender Yıldız ve Ahmet Doğru’nun katılacağı şiir söyleşileri, Ziya Paşa Akyürek’in moderatörlüğünde saat 09.50-15.00 arasında altı farklı oturumda gerçekleşecek. Bugün akşam saat 19.00-21.00 arasında ise “Şiir Dinletisi”nde şairler şiirlerini okuyacak. Ardından öğrenciler arasında yapılan “İlk Dizeler Şiir Yarışması” ödül töreni yapılacak. Etkinlikte yarın ise saat 10.40-13.00 arası şairler ve edebiyat öğretmenleri buluşacak. Samanyolu-Yağmur Şiir Günleri, cumartesi saat 14.00-16.00 arasında “şairler arası şiir gündemi değerlendirmesi” ile sona erecek. KÜLTÜR-SANAT
↧
Kültür Sanat Büyük Ödülü dört ustaya
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından her yıl verilen Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nün 2013 yılı sahipleri dün açıklandı.Bakanlığın internet sitesinden yapılan açıklamada, 12 Aralık’ta Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik başkanlığında toplanan değerlendirme kurulu, minyatür ustası Ahmet Yakupoğlu, Türk sanat müziğinin usta ismi Müzeyyen Senar, Türk Sineması'nın unutulmaz jönü Cüneyt Arkın ve bir ‘edebiyat okulu' olan yazar Nuri Pakdil'i ödüle layık gördü. Kültür ve Sanat Büyük Ödülü, "kültür ve sanatımızın gerek ulusal, gerekse uluslararası alandaki başarılı temsilcilerinden olmaları, ülkemizi yurtdışında da başarılı bir şekilde temsil etmeleri, alanlarında yaptıkları eğitsel çalışmalar ve üretimleri, hizmet ve eserlerini gelecek nesillere aktarmaları ile şahıslarında kültür ve sanatımıza gönül birliği içinde hizmet veren kişileri, topluluk veya kuruluşları takdir ve teşvik etmek amacıyla" veriliyor. KÜLTÜR-SANAT
↧
Kutluğ Ataman’ın ‘Kuzu’su, Berlin Film Festivali’nde
Yönetmen Kutluğ Ataman, yeni filmi ile Berlin Film Festivali’nde yarışacak. 6-16 Şubat 2014 tarihlerinde düzenlenecek 64. Berlin Film Festivali’nin ana yarışmadan sonraki en önemli bölümü olan Panorama’da yarışacak filmler dün açıklandı.Nesrin Cavadzade, Cahit Gök, Mert Taştan, Sıla Lara Cantürk ve Nursel Köse’nin oynadığı Kutluğ Ataman’ın son filmi ‘Kuzu / The Lamb’ bu bölümde yarışacak filmler içinde yer alıyor. Ataman’ın 18 ‘rakibi’ arasında ise Noam Chomsky ile birlikte çektiği animasyon belgesel ile Berlin’e katılacak olan Michel Gondry ve Tayvanlı ünlü yönetmen Tsai Ming-Liang gibi isimler var. Panorama bölümünün açılışı, 7 Şubat 2014 Cuma günü Jalil Lespert’in son filmi ‘Yves Saint Lorent’in gösterimiyle yapılacak. KÜLTÜR-SANAT
↧
Dinozorlar arasında...
‘Dinozorlarla Yürümek’, çocuklu aileler için haftanın eğlenceli ve bilgilendirici yapımı olarak dikkat çekiyor. Üç boyutlu animasyon filmde, izleyici dinozorların yaşadığı döneme gidiyor.Patchi, büyük kardeşi Juniper ve diğer kardeşleriyle birlikte aynı sürüde doğmuş ve bir arada büyümüştür. Bu dinozorların en çelimsizi Patchi, her seferinde limitlerini zorlamak zorundadır. Babalarının izinden ve mirasından devam etmeye karar veren iki kardeş, en yakın arkadaşlarını ve bir kuş olan Alex’i de yanlarına alarak Arctic North’a doğru yola çıkar.DİNOZORLARLA YÜRÜMEK - WALKING WITH DINOSAURSYÖNETMEN: BARRY COOK, NEIL NIGHTINGALETÜR: ANİMASYON
↧
↧
Köy Enstitüsü yılları...
İdeolojik yönü bir yana, yeni kurulan bir ülkenin eğitim projesi olarak bile sinema için hayli malzeme içeren Köy Enstitüleri’nin kaderi, tek taraflı ve yüzeysel bakış açılarıyla perdeye yansımak olacak gibi.Tıpkı geçtiğimiz yılın filmi Bu Toprağın Çocukları’nda olduğu gibi Yarım Kalan Mucize de benzer yetersizliklerden mustarip. 2. Dünya Savaşı atmosferinde Nahide adlı bir genç kızın kaderi ilkokul öğretmeninin teşviki ve gayretleriyle değişir. Köyünden kaçıp Köy Enstitüsü’ne giden Nahide, Anadolu’daki yeni bir eğitim seferberliğinin parçası olacaktır.YARIM KALAN MUCİZEYÖNETMEN: BİKET İLHAN OYUNCULAR: NİHAN BELGİN, YETKİN DİKİNCİLER, DOLUNAY SOYSERT
↧
Hayatımız ‘özürlü’
İlk uzun metraj filmi Eylül ile festivallerden ödülle dönen Cemil Ağacıkoğlu, ikinci filminde duygusal bir öykü anlatıyor.Güven Kıraç’ın yıldızlaştığı filmde, hayatı boyunca birine bağımlı yaşamak zorunda olan Selim’in geleceği, annesi Neriman Hanım’ın en büyük endişesidir. Selim’in kardeşi Zafer evlenmeye karar verince evde başlayan düğün hazırlıkları ailedeki gündemi değiştirir. Düğün telâşı sırasında Selim, açılan kapıdan çıkar ve kaybolur. Gidişiyle çözülmeler başladığında, aileyi Selim’in bir arada tuttuğunun farkına varırlar.ÖZÜR DİLERİMYÖNETMEN: CEMİL AĞACIKOĞLU OYUNCULAR: GÜVEN KIRAÇ, SEMA POYRAZ, KÖKSAL ENGÜR
↧
ALLAH'IM NE ÇOK ACI VAR
Boşnak yönetmen Danis Tanovic’in yönettiği ‘Bir Hurdacının Hayatı’, 2013’ün payına düşen sahiciliklerden biri. Tanovic’in, okuduğu bir gazete haberi üzerine çektiği film, geçimini hurdacılıkla kazanan Nazif Mujic’in gerçek hayat hikâyesini anlatıyor.Ümit Yaşar Oğuzcan’ın ‘Milyon Kere Ayten’ şiirinin mizah gündeminin başköşesine kurulduğu bugünlerde sinemadaki ‘Ayten sendromu’ndan bahsetmek de bize düşsün. Bu sendrom, sinemada şairin kastettiğinden farklı bir biçimde kendini gösterir. Sinema seyircilerinde genellikle yaz aylarında görülürse de sonbahar ve kış mevsiminde nüksettiği de vâkidir. Kısaca şöyle tarif edilebilir: Seyirci, art arda izlediği bazı filmlerde olaylar, mekânlar, karakterler, oyuncular ve yönetmenler değişse de hep aynı ‘kurgu’yu izliyormuş hissine kapılır. Başka bir deyişle macera, aksiyon, fantastik, bilim-kurgu ya da edebiyat uyarlaması fark etmez; onun payına düşen bellidir: Elde var Ayten! “Çevremde bu sendroma tutulan var mı, uzak durayım!” diye telaşa kapılmayın; herkesin başına en az bir kere gelmiştir. Hani, hakikati ararken, dürüstlük beklerken, kandırılmışlık hissiyle salondan ayrılırsınız da sonra gazetelerde, internet sitelerinde o filme dair yazılanları okuyunca gayri ihtiyari ‘İnsan gerçekten hayret ediyor’ dersiniz ya, işte öyle bir şey. Sinemada buna benzer pek çok ‘Ayten örneği’ bulunabilir. Şimdi, kalbinizi ferah tutun. Danis Tanovic’in yönettiği ‘Bir Hurdacının Hayatı’ bu örneklerden uzak, sahici bir yerde duruyor. Hatta şöyle diyebiliriz: ‘Bir Hurdacının Hayatı’, 2013’ün payına düşen sahiciliklerden biri. Boşnak yönetmen Danis Tanovic’in belgesel ile kurgu arasındaki çizgiyi iyice silikleştirdiği film, bir gazete haberinden yola çıkarak 17 bin dolar maliyetle çekilmiş. Düşük yapan bir kadının sigortası olmadığı için tedavi edilmediği haberini okuyan Tanovic, 8 kişilik ekibiyle birlikte soluğu Nazif Mujic’in evinde alır. Nazif ve ailesinin sadece yaşadıklarını yeniden ‘canlandırdığı’ filmde, yönetmen de her türlü kurgu ve kadraj hilelerinden imtina ederek kamerasını evin içinde gezdirir. Hurda demir toplayarak hayatını güç bela kazanan iki çocuk sahibi Nazif, bir gün eve geldiğinde üçüncü çocuğuna hamile olan karısı Senada’nın iyi olmadığını görür. Telaşla hastaneye yetişen Nazif, bebeğin anne karnında öldüğünü ve annenin hayatını da tehdit ettiğini öğrenir. Ancak sağlık sigortası olmadığı için hastaneden kendisine yüksek bir fatura çıkarılınca ameliyat olamadan geri dönülür. Nazif, karısını kurtarabilmek için daha fazla araba parçalamak ve demir toplamak zorundadır.AYTEN OLSA DAYANMAZ!‘Bir Hurdacının Hayatı’, trajik bir film değil; bir trajedinin filmi. İster kapitalizmin trajedisi deyin, ister insanlığın… Savaş sonrası Bosna’nın dramı olarak da okunabilir. Dolayısıyla ‘Bir Hurdacının Hayatı’nı izlerken, insanın zihinde bir taraftan da ‘Çocuklar’ filmi dönüp duruyor. Savaş sonrası Bosna’yı ve savaşın genç kuşak üzerindeki etkisini çarpıcı bir şekilde anlatan Aida Begic imzalı ‘Çocuklar’ filmini seyretmeden Tanovic’in peşinden gittiği bu hakikat arayışı seyirci nezdinde biraz eksik kalabilir. Danis Tanovic, basit bir ‘fakirlerin hayatı’ sömürüsü yaparak düzeni eleştirme yolunu seçmiyor. Daha doğrusu, filmini böyle bir hikâye olmaktan çıkarıp daha yukarıda bir yere yerleştiriyor. İzlerken, insanlığınızdan utanıyor ve Bergman’a hak veriyorsunuz: “Dünyayı ancak utanç kurtarabilir.” Nazif ve ailesinin yaşadıklarının sanayileşme yoluyla gelişmeye çalışan bir toplumdaki karşılığını ve sağlık sisteminin nasıl bir ‘ayrıcalık’ haline geldiğini net bir şekilde ortaya koyuyor yönetmen. İnsana daha ağır geleni ise izlediğimiz filmin, perdede gördüğümüz insanların hayatındaki acıları filtresiz ve çok büyük oranda müdahalesiz bir şekilde anlatıyor olması. İster istemez, adının baş harfleri ‘acz’ tutan şairin yazdığını tekrarlarken buluyoruz kendimizi: (Allah’ım) “Ne çok acı var.” Hayatının dökümü niteliğindeki ‘Yaşamak’ kitabına bu sözlerle başlıyordu Cahit Zarifoğlu. Zarifoğlu’nu okumuş olsaydı ihtimal Tanovic de filmini bu cümle ile açardı. Zira aynı duyguları dillendirerek isyan ediyor Tanovic. Nazif Mujic’in evinde hastalık ile mücadele, tıpkı Zarifoğlu’nun evinde olduğu gibi yürütülüyor: “Evimizde her türlü musibete ve hastalığa karşı tek bir doktor vardı: Dua ve aspirin.” Danis Tanovic’in bir başka isyanı ise Bosna Savaşı sonrası ülkenin ve Boşnakların çektiği yalnızlığa. Nazif Mujic ve ailesinin yaşadıklarından hareketle “Bütün o savaş, katliam, zulüm ve sıkıntılardan sonra şu yaşadıklarımıza bir bakın! Geldiğimiz nokta bu mu olmalıydı?” sorusunu yöneltiyor, öfkeyle. Yine Zarifoğlu’na dönersek, kısaca şöyle bir isyan bu: “Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?” Hasıl-ı kelam; birörnek sanallıklar içinde sahici bir ışıltı olarak parlayıp ‘yokluğumuzu’ bastıran bu filmi görmezseniz eksikliğini bile hissedemeden, ‘ne çok acı’ olduğunu daha az müdrik biri olarak yaşar gidersiniz. Ya da şöyle diyelim: “Elde var Ayten!” diye hayıflanmaktan bıktıysanız, ‘Bir Hurdacının Hayatı’ sizi bekliyor.[HAFTANIN FİLMİ] BİR HURDACININ HAYATI -EPIZODA U ZIVOTU BERACA ZELJEZAYÖNETMEN: DANIS TANOVICOYUNCULAR: NAZIF MUJIC, SENEDA ALIMANOVIC, SANDA MUJICHAFTANIN DİĞER FİLMLERİHayatımız ‘özürlü’İlk uzun metraj filmi Eylül ile festivallerden ödülle dönen Cemil Ağacıkoğlu, ikinci filminde duygusal bir öykü anlatıyor. Güven Kıraç’ın yıldızlaştığı filmde, hayatı boyunca birine bağımlı yaşamak zorunda olan Selim’in geleceği, annesi Neriman Hanım’ın en büyük endişesidir. Selim’in kardeşi Zafer evlenmeye karar verince evde başlayan düğün hazırlıkları ailedeki gündemi değiştirir. Düğün telâşı sırasında Selim, açılan kapıdan çıkar ve kaybolur. Gidişiyle çözülmeler başladığında, aileyi Selim’in bir arada tuttuğunun farkına varırlar.Köy Enstitüsü yılları...İdeolojik yönü bir yana, yeni kurulan bir ülkenin eğitim projesi olarak bile sinema için hayli malzeme içeren Köy Enstitüleri’nin kaderi, tek taraflı ve yüzeysel bakış açılarıyla perdeye yansımak olacak gibi. Tıpkı geçtiğimiz yılın filmi Bu Toprağın Çocukları’nda olduğu gibi Yarım Kalan Mucize de benzer yetersizliklerden mustarip. 2. Dünya Savaşı atmosferinde Nahide adlı bir genç kızın kaderi ilkokul öğretmeninin teşviki ve gayretleriyle değişir. Köyünden kaçıp Köy Enstitüsü’ne giden Nahide, Anadolu’daki yeni bir eğitim seferberliğinin parçası olacaktır.Dinozorlar arasında...‘Dinozorlarla Yürümek’, çocuklu aileler için haftanın eğlenceli ve bilgilendirici yapımı olarak dikkat çekiyor. Üç boyutlu animasyon filmde, izleyici dinozorların yaşadığı döneme gidiyor. Patchi, büyük kardeşi Juniper ve diğer kardeşleriyle birlikte aynı sürüde doğmuş ve bir arada büyümüştür. Bu dinozorların en çelimsizi Patchi, her seferinde limitlerini zorlamak zorundadır. Babalarının izinden ve mirasından devam etmeye karar veren iki kardeş, en yakın arkadaşlarını ve bir kuş olan Alex’i de yanlarına alarak Arctic North’a doğru yola çıkar.
↧
Senaryo sorunu tartışılacak
Bu yıl 16.sı düzenlenen Randevu İstanbul Film Festivali kapsamında 23 Aralık Pazartesi günü “Sinemamızın senaryo sorunu neden aşılamıyor?” konulu panel düzenleniyor.Fransız Kültür Merkezi’nde saat 17.00’de başlayacak olan panelin moderatörü Kültür Bakanlığı Danışmanı Abdurrahman Çelik, konuşmacılar ise senarist-eleştirmen Burak Göral, senarist-oyuncu Ercan Kesal, yönetmen Ümit Ünal ve akademisyen Şükran Akpınar. Yine festival kapsamında düzenlenen “En İyi İlk Senaryo Yarışması”nın ikinci yılında yapılan panelde, konuşmacılar Türk sinemasının bitmek bilmeyen senaryo sorununu hem teknik açıdan ele alacak hem de çözüm önerilerini sunacak. (www.randevuistanbul.com)
↧
↧
Edhem Eldem, hat sanatını anlatacak
Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nın geleneksel olarak sürdürdüğü “Kubbealtı Sohbetleri” bugün Prof. Dr. Edhem Eldem’in katılımıyla devam ediyor.“Hat Sanatına Farklı Bir Bakış: 19. Yüzyılda Modernlik Aracı Olarak Hat” başlıklı bir konuşma yapacak olan Eldem, hat sanatı hakkındaki düşüncelerini anlatacak. Vakfın Çemberlitaş’taki merkezinde, Köprü Medresesi’nde gerçekleşecek olan toplantıya katılmak ücretsiz. (0212 516 23 56-518 92 09)
↧
Yapı Kredi Yayınları, 4000. kitabını kutladı
Yapı Kredi Yayınları, önceki gün 4000. kitabını yayımlayarak bir rekora imza attı.4000. kitap olarak usta yazar Yaşar Kemal’in ‘Çocuklar İnsandır’ını seçen yayınevi, bu başarısını önceki akşam Yapı Kredi Kültür Merkezi’nin Beyoğlu’ndaki binasında düzenlediği bir geceyle kutladı. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un davetinde gerçekleşen gecede başta Yaşar Kemal, Orhan Pamuk ve Ara Güler olmak üzere; yayınevinin yazarları, çevirmenleri, çizerleri, çalışanları, iş ortakları, gazeteciler ve Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü ve Murahhas Üye Faik Açıkalın ile Yapı Kredi Bankası Genel Müdür Vekili Carlo Vivaldi bir araya geldi.
↧
Hekimoğlu İsmail’e saygı gecesi
Yazar ve düşünce adamı Hekimoğlu İsmail, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü’nce düzenlenen “Yaşayan Kültür Adamlarımıza Saygı Gecesi”ne konuk oluyor.Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde bu akşam saat 19.00’da başlayacak etkinliği Mehmet Nuri Yardım yönetecek. Ahmet Vural, Nevzat Bayhan, Dursun Gürlek, Hüseyin Gökçe, Yavuz Bahadıroğlu ve Recep Şükrü Apuhan, Hekimoğlu İsmail’i farklı yönleriyle anlatacak. Geceye kültür dünyasından çok sayıda isim katılacak.
↧