Quantcast
Channel: ZAMAN-KÜLTÜR
Viewing all 7489 articles
Browse latest View live

Bâbıâli'den tanıdık simâlar

$
0
0
Gazeteci yazar Hüseyin Gökçe, basın hâtıralarını Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği-ESKADER tarafından düzenlenen “Bâbıâli Sohbetleri”nde anlatacak.Toplantıda gazetecilik yaptığı süre içinde yakından tanıdığı ve dostluk kurduğu gazeteci ve yazarlarla ilgili duygu ve düşüncelerini dile getirecek olan Gökçe'nin sohbet toplantısı, Timaş Kitapkahve'de 12 Aralık 2013, saat 18.00'de başlayacak. Hüseyin Gökçe konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularına da cevap verecek. Gökçe, Defterimdeki Ünlülerin 200'ü isimli yeni eserinde, Bâbıâli'den birçok kişinin ilginç hâtırasına yer veriyor. Ayrıntılı bilgi için: 0 (212) 511 23 23

Zerre’ye bir ödül de Tiflis’ten

$
0
0
Katıldığı film festivallerinden eli boş dönmeyen ‘Zerre’ filmine bir ödül de Gürcistan’dan geldi.Zerre, ABD’li yönetmen Michael Hoffman’ın jüri başkanlığını yaptığı, 14. Tiflis Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen’ ödülü aldı. Erdem Tepegöz’ün yönettiği, Jale Arıkan’ın başrolünde olduğu ve yapımcılığını Kağan Daldal’ın üstlendiği film, geçen yıl Altın Portakal Film Festivali’ndeki dört ödülün yanı sıra, Uluslararası Malatya Film Festivali ile Uluslararası Moskova Film Festivali’nden de ikişer ödül almıştı. Farklı bir sinemasal anlatım dili ile dikkat çeken ‘Zerre’, festival yolculuğuna Viyana İnsan Hakları Film Festivali (Avusturya), 32. Fecr Film Festivali (İran) ve Uluslararası Pekin Film Festivali (Çin) ile devam edecek.

Sürdürülebilir yaşam için film

$
0
0
2008’den bu yana düzenlenen Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali bu yıl da birbirinden ilginç filmlerle 20-22 Aralık arasında İstanbul Kadir Has Üniversitesi ve Ankara Çağdaş Sanatlar Merkezi ile İstanbul Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.Sürdürülebilir bir yaşamın ancak çeşitlilikle mümkün olacağı bilinciyle toplumun her kesiminden katılımcıları bir araya getirmeyi hedefleyen festival; çiftçileri, iş sahiplerini, şirket çalışanlarını, öğrencileri ve öğretmenleri, çocuğunun gelecekte yaşayacağı dünyadan endişeli ebeveynleri, akademisyenleri ve aktivistleri bu belgeselleri birlikte izlemeye davet ediyor. (www.surdurulebiliryasam.org)

Sinemanın Hikâyesi’ İstanbul Modern’den

$
0
0
İstanbul Modern Sinema, 19-29 Aralık arasında ‘Sinemanın Hikâyesi’ ile izleyiciyi dünya sinema tarihini başlangıcından bugüne bütünüyle anlatan 15 saatlik bir belgesel maratonuna davet ediyor.Beş yılı aşkın bir çalışma sonucunda Mark Cousins’in aynı adlı kitabını temel alarak yönettiği belgesel film, sinemanın getirdiği yenilikleri keşfe çıkarken sinemacıların hem dönemlerinin tarihi olaylarından hem de birbirlerinden nasıl etkilenmiş olduklarını inceliyor. Belgesel, sessiz sinemanın ilk günlerinden Hollywood’un doğuşuna ve yıldız sistemine uzanarak, sinemanın Rusya, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, İskandinavya ve ABD’deki sanatsal gelişiminin izini sürüyor. ‘Sinemanın Hikâyesi’, izleyiciyi hem gelmiş geçmiş en iyi filmleri de içinde barındıran sürükleyici bir dünya turuna çıkarıyor, hem de Avrupa ve Amerika odaklı mevcut sinema algısını kırarak 7. sanatın tarihini ‘evrenselleştiriyor’. “Terminoloji kullanmadan, daha anlaşılabilir bir sinema tarihi” yazma fikriyle sinema tarihinin önemli duraklarına değinen belgesel, birbirinden değerli arşiv görüntülerinin yanı sıra Bernardo Bertolucci, Jane Campion, Gus Van Sant, Lars Von Trier, Claire Denis, Stanley Donen ve Claudia Cardinale gibi efsanevi sinemacılar ve oyuncularla söyleşiler içeriyor. Müze ziyaretçilerine ve üyelere ücretsiz olarak gerçekleştirilecek gösterimler orijinal dilinde ve Türkçe altyazılı olacak. (0212 334 73 00)

Kültür Günleri, Gaziantep’te

$
0
0
Kaynak Kültür Yayın Grubu, Gaziantep Eğitimciler Derneği ve Hürmet Dostluk ve Dayanışma Derneği’nin birlikte düzenlediği “Gaziantep Kültür Günleri”, 13-14-15 Aralık günlerinde Şehit Kamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.“Kültür Günleri”nin ilk gününde Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, ‘Dünden Bugüne Hizmet Hareketi’ başlıklı bir konferans verecek. 14 Aralık Cumartesi günü Prof. Dr. Davut Aydüz ‘Namazı Anlayarak Kılmak’; Dr. Ergün Çapan ‘Sahabe Mesleği’; Naci Tosun ‘Gönüllüler Hareketi’; 15 Aralık Pazar günü Seyit Nurfethi Erkal ‘Risale-i Nuru Okuma ve Anlama’; Ali Demirel ise ‘İman, Kulluk ve Aksiyon’ konulu birer konferans verecekler. Gaziantep Kültür Günleri’nin ikinci ve üçüncü gününde; Yeni Ümit ve Hira dergileri öncülüğünde yapılacak panellerin ilkinde ‘İslam’da Aile’, ikincisinde de ‘Farklı Seslerin Ahengi’ temaları üzerinde durulacak. Hira Dergisi’nin düzenleyeceği ‘Farklı Seslerin Ahengi’ konulu panele, Prof. Dr. Süleyman Aşrati (Vahran Üniversitesi, Cezayir), Prof. Dr. İshak Sadallah El-Gamidi (İmam Muhammed Üniversitesi, Suudi Arabistan), Prof. Dr. Said Buyezri (Mevlud Muammari Üniversitesi, Cezayir) ve Dr. Mecdi Said (Nature Arabic Dergisi Genel Yayın Yönetmeni, Mısır) gibi uzman isimler katılıyor. Ressam Yazdani, eski Mekke-Medine Fotoğrafları, Kur’an-ı Kerim, Gençliğe Kurulan Tuzaklar, Gönülden Yansımalar, Kutsal Emanetler adlı sergilerin yer alacağı Kültür Günleri’nde yöresel tatların ön plana çıkarılacağı bir de kermes yapılacak.

Osmanlı’nın sosyal medyası kartpostallardı

$
0
0
Ay-yıldızlı forma giyen Taksim Yunan Mektebi’nin talebeleri (üstte), savaşa giden askerleri uğurlama duasına katılan üç dinin temsilcileri, Ertuğrul Mızıkası’nın şefliğine getirilen ünlü Alman şef Paul Lange’ın orkestrasıyla çekilmiş kareleri... Osmanlı dönemine ait 12 bin kartpostala sahip koleksiyoner Seyhun Binzet, bunlardan 140 tanesini bugün Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sergiliyor.Sosyal medyanın 2000’lerin icadı olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 1800’lerin sonu, 1900’lü yılların başlarında da sosyal medya vardı. Adı, şekli şemali, kullanım biçimi farklıydı sadece. Günümüzde hatıra olarak saklanan resimli kartpostallar o yıllarda önemli bir haberleşme aracıydı. Kartpostalların iletişim aracı olarak tercih edilmesinin nedenleri bugünü hatırlatıyor.Kartların üzerine yazılan mesajlar tıpkı 140 karakterde ifade edilebilecek kadar kısa ve özdü. Sansürlenme ihtimali de pek yoktu. Hem zarfın içine konulmayı gerektirmiyor, hem gönderene, hem posta şirketine kolaylık sağlıyordu. Bunca kolaylık bir araya gelince kartpostal medyası hızla yaygınlaşıyor. Özel fotoğraf stüdyolarında kartpostallar tasarlanıyor, buralarda Avrupa’dan siparişlerle getirilen elbiselerle özel çekimler yapılıyor, satış için kartpostal dükkanları açılıyor, kartpostal üreticiliği önemli bir meslek haline geliyor.Osmanlı dönemine ait 12 bin kartpostalı var1964 yılında Belçika’ya kimya mühendisliği okumaya giden koleksiyoner Seyhun Binzet, Avrupa’da herkesteki koleksiyon merakını görünce kendisinde de kartpostallara karşı bir ilgi uyanıyor. Doğma büyüme Kadıköylü olduğu için önce Kadıköy’den Avrupa’ya postalanan kartpostallar ilgisini çekiyor. Bir yandan okuyup bir yandan küçük eskici dükkanlarında rastladığı bu kartları topluyor. Sonra tüm Osmanlı coğrafyasından gönderilen kartpostalların peşine düşüyor. Binzet’in elinde şu anda 1850-1930’lu yıllar arasına tarihlenen 12 bin kartpostal var. Aklınıza gelebilecek her konu, kişi ile ilgili bir kartpostala rastlayabilirsiniz koleksiyonunda. Binzet, Fenerbahçe’deki evinin bir odasını kartpostal albümlerine ayırmış. 140 tanesini ise bugün Karaköy’deki Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açılan “Osmanlı@Kartpostal/Kartpostallarla Osmanlı’dan İnsan Manzaraları” sergisinde meraklılarına sunuyor. Adından anlaşılacağı gibi sergide o dönemden insan manzaraları sergileniyor. Şekerci, turşucu, ciğerci, börekçi, tesbihçi, ahtapot ve istiridye satan adamlar, lavantacı kadınlar, cura ve saz çalan müzisyenler, Mevlevi dervişleri, Yahudi mozaik işçileri, ayı oynatanlar, sünnet düğünlerinde çıkan hokkabaz grupları, Ayvalık’taki müzikli kafeler, Tatavla (Kurtuluş) kılıç kalkan ekibi, Bursa’da ipek fabrikasında çalışan kadınlar, Bitlis’te çadırda yaşayan Kürtler, Kağıthane deresinin kenarında dinlenen kadınlar da kartpostallara yansıyan manzaralar arasında. Sergideki bazı kartpostallara bakarken kimi zaman tarih dersi dinliyor, bazen de eğlence programı izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Ayyıldızlı forma giyen Taksim Yunan Mektebi’nin talebelerinin, Çanakkale ya da Yemen Savaşı’na giden askerleri uğurlama duasına katılan üç dinin temsilcilerinin ve V. Mehmet Reşat ile VI. Vahdettin döneminde Ertuğrul Mızıkası’nın şefliğine getirilen ünlü Alman şef Paul Lange’nin orkestrasıyla çekilmiş kareleri tarihe not düşüyorlar.Sultan Abdülhamid’in hafiye başı Fehim Paşa’nın gönlünü çalan Margarethe Fehim Paşa’nın ve Fransız halterci Doublier’in sırtını yere getirerek o dönemde destan yazan Faik Üstünidman’ın kah karnına taş koydurup, kah amuda kalkarak güç gösterisi yaparken çektirdiği fotoğraflardan basılan kartpostallar da sergiye eğlence programı havası katıyor. Binzet, “Kartpostallarım arasında elimizden çıkan topraklardaki Osmanlı eserleriyle ilgili kartpostallar var. Aslında bunları sergilemek istiyorum.” diyor. Küratörlüğünü Osman Köker ile Gürel Tüzün’ün, tasarımını Tan Oral’ın yaptığı sergi 19 Ocak 2014 tarihine kadar açık. (www.schneidertempel.com)

Aynur’dan ‘Beraber’lik albümü

$
0
0
Kürt müziğinin sevilen sesi Aynur’un yeni albümü Hevra (Beraber), Sony Music Classical etiketiyle yayınlandı.Sanatçı, albümünde Buika, Yasmin Levy ve Mariza gibi sanatçıların prodüktörü, besteci ve gitarist Javier Limón ile çalıştı. Albümde daha öncekilerin aksine geleneksel enstrümanların yerine ağırlıklı olarak Limón’un flamenco ezgilerini taşıyan gitar soundu kullanıldı. İspanyol piyanist besteci Ariadna Castellanos ile canlı kaydedilen “Xerîw” şarkısının yanı sıra “Sîsîlé” şarkısı da usta müzisyen Cemil Qoçgirî’nin temburu ile canlı kaydedildi.

Troya kazılarını artık ÇOMÜ yapacak

$
0
0
Frank Calvert’in 1863’teki ilk kazısından itibaren, Troya kazı çalışmaları 150. yılını doldurmak üzere.Bakanlar Kurulu kararı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi adına Doç. Dr. Rüstem Aslan tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmaları önümüzdeki yıl için de aynı ekip tarafından yürütülecek. Bunun yanı sıra, Troya çalışmaları 150. yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği yarışmada birinci olan Troya Müzesi Projesi’nin yapımına başlandı. Müzenin 2015’e kadar açılması planlanıyor.

11. Sanal Kitap Fuarı başladı

$
0
0
Türkiye’nin online kitapçısı www.idefix.com’un her yıl düzenlediği Sanal Kitap Fuarı, bu yıl 11. kez gerçekleştiriliyor.2 Aralık’ta başlayan ve 2 Ocak’a kadar devam edecek fuarda 1000 yayınevi ve 150 bin farklı kitap yer alıyor. 81 ilin tamamından sipariş alarak Türkiye geneline yayılan fuarın en önemli özelliği ise yayınevlerinin büyük indirimleri. Daha önce verilen oylar doğrultusunda Yaşar Kemal, Nazım Hikmet, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin’in isimlerini ormanlarda yaşatan okurlar, bu defa bir diğer yazar ormanına verilecek ismi de belirleyecek. Ayrıca “Sanal Kitap Fuarı’nı fotoğraflayın” yarışması bu yıl da devam edecek.

Klasiklerde ‘yeniden çeviri’ hareketi

$
0
0
İntihal ve sahte çevirilerin en revaçta olduğu dünya klasikleri alanında son birkaç yıldır “yeniden çeviri” hareketliliği yaşanıyor. Pek çok yayınevi yeni ya da gözden geçirilmiş çevirilerle kendi klasik dizilerini oluşturuyor. Bu durum “özgün” çevirilerin ortaya çıkmasını sağladığı gibi yıllardır klasiklere temkinli yaklaşan okura nitelikli çeviri seçenekleri de sunuyor.Dünya klasiklerini okumaya karar veren her okurun ilk sorusu şudur: “Hangi çevirilere güvenelim?” Son yıllarda dünya klasiklerinin sahte ve intihal çevirilerle iyice kirlendiğini düşünürsek, okur bu sorusunda hiç de haksız değil. Öyle ki her geçen gün artan intihal çevirilerin yayımlanmadan önlenmesini amaçlayan çeviribilim uzmanları TÜBİTAK destekli “Çeviride İntihal” projesi geliştirmeye çalışıyor şu günlerde. Boğaziçi Üniversitesi'nde bugün başlayan ve iki gün sürecek “Yeniden Çeviri ve Bağlamları” başlıklı konferansta da çeviri konuşulacak. Sahte ve intihal çevirilerle kirlenen ve okuma zevkini törpüleyen yayın dünyasında da son zamanlarda klasikler adına iyi şeyler oluyor. Pek çok yayınevi yeni çevirilerle kendi “dünya klasikleri” dizisini hazırlamaya başladı. Klasiklerde yaşanan bu “yeniden çeviri” hareketliliği, hiç şüphesiz farklı, en önemlisi de “özgün” çevirilerin ortaya çıkmasını sağladı. Haliyle intihal ve ucuz çevirilerle gündemimize giren “Dünya klasiklerinde hangi çeviriyi tercih edelim?” sorusu yavaş yavaş anlamını yitirmeye başladı. Klasikleri ilk kez ya da yeni baştan yeni çevirilerle okumak isteyenler için yelpaze hayli geniş. Türkçede dünya klasiklerini yeni çevirilerle okura sunan yayınevlerinden biri İthaki Yayınları. Yayınevi, eski çevirilerle birlikte yeni çevirileri de özgün kapaklarla ve orijinal isimleri ile okura sunuyor. Dünya Klasikleri serisinden ilk yayımlanan eser Türkçede Cinayet Şirketi olarak da bilinen Jack London'ın Suikast Bürosu adlı romanı. London'ın Vahşetin Çağrısı, Jonathan Swift'in Gulliver'in Gezileri, Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar ve Beyaz Geceler romanları da seriden yayımlanan diğer romanlar. Doğu Batı Yayınları da bir süredir yeni çevirilerle dünya klasikleri yayımlıyor. Yeni çevirileri önsöz ve açıklamalarla zenginleştiren yayınevinin önceliği ise klasikleri tam metin yayımlamak. 2011'de yayımlanan Goethe'nin Faust'u bunlardan biri. Aynı çizgide geçtiğimiz aylarda Nietzsche'den Böyle Dedi Zerdüşt, yakın zaman önce de Goethe'nin Genç Werther'in Acıları, Gülperi Sert çevirisi ile yayımlandı. Kısa süre önce ise Dostoyevski'nin Yer Altından Notlar'ı Ahmet Ekeş çevirisiyle okura sunuldu. Kabalcı Yayınları ise daha önce İngilizceden çevrilmiş Machiavelli'nin Prens'i ile Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını Rusçaları ile karşılaştırarak yayımladı. Aynı şekilde İvan Gonçatov'un Oblomov ve Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar kitapları da yayıma hazırlanıyor. Timaş Yayınları da pek çoğu yeni çevirilerle klasik eserleri “Dünya Edebiyatı” dizisinde yayımlıyor. Dizinin ilk kitabı Kemal Atakay'ın çevirisiyle yayımlanan Anne Michaels'ın Bölük Pörçük Yaşamlar adlı romanı. Yeni bir çeviriyle yayımlanan bir diğer roman ise Tolstoy'un Anna Karenina'sı. Ayrıca, Franz Kafka'nın Milena'ya Mektuplar, André Gide'in Pastoral Senfoni, Knut Hamsun'ın Victoria, Dante'nin İlahi Komedya, Mary Shelley'nin Frankenstein, Oscar Wilde'ın Dorian Gray'in Portresi, Shakespeare'in Kral Lear-Hırçın Kız, Jane Austen'ın İkna adlı kitapları aynı diziden yayımlandı.HANGİ YAYINEVİ NELERİ YAYIMLAYACAKSelçuk Aylar (İthaki Yayınları Editörü) Dünya klasikleri fikir aşamasında nispeten kolay, uygulamada nispeten zor bir dizi. Yayınevleri, bu bilindik eserleri, önsöz yahut sonsözlerle genişletmeye ve yenileştirmeye, dizi editörlüklerini güven aşılayacak, bilindik isimlere teslim etmeye çalışıyor. Bugünün dünya klasiklerinde fark yaratma yollarından biri de kapak tasarımı. Biz de İthaki Yayınları olarak bunu ön plana çıkarmaya, sade ve şık kapaklar yapmaya çalışıyoruz. Birçok yayınevinin hâlâ kapağa tablo koymaktan vazgeçmemesi de düşündürücü. Bugün yaygınlaşan isabetli uygulamalardan biri de, kitapların orijinal isimlerinin korunması. Yakında çıkacak birkaç kitap: Alexander Kuprin/Düello; Edgar Allan Poe/Kızıl Ölümün Maskesi (Seçme Öyküler), Saki (Seçme Öyküler); Arthur Conan Doyle/Baskerville'lerin Köpeği; Dostoyevski/Öteki.Taşkın Takış (Doğu Batı Yay. Genel Yay. Yön.)Klasik bir kitabı Behçet Necatigil çok güzel çevirmiş olabilir. Ya da Nietzsche'nin “Böyle Dedi Zerdüşt” kitabını Ahmet Cemal mükemmel çevirmiş olabilir. Fakat bu iyi çeviriler yenilerine engel değil. Çeviri sanatı da sosyal bilimlerin diğer sahaları gibi kendi içinde sürekli gelişime açık. Günümüzde klasik metinlere değer katan yeni çevirilerle okura sunulan önsözler, dipnotlar ve açıklamalar. Biz de yeni klasik çevirilerimizi önsözler ve açıklamalarla zenginleştiriyoruz. Bir diğer önceliğimiz ise eserleri genellikle tam metin olarak çevirmek. Dizisinden çıkacak birkaç kitap: Dostoyevski/Suç ve Ceza; Gogol/Ölü Canlar; Novalis/Fragmanlar; Stefan Zweig/Yıldızın Parladığı Anlar; Stefan Zweig/Roterdamlı Erasmus'un Zaferi ve Trajedisi. Murat Ceyişakar (Kabalcı Yay. Yön.) Niccolò Machiavelli'nin "Prens"i ile Dostoyevski'nin "Suç ve Ceza"sı aslında Serpil Demirci tarafından İngilizceden çevrilmiş eserlerdi. Biz bu iki eseri ve bundan sonra yayımlamayı düşündüğümüz İvan Gonçatov'un "Oblomov"u ve Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar"ını Rusçaları ile karşılaştırarak tekrar gözden geçirdik. Bu arada yetkin Rusçası ile kitaplara özgünlük katan editör Ezgi Enler'i anmadan geçemeyeceğim. Rus klasikleri ve dünya edebiyatının temel taşı olmuş İngiliz, Amerikan ve Fransız klasikleriyle devam edeceğiz. Gogol, Turgenyev, Oscar Wilde, Bram Stoker, Jack London, Joseph Conrad, Herman Melville ve Gustave Flaubert gibi yazarların eserlerini de orijinal dillerinden hak ettikleri çeviri ve baskı kalitesiyle okurlarla buluşturmayı düşünüyoruz.Ayşe Tuba Ayman (TİMAŞ Dünya Ed. Editörü) Dünya Edebiyatı dizisinde yayımladığımız eserlerin birçoğu yeni, diğerleri ise son beş yılda yapılan çeviriler. Fakat ne zaman çevrilmiş olursa olsun, yerli ve yabancı alternatif edisyonlarla karşılaştırmalı okumaya tâbi tutuyoruz mutlaka. Eserin orijinal dilinden çeviri olduğunu teyit etmek için de alanında uzman kişilerden destek alıyoruz. Ayrıca bizim için orijinal dilinden eksiksiz çeviriler, metni okura daha aşina kılacak makaleler ve dipnotlarla desteklenmiş edisyonlar insanlığın kültür mirasını korumak adına atılması gereken adımlar. İtalyan Dino Buzzati ile Rus yazar Sasha Sokolov'un eserleri 2014'te Türkçede ilk defa yayımlanacak. Tolstoy, Dostoyevski, Stefan Zweig, Knut Hamsun gibi isimlerin diğer eserleri ile koleksiyonumuzu genişletmeye devam edeceğiz.

'Hobbit 2' vizyona giriyor

$
0
0
Sinemaseverler bu hafta iki yeni film ile buluşuyor. The Hobbit'ten uyarlanan üçlemenin ikinci filmi "Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları" haftanın öne çıkan yapımı. Yönetmen koltuğunda Oscar ödüllü Peter Jackson oturuyor.Oscar ödüllü sinemacı Peter Jackson, J. R. R. Tolkien'ın sevilen başyapıtı The Hobbit'ten uyarlanan üçlemenin ikinci filmi olan "Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları"yla karşımızda. Üçleme Orta Dünya'da "Yüzüklerin Efendisi"nden 60 yıl önce geçen kesintisiz bir hikayeyi anlatıyor. Grup, doğuya doğru ilerlemeye devam ederken Göl kasabasına, oradan da nihayet Yalnız Dağ'a giderler. Burası, tüm yaratıklar içinde en korkutucu olan, gruptakilerin cesaretlerinin boyutunu sınayacak bir yaratıkla, Ejderha Smaug'la yüzleşecekleri yerdir. Peter Jackson'ın yönettiği ve Ian McKellen, Martin Freeman, Richard Armitage ile Benedict Cumberbatch'ın oynadığı "Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları" fantastik macera türünde.BU İŞTE BİR YALNIZLIK VAREski müzisyen Mehmet, müzikten uzaklaşmış, boşanmış bir adamdır. Geçimini özel ders vererek sağlamaktadır. O'nu, haftada bir gün görüşebildiği 9 yaşındaki kızı Ezgi hayata bağlamaktadır. Mehmet, başka biriyle evlenen eski eşi Nazlı'yla kızı yüzünden hâlâ görüşmektedir. Mehmet karısıyla evliyken de ailece görüştükleri Ayşe'nin eşinden ayrılması üzerine ona şiddetli bir aşk duymaya başlar. Engin Altan Düzyatan, Özgü Namal, Emin Gürsoy ile Gaye Gürsel'in oynadığı "Bu İşte Bir Yalnızlık Var"ı Ketche yönetti.(CİHAN)

Hattat Hamid Aytaç için vefa sergisi açıldı

$
0
0
Hattat Hamid Aytaç’ın izinden giden Hattat Mahmut Şahin, yetiştirdiği öğrencilerinin hat sergisini Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sundu.Sergi açılışına Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, Başkan Yardımcıları ve çok sayıda davetli katıldı. Sergiyle ilgili açıklama yapan Mahmut Şahin, "Hattat Hamid Aytaç benim hocamın hocasıdır. Osmanlı'dan günümüze Hamid hocayla intikal eden bir sanattır bu. Hamid hoca harf inkılabı geldiği halde bu sanatını devam ettirmiştir." diye konuştu. Çeşitli illerde hat sanatı dersleri verdiğini ifade eden Şahin, "Ders verdiğim öğrencilerimle her yıl bir üstat adına sergi oluşturma kararı aldık. İlk olarak da Hamid hocamızın adına düzenlemek istedik. Çünkü Hamid hoca zamanında hat sanatıyla ilgili fedakarlıklar yapmamış olsaydı bu sanat Osmanlıdan günümüze taşınmamış olacaktı." dedi. Hamid Aytaç'ın eserleri dernek sanatçıları tarafından kâğıda yazma, ahşap kesme, seramik ve yaprak üzerine işleme yolları ile hazırlandı. Sergi 25 Aralık tarihine kadar ziyaret edilebilecek. (CİHAN)

Türk sanatçılardan Londra'da ortak sergi

$
0
0
Sanat çalışmalarını İstanbul'da sürdüren ressam ve seramik sanatçısı Oya Sabahlar ile İngiltere'de yaşayan Ayşegül Coles'in resim ve heykel sergisi Londra'daki Lauderdale House'ta sanatseverlerin beğenisine sunuldu.Ayşegül Coles, ahşap, bakır, taş, bronz döküm ve çamur gibi malzemeleri kullanarak ürettiği 11 duvar çalışmasıyla sergide yer aldı. Çalışmalarında daha çok sahile vuran tahtaları kullanan Coles, bugüne kadar düzenlediği sergilere gösterilen ilgiden memnun olduğunu ifade etti.Çalışmalarını İstanbul'da kendi atölyesinde sürdüren ve aslen Adanalı Oya Sabahlar ise birçok karma sergide yer aldıktan sonra 2010 yılında ilk kişisel sergisini açtığını bildirdi. Sergide resim, akrilik ve pastel çalışmalarından oluşan 24 eseri bulunan Oya Sabahlar, Londra gibi kültür ve sanatın merkezi konumunda bir şehirde sergi açmanın heyecanını yaşadığını dile getirdi.(CİHAN)

‘12 Yıllık Bir Köle’ Altın Küre’ye koşuyor

$
0
0
‘Oscarların habercisi’ Altın Küre Ödülleri’nin adayları dün açıklandı. Hollywood Yabancı Basın Birliği tarafından düzenlenen ve 71. yaşını kutlayacak ödül töreninde 7 dalda aday olan iki yapım öne çıkıyor.Steve McQueen’in yönettiği ‘12 Yıllık Bir Köle / 12 Years A Slave’ ile David O. Russell imzalı ‘American Hustle’ filmleri 7 dalda Altın Küre ödüllerine aday gösterildi. Daha önce ‘Açlık’ ve ‘Utanç’ filmleriyle adından söz ettiren McQueen, kölelik tarihinden bir kesiti anlattığı yeni filmi ‘12 Yıllık Bir Köle’de Michael Fassbender, Brad Pitt ve Benedict Cumberbatch’i bir araya getiriyor. ‘Umut Işığım’ ve ‘Dövüşçü’ filmleriyle son iki yıldır Oscar törenlerinde boy gösteren David O. Russell’ın dönem filmi ‘American Hustle’da ise Christian Bale, Bradley Cooper, Jennifer Lawrence ve Jeremy Renner gibi son dönemin yıldız isimleri oynuyor. En iyi dizi yarışında, final yaparak ekrana veda eden Breaking Bad drama dalında, The Big Bang Theory ise komedi dalında listenin öne çıkan yapımları. Televizyon dizilerini ödüllendiren Altın Küre’nin Emmy ödüllerinde olduğu gibi internette yayınlanan ‘House of Cards’ ve ‘Orange is the New Black’ dizilerini aday göstermesi dikkat çekti. Başrolünde Kevin Spacey’nin oynadığı dizi, Netflix adlı internet sitesi üzerinden yayınlanmıştı. Yabancı Dilde En İyi Film dalında Türkiye’nin Oscar adayı ‘Kelebeğin Rüyası’ listeye giremezken, Cannes’da Altın Palmiye alan ‘Mavi En Sıcak Renktir’ listenin favorisi olarak kabul ediliyor. 12 Ocak 2014’te düzenlenecek Altın Küre ödül törenini geçen yıl olduğu gibi Tina Fey ve Amy Poehler sunacak. KÜLTÜR-SANAT70. Altın Küre AdaylarıEn İyi Film (DRAMA)12 Years A SlaveKaptan PhillipsYerçekimi / GravityPhilomenaZafere Hücum / RushEn İyi Kadın Oyuncu (DRAMA)Cate Blanchett (Mavi Yasemin)Sandra Bullock (Yerçekimi)Judi Dench (Philomena)Emma Thompson (Saving Mr. Banks)Kate Winslet (Labor Day)En İyi Erkek Oyuncu (DRAMA)Chiwetel Ejiofor (12 Years A Slave)Idris Elba (Mandela: Long Walk To Freedom)Tom Hanks (Kaptan Phillips)Matthew McConaughey (Dallas Buyers Club)Robert Redford (Sona Doğru / All Is Lost)En İyi Film (KOMEDİ-MÜZİKAL)American HustleHerInside Llewyn DavisNebraskaThe Wolf Of Wall StreetEn İyi Kadın Oyuncu (KOMEDİ-MÜZİKAL)Amy Adams (American Hustle)Julie Delpy (Günbatımından Önce / Before Midnight)Greta Gerwig (Frances Ha)Julia Louis-Dreyfus (Başka Söze Gerek Yok / Enough Said)Meryl Streep (August: Osage County)En İyi Erkek Oyuncu (KOMEDİ-MÜZİKAL)Christian Bale (American Hustle)Bruce Dern (Nebraska)Leonardo DiCaprio (The Wolf of Wall Street)Oscar Isaac (Inside Llewyn Davis)Joaquin Phoenix (Her)En İyi AnimasyonCrood’lar / The CroodsÇılın Hırsız 2 / Despicable Me 2Karlar Ülkesi / FrozenEn İyi Yabancı FilmMavi En Sıcak Renktir / Blue is the Warmest ColorThe Great BeautyOnur Savaşı / The HuntGeçmiş / The PastRüzgar Yükseliyor / The Wind RisesEn İyi Yardımcı Kadın OyuncuSally Hawkins (Mavi Yasemin)Jennifer Lawrence (American Hustle)Lupita Nyong’o (12 Years A Slave)Julia Roberts (August: Osage County)June Squibb (Nebraska)En İyi Yardımcı Erkek OyuncuBarkhad Abdi (Kaptan Phillips)Daniel Bruhl (Zafere Hücum / Rush)Bradley Cooper (American Hustle)Michael Fassbender (12 Years A Slave)Jared Leto (Dallas Buyers Club)En İyi YönetmenAlfonso Cuaron (Yerçekimi)Paul Greengrass (Kaptan Phillips)Steve McQueen (12 Years A Slave)Alexander Payne (Nebraska)David O. Russell (American Hustle)En İyi SenaryoSpike Jonze (Her)Bob Nelson (Nebraska)Jeff Pope ve Steve Coogan (Philomena)John Ridley (12 Years A Slave)Eric Warren Singer ve David O. Russell (American Hustle)En İyi Dizi (DRAMA)Breaking BadDownton AbbeyThe Good WifeHouse of CardsMasters of SexEn İyi Kadın Oyuncu (DRAMA)Julianna Margulies (The Good Wife)Tatiana Maslany (Orphan Black)Taylor Schilling (Orange is the New Black)Kerry Washington (Scandal)Robin Wright (House of Cards)En İyi Erkek Oyuncu (DRAMA)Bryan Cranston (Breaking Bad)Liev Schreiber (Ray Donovan)Michael Sheen (Masters of Sex)Kevin Spacey (House of Cards)James Spader (The Black List)En İyi Dizi (KOMEDİ-MÜZİKAL)The Big Bang TheoryBrooklyn 99GirlsModern FamilyParks and RecreationEn İyi Kadın Oyuncu (KOMEDİ-MÜZİKAL)Zooey Deschanel (New Girl)Lena Dunham (Girls)Edie Falco (Nurse Jackie)Julia Louis-Dreyfus (Veep)Amy Poehler (Parks and Recreation)En İyi Erkek OyuncuJason Bateman (Arrested Development)Don Cheadle (House of Lies)Michael J. Fox (The Michael J. Fox Show)Jim Parsons (The Big Bang Theory)Andy Samberg (Brooklyn 99)En İyi Mini Dizi/FilmAmerican Horror Story: CovenBehind the CandelabraDancing on the EdgeTop of the LakeWhite Queen

HAFTANIN FİLMLERİ

$
0
0
Yalnız kalpler durağı‘Ketche’ namıyla bilinen Hakan Kırvavaç’ın yönettiği film, Tuna Kiremitçi’nin eserinden, sinema yazarı Burak Göral’ın senaryosuyla beyazperdeye geliyor. Eski bir müzisyen olan Mehmet, eşinden boşandıktan sonra müzikten uzaklaşır. Geçimini özel ders vererek sağlayan Mehmet’i hayata bağlayan ise haftada bir gün görüşebildiği 9 yaşındaki kızı Ezgi’den başkası değildir. Günler böyle geçerken Mehmet’in ailece görüştüğü Ayşe’nin eşinden ayrılması üzerine olaylar ilginç bir hal almaya başlar.Kars’ta soğuk bir öyküUğur Yücel’in, hâlen vizyonda olan ‘Benim Dünyam’ filminden bir yıl önce çektiği ‘Soğuk’, nihayet gösterime giriyor. Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yapan ‘Soğuk’, Türkiye’nin sınır şehri Kars’tan hazmı zor bir öykü anlatıyor. Aynı pavyonda çalışan üç kızkardeş ile hayatında karısından başka bir kadın bilmeyen bir tren yolu işçisinin yolu kesişir. İşçinin erkek kardeşi şehrin belâlılarından biridir. O da kız kardeşlerin etrafında dolaşmaktadır. Ancak olaylar, kimsenin beklemediği şekilde gelişir.Anormal işler bunlar‘Anormal Aktivite’, son dönemde moda bir akım olan ‘sahte belgesel’ türünün en bilinen örneği ‘Paranormal Aktivite’yi ti’ye alıyor. Tıpkı bir mizah malzemesine çevirmeye çalıştığı ‘asıl’ film gibi pek de eğlenceli olmayan bu komedi denemesi, kalitenin bir hayli uzağında kalıyor. Kisha ve Malcolm sonunda hayallerindeki eve kavuşur fakat evde yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Uçuşan mobilyalar, etraftan gelen garip sesler, onları yataktan çeken görünmez güçler. Çift, bu durumu çözmek için her yolu dener.

‘12 Yıllık Bir Köle’ Altın Küre’ye koşuyor

$
0
0
‘Oscarların habercisi’ Altın Küre Ödülleri’nin adayları dün açıklandı. Hollywood Yabancı Basın Birliği tarafından düzenlenen ve 71. yaşını kutlayacak ödül töreninde 7 dalda aday olan iki yapım öne çıkıyor.Steve McQueen’in yönettiği ‘12 Yıllık Bir Köle / 12 Years A Slave’ ile David O. Russell imzalı ‘American Hustle’ filmleri 7 dalda Altın Küre ödüllerine aday gösterildi. Daha önce ‘Açlık’ ve ‘Utanç’ filmleriyle adından söz ettiren McQueen, kölelik tarihinden bir kesiti anlattığı yeni filmi ‘12 Yıllık Bir Köle’de Michael Fassbender, Brad Pitt ve Benedict Cumberbatch’i bir araya getiriyor. ‘Umut Işığım’ ve ‘Dövüşçü’ filmleriyle son iki yıldır Oscar törenlerinde boy gösteren David O. Russell’ın dönem filmi ‘American Hustle’da ise Christian Bale, Bradley Cooper, Jennifer Lawrence ve Jeremy Renner gibi son dönemin yıldız isimleri oynuyor. En iyi dizi yarışında, final yaparak ekrana veda eden Breaking Bad drama dalında, The Big Bang Theory ise komedi dalında listenin öne çıkan yapımları. Televizyon dizilerini ödüllendiren Altın Küre’nin Emmy ödüllerinde olduğu gibi internette yayınlanan ‘House of Cards’ ve ‘Orange is the New Black’ dizilerini aday göstermesi dikkat çekti. Başrolünde Kevin Spacey’nin oynadığı dizi, Netflix adlı internet sitesi üzerinden yayınlanmıştı. Yabancı Dilde En İyi Film dalında Türkiye’nin Oscar adayı ‘Kelebeğin Rüyası’ listeye giremezken, Cannes’da Altın Palmiye alan ‘Mavi En Sıcak Renktir’ listenin favorisi olarak kabul ediliyor. 12 Ocak 2014’te düzenlenecek Altın Küre ödül törenini geçen yıl olduğu gibi Tina Fey ve Amy Poehler sunacak. KÜLTÜR-SANAT

Harabat ehlini hor görme ey Hobbit!

$
0
0
Peter Jackson, üç filmlik ‘Hobbit’ serisinin ikincisinde Orta Dünya’ya olan sevgisini bir kez daha gösteriyor. Ancak ilk filmde olduğu gibi yine ‘zamana oynayan’ hamlelerden kaçamıyor. Oyunu ‘kanatlara yayan’ Jackson, bütün beklentileri üçüncü filme havale ediyor.Yönetmen Peter Jackson, ‘Hobbit’ serisinin ikinci filminde ‘Orta Dünya’yı ne kadar çok sevdiğini bir kez daha gösteriyor. Öyle ki, Yeni Zelandalı yönetmenin bu karanlık dünyadan çıkmaya hiç niyeti yok gibi. Hakkını tekrar teslim edelim: J.R.R. Tolkien’ın kaleme aldığı Orta Dünya’yı Peter Jackson’dan başka hiç kimse böylesi bir görsellik ve etkileyicilikle sinemaya taşıyamazdı. Ancak, insanoğlunun ‘altın yumurtlayan tavuk’a yaklaşımı hiç değişmiyor; Orta Dünya’da bile! Geçtiğimiz yıl bu zamanlar ilkini izlediğimiz ‘Hobbit’ serisi, ikinci adımında da ‘arkası yarın’ mantığıyla ilerliyor. Dolayısıyla, ‘önceki bölümün’ özetinden başlayalım. Bir yıl önce Bilbo Baggins, Gandalf’ın bir gece ansızın kapıda belirmesiyle ‘beklenmedik bir yolculuğa’ çıkmıştı. Amaç, Erebor Krallığı’nın son prensi Thorin ve yanındaki cücelerin vatan hasretini dindirmekti. Türlü maceralardan sonra krallığın bulunduğu Yalnız Dağ ufukta göründüğünde ise ‘seneye görüşürüz’ diyerek perdede kaybolmuşlardı. ‘Hobbit: Smaug’un Çorak Toprakları’nda Thorin liderliğindeki ekip, yolculuğa kaldığı yerden devam ediyor. Ork saldırısından kurtulan yolcularımız, önce Elf’ler’in eline düşer; sonrasında Göl Kasabası’na gelirler ve nihayet Yalnız Dağ’da, Erebor harabeleri içinde yatmakta olan ejderha Smaug’un karşısına çıkarlar. Yeri gelmişken, Thorin önderliğinde yapılan bu yolculuğun, Yahudilerin ilk sürgünü olan ‘Babil Sürgünü’ ile benzerliğine dair tezleri Tolkien vakti zamanında reddetmiş. Metnin de bunu birebir karşılamadığını, ancak güçlü bir şekilde çağrıştırdığını söyleyip geçelim. ‘Hobbit: Beklenmedik Yolculuk’ eleştirisinde ‘zamana oynama’ taktiğinden bahsetmiştik. Futbol deyimiyle söylersek, topu korner direğine götüren yönetmen, orada zaman geçirmeye yönelik hamleleriyle seyir zevki vermeyen bir ‘oyun’ sunmuştu. İlk filmden, Gollum’un göründüğü bilmeceli bölümden başka damakta bırakan bir tat hatırlamak zor. Serinin ikinci filminde Jackson, ‘oyunu kanatlara yayarak’ atakları biraz olgunlaştırıyor; ancak yine de tam anlamıyla bir ‘hücum futbolu’ndan söz etmek zor. Belli ki, Hobbit’in bütün hücum varyasyonları 17 Aralık 2014’te vizyona girecek üçüncü filme saklanmış. Öncelikle, çeviride kaybolan ‘harabeler’den bahsedelim. Orijinal isimdeki ‘desolation’ kelimesini ‘çorak topraklar’ diye çevirmek pek parlak bir fikir değil. Zira ‘harabe’ ya da ‘virane’ sözcükleri, aslına ve Orta Dünya’nın ruhuna daha uygun. Anlaşılan, şairin ‘Harabat ehlini hor görme’ düsturu çeviri yapılırken es geçilmiş! Artık alıştığımız üzere ‘Smaug’un Çorak Toprakları’nda teknik alanlarda ve sanat yönetimi cephesinde herhangi bir gedik görünmüyor. Sadece iki sahnede biraz açık veriyor, ki bu seviyede bir Hollywood yapımına yakıştıramasak da ‘kadı kızı’ meselini hatırlayıp üzerinde durmuyoruz. Peter Jackson, Orta Dünya’nın patikalarında, derelerinde ve dağlarında çok rahat dolaştırıyor kamerasını. Tolkien’in karanlık dünyasıyla kurduğu aşinalığı burada da devam ettiriyor. Orta Dünya ve Hobbit’lerin hayranları için bulunmaz bir fantastik atmosfer, buna şüphe yok. Ancak –ilk Hobbit’ten daha iyi olmasına rağmen– Peter Jackson’un önümüze koyduğu esaslı bir meseleden, felsefi bir bakış açısından veya edebî zevkten söz etmek zor. Bir tek, Göl Kasabası’nın yöneticisinin –altyazı çevirmeninin de zorlamasıyla– ülke gündemine dair göndermelerini saymaz isek… Oyunculuk bahsinde öne çıkan bir isimden söz etmek mümkün görünmüyor. Peter Jackson’un Orta Dünyası’nda oyunculuk performanslarının öne çıkması zaten beklenemez. Ancak ejderha Smaug’a ses veren Benedict Cumberbatch, bu CGI efekti yaratığı âdeta insanlaştırıyor. Sözün özü; üç defa değil, 100 defa da sinemaya uyarlansa Orta Dünya’dan bıkmam diyenlere, yaklaşık üç saatliğine de olsa yaşadığı dünyadan kaçmak isteyenlere, beklentilerini yüksek tutmamak kaydıyla tavsiye edilir.Yalnız kalpler durağı‘Ketche’ namıyla bilinen Hakan Kırvavaç’ın yönettiği film, Tuna Kiremitçi’nin eserinden, sinema yazarı Burak Göral’ın senaryosuyla beyazperdeye geliyor. Eski bir müzisyen olan Mehmet, eşinden boşandıktan sonra müzikten uzaklaşır. Geçimini özel ders vererek sağlayan Mehmet’i hayata bağlayan ise haftada bir gün görüşebildiği 9 yaşındaki kızı Ezgi’den başkası değildir. Günler böyle geçerken Mehmet’in ailece görüştüğü Ayşe’nin eşinden ayrılması üzerine olaylar ilginç bir hal almaya başlar.Kars’ta soğuk bir öyküUğur Yücel’in, hâlen vizyonda olan ‘Benim Dünyam’ filminden bir yıl önce çektiği ‘Soğuk’, nihayet gösterime giriyor. Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yapan ‘Soğuk’, Türkiye’nin sınır şehri Kars’tan hazmı zor bir öykü anlatıyor. Aynı pavyonda çalışan üç kızkardeş ile hayatında karısından başka bir kadın bilmeyen bir tren yolu işçisinin yolu kesişir. İşçinin erkek kardeşi şehrin belâlılarından biridir. O da kız kardeşlerin etrafında dolaşmaktadır. Ancak olaylar, kimsenin beklemediği şekilde gelişir.Anormal işler bunlar‘Anormal Aktivite’, son dönemde moda bir akım olan ‘sahte belgesel’ türünün en bilinen örneği ‘Paranormal Aktivite’yi ti’ye alıyor. Tıpkı bir mizah malzemesine çevirmeye çalıştığı ‘asıl’ film gibi pek de eğlenceli olmayan bu komedi denemesi, kalitenin bir hayli uzağında kalıyor. Kisha ve Malcolm sonunda hayallerindeki eve kavuşur fakat evde yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Uçuşan mobilyalar, etraftan gelen garip sesler, onları yataktan çeken görünmez güçler. Çift, bu durumu çözmek için her yolu dener.

13 Kare Sanat Günleri başlıyor

$
0
0
Adana Büyükşehir Belediyesi 13 Kare Sanat Günleri 16 Aralıkta başlıyor. 21 Aralığa kadar devam edecek etkinlikler; fotoğraftan karikatüre, tiyatrodan, edebiyata kadar sanatın çeşitli dallarını sanatseverlerle buluşturacak. Bir süre önce hayatını kaybeden Nejat Uygur'un da anılacağı etkinlikler ücretsiz olacak.16 Aralık Pazartesi günü gerçekleştirilecek ilk etkinlik, Adanalı yazarlar Adnan Gül, Ali Ozan Emre, Arif Keskiner, Aytekin Gezici, Behçet Çelik, Cahit Aslan, Can Nadir Nadirler, Cemil Okyay, Çetin Yiğenoğlu, Demet Duyuler Doğan, Demirel Babacanoğlu, Elvan Ebinç, Prof.Dr. Erman Artun, Harika Ufuk, İlhan Kemal, Mustafa Emre, Nuran Terliksiz, Suat Yener, Yüksel Evsen, Yüksel Hançerli, Yüksel Mert, Zafer Doruk, Zeki Karaaslan ve Zekiye Çağımlar'ın katılımıyla gerçekleştirilecek. 75. Yıl Sanat Galerisi'nde gerçekleştirilecek etkinlikte, Cabbar Gül (Tenor Bariton), Erman Kermen (Alto Saksafon), Gültekin Akgün (Trompet) Mehmet Şendir (Alto Saksafon), Metin Nurlu (Ritm), Onur Binkaya (Ritm) ve Şahin Duman (Tenor Bariton)'dan oluşan Balkan Müzik Grubu dinleti sunacak. 17 Aralık Salı günü ise, ilk olarak saat 15.00'da, Adana Kültür Sanat Merkezi'nde "Tarihi Değerlerimize Sahip Çıkıyoruz" başlıklı bir oturum gerçekleştirilecek. Konuşmacılar ise Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Girginer ve Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fikret Fatih Gülşen olacak. Aynı gün saat 17.30'da, 75. Yıl Sanat Galerisi'nde küratörlüğünü Ali Raşit Karakılıç'ın yaptığı, Nezihe Bilen Ateş'in 'An'ın Suretler' başlıklı sergisi sanatseverlerle buluşacak. Saat 20.00'da ise, Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz tiyatro sanatçısı Nejat Uygur'un anısına Süheyl & Behzat Uygur Tiyatrosu, 2 bölümlük komedi olan "Hassta Etme Adamı" isimli oyunu sergileyecek. (CİHAN)

'Minyatür İzmir' tablolarda

$
0
0
Minyatür sanatçısı Arya Kamali'nin yaptığı İzmir tabloları büyük ilgi görüyor.Tarihi Kızlarağası Hanı'ndaki atölyesinde yaptığı minyatür İzmir resimlerini, bu mekanın koridorlarında yerli ve yabancı konukların beğenisine sunan minyatür sanatçısı Arya Kamali'nin eserleri beğeni topluyor. Sanatçı 30 yıldır yaptığı minyatürlerde, kentin doğal renklerini ön planda tutuyor. Osmanlı döneminde yapılan, tarihi değerleri olan eserlerin o dönemlerde minyatür resim sanatı ile anlatıldığını belirten sanatçı Arya Kamali, "Ben de aralarında, 1922 büyük İzmir yangının da bulunduğu resimleri, tarihi İzmir Saat Kulesi, Konak Meydanı, Kemeraltı, Kordon boyunu, Salepçioğlu Camisi, efeler ve kentin panoramasının minyatürlerini tablolara yansıtıyorum. İzmir adı altında sergilediğimiz minyatür sanat eserlerimizle yabancı koleksiyoncular yakından ilgileniyor. Ucunda çok ince kıl bulunan fırça ile eserlerimi oluşturuyorum. Bazen bir çalışma 6 ayımı alıyor. 16 bin lira değerindeki, İzmir'in minyatür resmi de bunlardan biri" dedi.(DHA)

Perküsyon ustaları İstanbul’da buluşuyor

$
0
0
Sanat yönetmenliğini perküsyon sanatçısı Ergün Gürkey’in yaptığı 4. Uluslararası Perküsyon Buluşmaları, 20 Aralık Cuma günü İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda gerçekleştirilecek.Japonya’dan Takayoshi Yoshioka ve Reiko Shiohama, İsviçre’den Jeannine Maddox ve Türkiye’den Lerzan Tuncer’in eğitmen olarak yer alacağı buluşmaya katılmak isteyenlerin 19 Aralık Perşembe gününe kadar kayıt yaptırması gerekiyor. (0530 920 80 05)
Viewing all 7489 articles
Browse latest View live