Anadolu Süsleme Sanatları Kültür Derneği tarafından her eylül ayının ikinci cumartesi günü kutlanmaya başlanan “Uluslararası 2. Dünya Ebru Günü” bu yıl Gaziantep’te kutlanacak.Etkinlikler 13 Eylül Cuma günü saat 14.00’te Zeugma Kongre ve Sergi Sarayı’nda başlıyor. Program kapsamında 13-22 Eylül tarihleri arasında açık kalacak “Zeugma Sesler ve Renkler” adlı ebru sergisinde Türkiye, Amerika, Avustralya, Hollanda, Rusya ve Japonya’dan toplam 99 sanatçının 160 eseri sergilenecek. 14 Eylül’de Zeugma Kongre Merkezi’de saat 09.00’da ebru sempozyumu gerçekleştirilecek. Ayrıca 90 metrekarelik ebru denemesi ile Guinnes rekoru kırılmaya çalışılacak.
↧
Dünya ebru günü kutlanacak
↧
Kıbrıs’ta tiyatro zamanı
Bu yıl 11.’si düzenlenen Kıbrıs Tiyatro Festivali, 2 Eylül-2 Ekim 2013 tarihleri arasında Lefkoşa’da gerçekleştirilecek.Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılacak festivalde; Ankara Devlet Tiyatrosu “Hürrem Sultan”, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları “Zengin Mutfağı” ve “Ateşli Sabır”, Trabzon Devlet Tiyatrosu “Bu Da Geçer Ya Hu”, Sadri Alışık Tiyatrosu “Sonbaharı Beklerken” ve “Küçük Adam Ne Oldu Sana”, Kenter Tiyatrosu “Toplu Hikayeler”, Ankara Devlet Tiyatrosu “Ben Ödüyorum”, Bi Tiyatro “Küçük Prens”, Tiyatro Pera “Akdeniz”, Antalya Devlet Tiyatrosu “Othello” ve Ankara Ekin Tiyatrosu “Söz Meclisten İçeri” adlı oyunları sahneleyecek.
↧
↧
‘Usta’ işi filmler Altın Portakal’da
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle 4-11 Ekim arasında gerçekleştirilecek 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, dünyaca ünlü yönetmenlerin son yapımları sinemaseverlerle buluşturulacak.François Ozon’un ‘Jeune & Jolie’, Michael Winterbottom’un ‘The Look of Love’, Alejandro Jodorowsky’un, ‘La danza de la realidad’, Paul Schrader’in ‘The Canyons’, Kim Ki-Duk’un dünya prömiyerini 3 Eylül’de Venedik Film Festivali’nde yapacak olan ‘Moebius’ adlı filmleri, ‘Ustaların Gözünden’ başlığı altında Altın Portakal izleyicisi ile buluşacak filmler arasında yer alıyor.
↧
Coen Kardeşler’in son filmi Filmekimi’nde
Her yıl ekim ayında İstanbullu sinemaseverlere mini bir festival imkânı sunan Filmekimi, 12. yılında da heyecan verici bir programla karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenecek Filmekimi, Vodafone FreeZone sponsorluğunda 28 Eylül-6 Ekim arasında yapılacak. Geçtiğimiz günlerde programının bir bölümü açıklanan etkinlikte yeni sürprizler de var. 40’a yakın filmin İstanbullu sinemaseverlerin karşısına çıkacağı Filmekimi’nin sürprizleri arasında Coen Kardeşler’in son filmi de var. Geçtiğimiz mayıs ayında düzenlenen 66. Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü ‘Inside Llewyn Davis’ Türkiye’de ilk kez Filmekimi kapsamında gösterilecek. Oscar Isaac’ın başrolde yer aldığı filmde, genç bir şarkıcının 1961 yılında New York’ta folk müzik dünyasında ayakta kalabilme mücadelesi anlatılıyor. Filmin diğer oyuncuları ie Carey Mulligan ile ‘Sosyal Ağ’ filmlerdeki performansıyla beğeni toplayan, ünlü müzisyen Justin Timberlake.Filmekimi, ‘The Sopranos’ dizisindeki performansıyla akıllara kazınan ve yakın zamanda hayata veda eden James Gandolfini’yi uğurlamak için de bir fırsat sunuyor. Amerikan bağımsız sinemasının dikkat çeken isimlerinden Nicole Holofcener’in yönettiği ‘Enough Said’ filminde Gandolfini’ye Tony Colette eşlik ediyor. Eylül ayında Toronto Film Festivali’nde gerçekleştirilecek dünya prömiyerinin hemen ardından Filmekimi’nde gösterilecek romantik komedi filmi, televizyon tarihinin unutulmaz iki dizisinin, ‘The Sopranos’ ve ‘Seinfeld’in iki oyuncusunu bir araya getiriyor. Filmekimi programında, 24 Ağustos’ta sona eren 19. Saraybosna Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazanan, Bobo Jelcic’in ‘A Stranger / Yabancı’ filmi de yer alıyor. Yugoslav sinemasının usta isimlerinden Bogdan Diklic’e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazandıran bu komedi-dram, savaş sonrasında Bosna’nın bölünmüşlüğünü anlatıyor.12. Filmekimi, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul sınırlarını aşarak Bursa, İzmir, Diyarbakır, Gaziantep, Trabzon ve Ankara’da da gösterimler düzenliyor. 21 Eylül Cumartesi saat 10.30’dan itibaren satışa sunulacak biletlerde hafta içi gündüz seansları (11.00, 13.30, 16.00) 5 TL. Hafta içi 19.00 ve 21.30 seansları ile hafta sonu tüm seanslarda tam 15 TL, indirimli 10 TL olacak. (0212 334 07 12)
↧
Türkiye, bin kitapla Çin yolcusu
Yayıncılık dünyasının önemli fuarlarından biri olan 20. Pekin Uluslararası Kitap Fuarı bugün başlıyor. 1 Eylül’e kadar devam edecek olan fuara Türkiye, bin eserle katılıyor. Türkiye, 2014 Pekin Kitap Fuarı’na ise onur konuğu olarak katılacak.Türk edebiyatı, son dönem yapılan çalışmalarla tüm dünyada dikkat çekiyor. Çin de Türk edebiyatına özel önem veren ülkelerin başında geliyor. Bugüne kadar birçok Türkçe eserin yayımlandığı ülkenin başkentinde bugün açılan 20. Pekin Uluslararası Kitap Fuarı’na Türkiye, önemli yazarlara ait bin eserle katılıyor. Çin Uluslararası Sergi Merkezi’nde düzenlenen fuarda Türkiye’ye ayrılan 72 m2’lik ulusal stantta sergilenen kitaplar arasında Orhan Pamuk, İskender Pala, Yaşar Kemal, Buket Uzuner, Elif Şafak, Ahmet Ümit, Mehmet Eroğlu, Cemil Kavukçu, Ayşe Kulin, Turgut Özakman, Latife Tekin gibi yazarların kitaplarının yanı sıra Bakanlık tarafından yayımlanan ‘Türkiye’den Renkler ve Şaheserler’, ‘Osman Hamdi Bey Sözlüğü’, ‘Bedri Rahmi Eyüboğlu’, ‘İbrahim Paşa Sarayı’, ‘Ankara Resim ve Heykel Müzesi’, ‘Through Foreign Eyes: Istanbul in Worl Literature’, ‘Evliya Çelebi’, ‘Dünya Mirasında Türkiye’, ‘Hat ve Tezhip Sanatı’, ‘Sultanların Silahları’ gibi prestij eserler yer alıyor.Ulusal stantta ayrıca, Türkiye’nin son yıllarda yürüttüğü en büyük uluslararası kültür projelerinden biri olan TEDA Çeviri ve Yayın Destek Programı kapsamında yayımlanan eserlerin sergilenmesi ve tanıtılması için özel bölümler yer alıyor. Bu bölümde TEDA desteğiyle Türkçeden Çinceye ve diğer dillere çevrilen eserler sergileniyor ve ilgililere TEDA programı tanıtılıyor. Fuar kapsamında Türkiye’den yayınevleri, dağıtımcılar ve diğer sektör temsilcileri, yabancı meslektaşları ile profesyonel görüşmeler gerçekleştirebilecek. Katılımı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen Türkiye’den 5 telif ajansı da yabancı meslektaşlarıyla yeni yayın projelerini görüşmek ve telif alım satımına ilişkin iş görüşmeleri yapmak üzere Pekin Kitap Fuarı’nda bulunuyor. Fuarda ayrıca Türk kültür, sanat ve edebiyatının tanıtımı amacıyla hazırlanmış 2 bin 500’e yakın kitap ve katalog ziyaretçilere dağıtılacak.Öte yandan Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile Uluslararası Kitap Fuarları Türkiye Ulusal Organizasyon Komitesi temsilcileri, 2-5 Kasım 2013’te gerçekleştirilecek TÜYAP 32. İstanbul Uluslararası Kitap Fuarı’nda Çin’in, 2014 Pekin Uluslararası Kitap Fuarı’nda ise Türkiye’nin onur konuğu olduğu programlara ilişkin hazırlık çalışmalarını değerlendirecek. Her iki ülke arasında kültür, edebiyat ve yayıncılık alanlarındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik projelerle ilgili çeşitli toplantılar gerçekleştirilecek.
↧
↧
Sakarya, ilk sanat galerisine kavuştu
Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Sakarya Sanat Galerisi, işadamı Remzi Gür’ün koleksiyonundan seçilen ferman sergisiyle açıldı.Atıl halde bulunan eski Nüfus Müdürlüğü Binası aslına uygun restore edilerek 375 ve 280 metrekare büyüklüğünde iki sergi salonu, sunum odaları ve kafeteryanın yer aldığı bir mekana dönüştürüldü ve böylece Sakarya ilk modern sanat galerisine kavuştu. Galerinin adı ise Büyükşehir Belediyesi resmi internet sayfası üzerinden yürütülen anket çalışmasına katılan vatandaşlar tarafından belirlendi.
↧
Doğu ve Batı ezgileri bu festivalde
Özbekistan’da bu yıl dokuzuncusu düzenlenen geleneksel Şark Teraneleri (Doğu Ezgileri) Festivali, Semerkand’da başladı. Doğu ve Batı ezgilerini buluşturan festivale aralarında Rusya, Mısır, Çin, Azerbaycan ve Türkiye’nin de olduğu yaklaşık 50 ülke katılıyor.İlki 1997’de 30’a yakın ülkenin katılımıyla yapılan festival, Semerkand’ın üç medreseli meşhur Registan Meydanı’nda hazırlanan özel sahnede gerçekleştiriliyor. Milli müzik aletleri ile tarihi kıyafetler sergisinin açıldığı festivalde sahneye çıkacak konuk gruplar, yerel parçalarını seslendiriyor. İki yılda bir yapılan festival, 30 Ağustos’ta sona erecek.
↧
Shlomo Mintz, Gençlik Orkestrası ile Aya İrini’de
Türkiye’nin önde gelen konservatuarlarından sınavla seçilen 80 genç müzisyenden oluşan Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, ilk konserini 2 Eylül Pazartesi akşamı Aya İrini’de verecek.Cem Mansur yönetimindeki konsere, günümüzün önemli keman virtüözlerinden Shlomo Mintz ve Barış İçin Müzik Vakfı Çocuk Orkestrası katılacak. Saat 20.30’da başlayacak konserde Ludwig van Beethoven’un “Leonora no 3” keman konçertosu, Giacchino Rossini’nin “Wilhelm Tell”, Giuseppe Verdi’nin “Macbeth”, Zoltan Kodaly’nin Galanta Dansları çalınacak.
↧
Altın Koza’nın jüri üyeleri açıklandı
16-22 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan 20. Altın Koza Film Festivali kapsamında yapılacak Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nın jüri üyeleri belli oldu.Başkanlığını Berlin Film Festivali Avrupa Pazarı Direktörü Beki Probst’un yapacağı jüride, yönetmen Pelin Esmer, yapımcı Türker Korkmaz, görüntü yönetmeni Özgür Eken, oyuncular Melisa Sözen ve Yiğit Özşener ile müzisyen Cengiz Onural yer alıyor. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması kapsamında Film Yönetmenleri Derneği (Film-Yön) ve Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), en iyi film ödülü verecek. Ödüller, 22 Eylül tarihinde yapılacak ödül töreninde sahiplerini bulacak.Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda, Çanakkale Yolun Sonu (Yönetmen: Mustafa Kemal Uzun), Daire (Atıl İnaç), Eve Dönüş Sarıkamış 1915 (Alphan Eşeli), Gözümün Nuru (Hakkı Kurtuluş-Melik Saraçoğlu), Hadi Baba Gene Yap (Emre Yalgın), Hayat Boyu (Aslı Özge), Jin (Reha Erdem), Köksüz (Deniz Akçay Katıksız), Lal (Semir Aslanyürek), Soğuk (Uğur Yücel), Yarım Kalan Mucize (Biket İlhan), Yozgat Blues (Mahmut Fazıl Coşkun) yarışacak.
↧
↧
Hollywood siyahlardan özür diliyor
Amerikan yurttaş hakları lideri Martin Luther King’in yaptığı tarihî ‘Bir hayalim var / I have a dream’ konuşmasının 50. yıldönümünde Hollywood’un gündeminde ırkçılık ve sivil haklar tartışması var. 2014 Oscar yarışında öne çıkması beklenen filmlerden bazıları siyahi ABD vatandaşlarının geçmişte yaşadıklarını, onların gözünden bakarak anlatıyor seyirciye.Amerikan yurttaş hakları lideri Martin Luther King’in yaptığı tarihi konuşmanın üzerinden 50 yıl geçti. 28 Ağustos 1963’te Washington’daki Lincoln Anıtı önünde toplanan on binlerce sivil haklar savunucusu önünde yaptığı konuşmada King, insanların renkleri nedeniyle yargılanmadığı bir dünya hayal ettiğini söylemiş; bütün ABD vatandaşları için eşitlik, adalet ve özgürlük istemişti. ‘I have a dream’ (Bir hayalim var) sözleriyle tarihe geçen konuşma, ABD’de 20’nci yüzyılda ırklar arası ilişkilerde ve ırkçılıkla mücadelede bir dönüm noktası kabul ediliyor.‘Bir hayalim var’ın 50. yılında Hollywood da boş durmuyor! Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz yıl Amerikan seyircisinin gönlünü çelen ‘The Help’, aday olduğu dört Oscar ödülünden birini kazanmıştı. Türkiye’de ‘Duyguların Rengi’ adıyla gösterime giren film, siyahi karşıtı ırkçılığın ‘kalelerinden’ Mississippi eyaletinde 1960’lı yıllarda Afro-Amerikan vatandaşların karşılaştığı ayrımcılığı beyazperdeye taşımıştı. Quentin Tarantino ise ‘Django Unchained’ filmiyle siyahların kölelik yıllarına ‘spagetti western’in penceresinden bakmıştı. Söz konusu iki film de, ABD’de yapımcıların yüzünü güldüren bir gişe geliri elde etmesinin yanı sıra aldıkları Oscar ödülleriyle Akademi’nin de gözüne girmişti.ABD BAŞKANI OBAMA’YI AĞLATAN FİLMHollywood’da bu yaz sezonun en önemli konu başlığı sivil haklar tartışması. Özellikle, 2014 Oscar yarışında öne çıkması beklenen filmlerden bazıları siyahi ABD vatandaşlarının geçmişte yaşadıklarını, onların gözünden bakarak anlatıyor seyirciye. Bunun en taze örneği, 16 Ağustos’ta ABD’de gösterime giren ‘The Butler’ (Kâhya) filmi. Oscar’lı oyuncu Forest Whitaker, John Cusack ve ünlü talk show programcısı Oprah Winfrey’in oynadığı film, gerçek bir olaydan uyarlama. Lee Daniels’ın yönettiği film, 34 yıl boyunca 8 ABD başkanının emrinde çalışan, Beyaz Saray’ın siyahi kahyası Cecile Gaines’in hayatını anlatıyor. Amerika’da insan hakları hareketlerine, başkan suikastlarına, Vietnem işgaline ve daha pek çok büyük olaya en yakından ve en üst düzeyde tanıklık eden Gaines’in yaşadıkları aynı zamanda ABD’nin de sivil haklar tarihinin özeti gibi. Şu sıralar ABD’de hayli popüler olan film, önceki gün ailesiyle birlikte filmi seyreden Başkan Barack Obama’nın ‘derinden etkilendiğini’ açıklaması ile gündeme geldi.Lee Daniels gibi siyahi bir yönetmen olan Steve McQueen’in yeni filmi ‘12 Years a Slave’ (12 Yıllık Bir Köle) ise şimdiden Oscar yarışının favorilerinden biri. İlk gösterimini 6 Eylül’de Toronto Film Festivali’nde yapacak film, kölelik dönemine dair gerçek bir öykü anlatıyor. Michael Fassbender, Brad Pitt, Benedict Cumerbatch ve Chiwetel Ejiofor’un oynadığı filmin ABD’deki vizyon tarihi 18 Ekim. Nisan ayında gösterime giren Harrison Ford’lu ‘42’ filmi, ABD beyzbol büyük liginin ilk siyahi oyuncusu Jackie Robinson’un, 1947-1956 arasında görev aldığı Brooklyn Dodgers takımında yaşadığı ayrımcılık sorunlarını anlatıyordu. Amerikalıların çok sevdiği ‘beyzbol filmleri’nin ırkçılık hassasiyetli versiyonu olan filmde genç oyuncu Chadwick Boseman’ın performansı övgü toplamıştı. Temmuz ayında ABD’de vizyona giren Ryan Coogler imzalı ‘Fruitvale Station’ filmi ise ‘The Butler’dan bir ay önce tartışma koparmıştı. Cannes ve Sundance gibi film festivallerinde ödül alan yapım, 2009 yılında Oakland’da beyaz bir polisin kurşunuyla vurulan siyahi vatandaş Oscar Grant’in hikâyesini anlatıyordu. Amerika’da büyük tepkilere ve gösterilere neden olan olaydan uyarlanan film, Türkiye’de ‘Son Durak’ adıyla 11 Ekim’de gösterime girecek.‘DUYARLILIĞIN ARTTIĞINI SÖYLEMEK İÇİN ERKEN’Geçtiğimiz şubat ayında Tayvon Martin adlı 17 yaşındaki siyahi gencin beyaz bir Amerikalı tarafından öldürülmesi üzerine ABD’deki ırkçılık tartışmaları yeniden alevlenmişti. Hatta Başkan Barack Obama, “Onun yerinde ben de olabilirdim” diyerek yaşananlara tepkisini dile getirmişti. Yaz sezonunda vizyona giren ve Oscar yarışı vesilesiyle yıl sonuna kadar seyirciyle buluşacak ‘ayrımcılığa’ vurgu yapan filmler bu konuda umut vaat ediyor. Ancak Güney Kaliforniya Üniversitesi Sinema Sanatları bölümünde ırkçılık ve popüler kültür alanında çalışmalar yürüten Prof. Todd Boyd, henüz bunun için ‘erken’ olduğunu düşünüyor: “Hollyood’da bu konudaki duyarlılığın arttığını söylemek kolaycı bir çözümleme olur. Siyahların mücadelesini anlatan filmlerin başarıya ulaştığını söylemek için çok erken.”
↧
Türk filmleri St. Petersburg yolcusu
Türk sinemasının zaman zaman yaptığı uluslararası yolculukların güzergahına St. Petersburg da eklendi. Rusya'nın kültür şehri St. Petersburg'da 27-29 Eylül arasında St. Petersburg Türk Filmleri Festivali düzenlenecek.Festivalin açılışını ise Deniz Akçay'ın ‘Köksüz’ adlı filmi yapacak. İstanbul Film Festivali'nde aldığı seyirci ödülünün ardından dünyanın en eski film festivali Venedik Film Festivali'nin bu yılki programına dahil olan ‘Köksüz’, Venedik'te Geleceğin Aslanı ödülü için yarışıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla TURSAK Vakfı tarafından gerçekleştirilecek St. Petersburg Türk Filmleri Festivali'nde, ‘Köksüz’ filminin yönetmeni Deniz Akçay ve oyuncusu Ahu Türkpençe'nin katılımıyla yapılacak açılışın ardından son dönem Türk sinemasının öne çıkan yapımları da Rus sinemaseverlerle buluşacak. Festivalde ayrıca, Semir Aslanyürek'in Rus oyuncularla Rusça çektiği ‘Vagon’ ve şu ana kadar uluslararası festivallerden 35 ödül alan Reis Çelik imzalı ‘Lal Gece' filmleri de yönetmenleriyle birlikte izleyici karşısına çıkacak. KÜLTÜR-SANAT
↧
Oscar’lı yönetmen Farhadi, Altın Portakal’da
İki yıl önce, ‘Bir Ayrılık' adlı filmiyle Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar kazanan İranlı yönetmen Asghar Farhadi, 4-11 Ekim arasında düzenlenecek 50. Altın Portakal Film Festivali'ne konuk oluyor.Farhadi, bu yıl Cannes Film Festivali'nde jüri özel ödülü kazanan ve başrol oyuncusu Bérénice Béjo'ya en iyi kadın oyuncu ödülü getiren ‘Le Passé/Geçmiş' filminin Antalya'daki galasında sinemaseverlerle bir araya gelecek. Filmin galasına Asghar Farhadi ile birlikte başrol oyuncusu Ali Mosaffa da katılacak. Farhadi'nin ülkesi dışında çektiği ilk film olan ‘Geçmiş', bu yılın adından en çok söz ettiren yapımları arasında yer alıyor. Film, Fransız eşi Marie'den boşanmak için Tahran'dan Paris'e gelen Ahmet'i ve Marie ile yeni arkadaşı Samir'i konu ediniyor. Ustaca kaleme alınmış senaryosu ve oyunculuk performanslarıyla öne çıkan ‘Geçmiş'te Farhadi, aileyi ve ilişkileri derinlemesine sorgulamayı sürdürüyor. Uzun bir ayrılığın ardından Ahmet'in Paris'e dönüşü ile eşi Marie, onun sevgilisi Samir ve çocukları arasındaki ilişkiler karmakarışık hale geliyor. Saklanan sırlar bir bir ortaya dökülmeye başlıyor. Farhadi, Altın Portakal'da gerçekleştirilecek gösterimin ardından düzenlenecek söyleşide festival izleyicisiyle buluşacak. Farhadi'nin başrol oyuncularından Ali Mosaffa, Altın Portakal'da ikinci bir galaya daha katılacak. Galada, aynı zamanda yönetmen de olan Mosaffa'ya Karlovy Vary Film Festivali'nde jüri özel ödülü getiren ‘The Last Step/Son Adım' filmi Antalya'da izleyiciyle buluşacak. KÜLÜR-SANAT
↧
Kapalı değil, kısa devre
Oyuncu kadrosu ve hikâyesi ile beklentileri yükselten ‘Kapalı Devre’, haftanın hayal kırıklığı olarak değerlendirilebilir.Londra’da gerçekleşen bir terör saldırısı sonrası işin içine hukuk sisteminin ve istihbarat birimlerinin girmesiyle olay iyice bulanıklaşır. Terör zanlısı ise bir Türk olan Faruk Erdoğan’dır. Zanlıyı yargılamak için hükümetin elinde gizli bir kanıt vardır. Ancak bundan ne Faruk Erdoğan’ın ne de avukatların haberi vardır.KAPALI DEVRE - CLOSED CIRCUITYÖNETMEN: JOHN CROWLEYOYUNCULAR: ERIC BANA, REBECCA HALL
↧
↧
Dersimiz, cinayet!
Psikolojik gerilim türündeki Arjantin yapımı ‘Cinayet Tezi'nin yönetmeni Hernan Goldfrid.2009 yapımı Oscar’lı ‘Gözlerindeki Sır/El Secreto de sus Ojos' filminin başrol oyuncusu Ricardo Darin bu filmde de bir cinayetin peşine düşüyor. Roberto Bermudez, hukuk fakültesinde profesörlük yapan eski bir ceza avukatıdır. Bir gün, ders verdiği fakültenin önünde cinayet işlenir. Katil, Roberto'yu olayın içine çekmek için bazı ipuçları bırakmıştır. Roberto, cinayet üzerine kendisiyle teorik tartışmalar yapan zeki öğrencisi Gonzalo'dan şüphelenmeye başlar.CİNAYET TEZİ - TESIS SOBRE UN HOMICIDIOYÖNETMEN: HERNAN GOLDFRIDOYUNCULAR: RICARDO DARIN, ALBERTO AMMANN
↧
Korkma, korktukça sıra sana gelecek!
İlk ‘Testere’ filminin yönetmeni James Wan imzalı ‘Korku Seansı’, korku türünün klasik hikâyesini yeniden anlatarak zor bir işe girişiyor. İyi yönetilmiş ve oynanmış; görsel efektleri kararında, gerilim dozu ve öyküsü dengeli olan film, bu zorluğun üstesinden geliyor.Korku-gerilim türünün şu klasik hikâyesini bilmeyen yoktur. Hayır, ‘kızlı erkekli gençlerin toplaşıp ıssız bir göl kenarına kampa gittiği' değil, diğeri! Hani şu metafizik varlıkların aileye musallat olduğu hikâye… Hatırlayalım; aile yeni bir eve taşınır. ‘Kimseler yardıma gelmesin diye' gözlerden uzakta bir ev tutulur. Bu tenha ev genellikle ağaçlıklı bir alanda, mümkünse ormanın içindedir. Evde bir tuhaflık vardır, sağından solundan sesler gelir; illaki karanlık bir bodrumu olur; keşfedilmeyi bekleyen gizli bölmeleri ne siz sorun ne biz söyleyelim. Evdeki tuhaflığı seyirci hemen anlar ve gerilmeye başlar, ama ‘sevimli aile'nin meseleye uyanması için bir dizi olay gerekir. Derken, çocuklardan en küçüğüne (bazen de ortancaya) bir haller olur. Konuşması garipleşir, kimsenin görmediği şeyler görür, boşluğa dalar, gözleri kayar, geceleri kalkar etrafta dolaşır vs. Anne ya da babadan biri bu garipliği fark eder ama diğerini ikna edemez. Umursamaz ve ‘idare-i maslahatçı' baba “Bir şey olmaz, geçer” deyip konuyu kapatmaya çalışır. Ta ki, bir gece ansızın gerçekle yüzleşene kadar! Sonra yumurtadan bir ‘problem' çıkar: Bilim mi, din mi? Hangisi aileyi kurtaracak? Cevabı bilene ödül olarak adaletin getirdiği bir rahatlama hissi ya da ahlakçı bir şablon hediye edilir. Sonrası, sen sağ ben selamet!‘Korku Seansı / The Conjuring' bu klişe hikâyeyi yeniden anlatarak esasında zor bir işe kalkışıyor. Filmin öyküsü, 1970'lerde ABD'de paranormal olaylar üzerine araştırma yapan Ed ve Lorraine Warren çiftinin başından geçen bir olaya dayanıyor (Ed Warren 2006'da ölmüş, Lorraien ise hâlâ hayatta). Warrenların ülke çapında üne kavuşmasının hikâyesi de denilebilir. 1971 yılında Carolyn ve Roger Perron çifti, beş çocuğuyla birlikte Rhode Island'da bir çiftlik evine taşınır. Bütün paralarını buraya yatıran aile, bir süre sonra evdeki garipliklerin farkına varır. Çareyi Ed ve Lorraine'i eve davet etmekte bulur. Şeytani bir varlıkla karşılaşan Warrenlar, hayatlarının en korkunç vakasını çözmek üzeredir.GEL TESTERE, GEL TESTERE...2004 tarihli ilk ‘Testere' filminin yönetmeni James Wan, ‘Korku Seansı'nın en önemli artısı. Türün ‘eski usul' kurallarına gereken saygıyı göstererek kendi dokunuşlarını yapmayı başarıyor. Filmi çekerken yaptığı tercihler arasında en çok takdiri hak eden ise ‘sahte belgesel' taktiğine yüz vermemesi. Hikâye, paranormal görüntüleri yakalamak için son dönemde sıklıkla başvurulan ‘gerçek kamera kayıtları' numarasına hayli müsait olduğu halde bu tür kolaycı tuzaklara hiç gönül indirmiyor. Sadece birkaç yerde, o da filmin ‘dönem işi' olduğu hissini güçlendirmek için Ed Warren'a bir haber spikeri gibi vaka kaydı yaptırıyor. Ki o bölümler de türün eski usul atmosfer oluşturma çabasıyla gayet uyumlu.İyi yönetilmiş ve oynanmış; görsel efektleri kararında, gerilim dozu ve öyküsü dengeli olan ‘Korku Seansı'nın abartılmaması gereken başarısında (zira film ABD'de biraz fazla abartıldı) yönetmen kadar oyuncuların da hakkını vermek gerek. Vera Farmiga, içinde bir sır barındıran tedirgin eş rolünde başarılı. James Wan'ın favori oyuncusu Patrick Wilson, ‘hedef aile'nin ebeveyni Ron Livingston ve Lili Taylor da görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Korku filmleriyle adını duyuran senarist ikiz kardeşler Chad ve Carey Hayes ise bu film ile en iyi işlerine imza atıyor. Hatta filmin devamı için şimdiden yazı masasına oturmuşlar bile. Senaryoya değinmişken; türün klasiği ‘Bilim mi, din mi?' sorusuna ‘Korku Seansı'nın cevabı şöyle: "İkisi birlikte; ama önce bilim, sonra din! Hatta inançlı bir bilim adamı, gerektiğinde bir din adamı kadar şeytanla mücadele edebilir." Biz en iyisi, şeytanın şerrinden Allah'a sığınarak türün bu ‘kadim' sorunsalını sinema salonlarına havale edelim!KORKU SEANSI - THE CONJURINGYÖNETMEN: JAMES WANOYUNCULAR: VERA FARMIGA, PATRCIK WILSON
↧
Nobel Ödüllü İrlandalı şair Seamus Heaney öldü
İrlandalı şair Seamus Heaney dün Dublin’de hayata veda etti. 1995 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülü’ne layık görülen Heaney, ailesinin yaptığı açıklamaya göre, kısa süreli bir hastalık sürecinin sonunda 74 yaşında hayatını kaybetti.Kuzey İrlanda’da dünyaya gelen ancak hayatının sonraki yıllarında Dublin’e yerleşen Heaney, 20’nci yüzyıl İrlanda edebiyatının en önemli şairi William Butler Yeats’ten sonraki en önemli şair olarak kabul ediliyordu. Eşi ve çocukları ile birlikte yaşayan Heaney’in ölümü üzerine, Kuzey İrlanda Başbakan Yardımcısı Martin McGuinness, Twitter’dan üzüntüsünü dile getirdi: “Derry’de yaşayan Nobel Ödüllü şair Seamus Heaney’in öldüğünü duymak beni şoke etti ve derinlemesine üzdü. Düşüncelerim ve dualarım ailesiyle.” William Yates ve Samuel Beckett ile birlikte Nobel Edebiyat Ödülü alan üç İrlandalıdan biri olan Heaney, 1966’da yayımlanan ‘Bir Natüralistin Ölümü / Death of a Naturalist” adlı şiir kitabıyla edebiyat çevrelerinde tanındı. Kendisine Nobel Edebiyat Ödülü’nü getiren bu kitap, Britanya’da da pek çok ödülün sahibi oldu. KÜLTÜR-SANAT
↧
İFSAK Kısa Film Yarışması’na başvurular başladı
İFSAK tarafından 1978 yılından bu yana düzenlenen İFSAK Kısa Film Yarışması’na başvurular başladı.34.sü yapılacak yarışmanın tek seçicisi Erden Kıral olacak. Yarışmaya katılmak isteyenler, 2013 yılında çekilmiş filmleriyle 31 Aralık’a kadar başvurabilir. Yarışma şartnamesi ve katılım şartları için: www.ifsak.org.tr KÜLTÜR-SANAT
↧
↧
‘Mukaddes Miras’ sergisi Anadolu’da
İslam Kültür ve Sanat Platformu’nun Sultanahmet Medresesi’nde açtığı 99 adet elyazması Mushaf-ı Şerif’ten oluşan “Mukaddes Miras” sergisi, 2 Eylül’de İstanbul’da sona erdikten sonra 14 ilde sanatseverlerle buluşacak.4 Ekim’de Türkiye’yi gezmeye başlayacak olan sergi, peygamberler şehri Urfa’dan başlayıp Diyarbakır, Mardin, Gaziantep, Erzincan, Erzurum, Trabzon, Sivas, Kayseri, Konya, Ankara, Eskişehir, Bursa ve Edirne’de açılacak. Bir ayda yüz bin kişinin gezdiği sergide bugüne kadar müzayedelerde satılan en büyük Kur’an-ı Kerim olma özelliğini taşıyan Mushaf-ı Şerif ve 25 metre uzunluğunda beze yazılan tek parça Mushaf-ı Şerif büyük ilgi gördü. Ali Rıza Özcan’ın küratörlüğünde hazırlanan sergide ayrıca Şeyh Hamdullah, Sami Efendi, Mahmud Celaleddin, Yesarizade Mustafa İzzet, Ömer Vasfi Efendi, Hulusi Yazgan, Kamil Akdik, Mehmet Şefik gibi önemli isimlerin hüsn-i hat çalışmalarına yer verildi. KÜLTÜR-SANAT
↧
Güney Kore ve Türkiye çağdaş sanatlar buluşması
“İstanbul-Gyongju 2013 Dünya Kültür Expo” etkinlikleri bugün başlıyor. 23 gün sürecek ve 35 ülkeden katılımcının beklendiği organizasyonun etkinlik takviminde 35 mekânda 28 ayrı program var.İki ülke başbakanının katılımıyla gerçekleştirilmesi planlanan açılışa Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un da katılması bekleniyor. Proje kapsamında 40 bine yakın Güney Koreli turistin Türkiye’ye gelmesi bekleniyor. Etkinliğin en önemli bölümlerinden biri de açılışı 2 Eylül Pazartesi akşamı Cemal Reşit Rey’de (CRR) yapılacak olan Güney Kore&Türkiye Çağdaş Sanatlar Sergisi. 38 Güney Koreli sanatçının resim, seramik ve heykel çalışmalarıyla ve 34 Türkiyeli sanatçının resim, heykel, seramik ve fotoğraf çalışmalarının bir araya geleceği serginin küratörü Mehmet Lütfi Şen. Sanatseverler, sergiyi 22 Eylül tarihine kadar izleyebilecek. KÜLTÜR-SANAT
↧
Altın Terazi için 10 film yarışacak
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenecek ‘3. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali’nde yarışacak filmler belli oldu.‘Çocuk(ça) Adalet’ başlığı altında ‘Suça Sürüklenen Çocuklara’ dikkat çekecek festival kapsamında ‘Uluslararası Altın Terazi Film Yarışması’ yapılacak. Açılışı İspanyol yönetmen Patricia Ferreira’nın ‘Vahşiler’ isimli filmiyle yapılacak festivalde ‘Altın Terazi’ için 10 film yarışacak. ‘Altın Terazi’de yarışacak eserler şöyle:Cezaevi Ziyaretçisi / The Visitor of Prisons (Laura Mana-İspanya)Dumont Davası / L’affaire Dumont (Daniel Grou-Podz-Kanada)Etraftakiler / People Out There (Aik Karapetian-Letonya)Jo’nun Mahallesi / Jo’s Neighborhood (Alain Minier-Fransa)Kapalı Devre / The Closed Circuit (Ryszard Bugajski-Polonya)Koma / Disorder (Archil Kavtaradze-Gürcistan)Nemez (Stanislav Güntner-Almanya)Rock The Casbah / Rock Ba-Casba (Yariv Horowitz-İsrail)Vejetaryen Yamyam / Vegetarian Cannibal (Branko Schmidt-Hırvatistan)Yaşasın Belarus! / Viva Belarus! (Krzysztof Łukaszewicz-Polonya) ‘Uluslararası Altın Terazi Film Yarışması’nda jüri tarafından belirlenecek ‘En iyi film’ 20 bin dolar para ödülünün de sahibi olacak. 13-19 Eylül arasında gerçekleşecek festivalde paneller, söyleşiler, atölyeler, sergiler ve ünlü sinemacıların deneyimlerini aktaracağı sinema seminerleri düzenlenecek. Belgesel ve kısa filmlerin de yer aldığı 150 film, sinemaseverlerle buluşacak. (http://www.icapff.com) KÜLTÜR-SANAT
↧