Her yıla birkaç hayal kırıklığı sığdırdığımız vizyon takviminde 2013'ün payına ‘Danışman / The Counselor' düştü.Kötü film kontenjanından bağımsız bir kategori olan ‘hayal kırıklığı' dalındaki filmler, beklenti ile doğru orantılı olduğu için kağıt üzerinde üst düzey kadroya sahip ‘Danışman', listenin üst sıralarına tırmanmakta zorluk çekmiyor. Cormac McCarthy'nin senaryosunu yazdığı film, Meksika sınırında bir uyuşturucu pazarlığının arasında kalan avukatın (danışman) yaşadıklarını konu ediniyor. Uyuşturucu baronlarına çalışan Reiner ile tekinsiz bir pazarlığa girişen danışman, kendi hesabına göre her şeyi garantiye almıştır. Bu işlerde acemi olduğu için Westray'in tavsiyelerini dinler. Ancak Reiner'ın hayat arkadaşı Malkina'yı hiç hesaba katmaz. Avukat, arkadaşı Laura ile yeni bir hayatın hayalini kurarken işin teslimatında bir sorun çıkar ve fatura kendisine kesilir. Ancak danışman ile birlikte Reiner, Westray ve Laura da tehlikededir. Usta yönetmen Ridley Scott, son yıllardaki vasat filmler zincirini ‘Danışman' ile kırar diye ümit etmiştik. Üstelik ‘yıldızlar topluluğu' bir kadroyla bu beklenti daha da artmıştı. Hatta senaryonun Cormac McCarthy'ye emanet edilmesi de işi ‘garantiye' almıştı. Fakat insan en güçlü olduğunu düşündüğü yerden yermiş darbeyi. 2007'de Coen Kardeşler’e en iyi film dâhil olmak üzere dört Oscar ödülü kazandıran ‘İhtiyarlara Yer Yok' filmine kaynaklık eden kitabın yazarı McCarthy, bu kez ‘Danışman'ın hayal kırıklığı olmasının baş müsebbibi. Başka bir deyişle, ‘Danışman', edebiyat ve sinemanın birbirinden beslenmekle birlikte neden asla birbirine tamamen teslim olmaması gerektiğinin taze bir örneği. Hikâyedeki kopukluklar, senaryonun attığı düğümleri muallakta bırakması ve daha da önemlisi insan ruhunun karanlık yönleri üzerine ‘derin' felsefi analizler yapayım derken, ritmi ve sinema duygusunu kaybetmesi filmin en önemli sorunları. Ayrıca, Tarantino'ya rahmet okutturacak vahşilikteki ‘adam öldürme teknikleri'nin plan ve icra aşamasının en ince ayrıntısına kadar gösterilmesi ve bunların bir yere bağlanmayışı da başka bir handikap. Filmi aşağıya çeken bir başka özelliği ise hikâyeye hiçbir katkı sunmayan diyaloglardaki ve bazı sahnelerdeki itici müstehcenlik. Bütün bunlar bir araya geldiğinde yönetmenin ve senaristin ismi ya da yıldızlar topluluğu oyuncu kadrosu bile filmin ‘hayal kırılığı' olmasını engelleyemiyor.
↧