Quantcast
Channel: ZAMAN-KÜLTÜR
Viewing all 7489 articles
Browse latest View live

Leyla Erbil, son yolculuğuna uğurlandı

$
0
0
Lösemi tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybeden usta yazar Leyla Erbil, son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılanlar, usta yazarın ilk hikayelerinden birinin yazılı olduğu kağıttan gemi yaparak tabutunun başına koydu.Lösemi hastası olan usta yazar Leyla Erbil, geçtiğimiz gün hayatını kaybetti. Leyla Erbil için Teşvikiye Cami'nde öğle namazı ardından cenaze töreni düzenlendi. 82 yaşında yaşama gözlerini yuman ünlü yazarı son yolculuğunda sevenleri yalnız bırakmadı. Teşvikiye Cami'ndeki cenaze törenine eşi Mehmet Erbil, kızı Fatoş,gazeteci-yazar Yalvaç Ural ve çok sayıda yakını katıldı. Cenazeye katılanlar, ünlü yazarın ilk eserlerinden birinin yazılı olduğu kağıdı, gemi yaparak tabutunun başına koydu.Bu anıya ilişkin konuşan yazarın yeğeni Mine Tokgöz, "Bu vapuru getirmiş bazı okurları. Leyla teyzemin çok erken hikayelerinden birisidir bu. Bir vapur öyle giderken boğazda hiç kimse bakmazken bir anda şahlanır, dans etmeye başlar. Odur anlamı" diyerek duygularını paylaştı.Cenazede konuşan gazeteci- yazar Yalvaç Ural; "Ustalarımızın arkadaşı hem bizim ustamız. Edebiyatımızın en dik duran kadınlarında biri. Ve üstelikte yaşamı boyunca hiçbir şeye yaşamı boyunca ödün vermemiş. Ödüllere girmemiş. Sadece ustaca yazılarını yazmış. O yüzden edebiyatımız için çok büyük bir kayıp. Ve yeri asla doldurulmayacak bir isim. Çok önemli bir yazar. Belik onu bundan sonra çok daha iyi anlayacaklar. Daha da iyi okuyacak insanlar kitaplarını" dedi.Cenazeye katılan yakınları yazarın fotoğrafı olan tabutun sarılarak gözyaşı döktü. Leyla Erbil'in cenazesi öğle namazını müteakip Teşvikiye Cami'nde kılındıktan sonra Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi.(İHA)

Oryantalizmin müzik üzerindeki etkisi tartışılacak

$
0
0
Sakıp Sabancı Müzesi, “Oryantalizmin 1001 Yüzü” sergisi kapsamında düzenlediği konferanslarla oryantalizmi incelemeye devam ediyor."19. yüzyıl İstanbul'unda Avrupalı müzisyenler" konulu konferans, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası gibi müzik topluluklarını yöneten Dr. Emre Aracı tarafından yarın 15.00'te SSM Galeri Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. Katılımın ücretsiz olduğu konferansta, oryantalizmin müzik üzerindeki etkisi mercek altına alınacak.

Geoturka Yayınevi'nden ilk roman yarışması

$
0
0
Geoturka Yayınevi tarafından düzenlenen, ‘İlk Roman Yarış-ması'na son başvuru tarihi 1 Eylül 2013. Ön elemeyi geçen eserler 15 Eylül 2013 tarihinde, kazanan üç eser ise 15 Ekim 2013 tarihinde yayınevinin web adresi ile Facebook ve Twitter hesaplarından duyurulacak.Yarışmaya katılmak isteyenler, eserlerinin üç A4 sayfasını geçmeyecek özetlerini www.geoturka.com web adresinde ‘Kitabımı basar mısınız?' bölü-münde yer alan ‘roman formu'ylabirlikte info@geoturka.com adresine göndermesi gereki-yor.

Piri Reis haritası seramikte

$
0
0
Ünlü Türk denizcisi Piri Reis'in haritalarının seramik üzerine yapılmış desenlerden oluşan “Beş Asır Sonra Piri Reis Tersane-i Amire'de” sergisi Sütlüce'deki Rahmi M. Koç Müzesi'nde devam ediyor.Ali Rıza İşipek'in küratörlüğünde, çini sanatçısı Sevim Ersoy'un katkılarıyla düzenlenen sergi, Piri Reis haritasından izleri yeni yorumlarla günümüze taşıyor. 20 Ekim 2013 tarihine kadar Tersane Binası Kayıkhane bölü- münde açık kalacak sergiyi ücret-siz görebilirsiniz.

Gürbüz Azak, Beyazıt Ramazan Sohbetleri’nde

$
0
0
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından organize edilen 32. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı’nın bu akşamki konuğu, başta üstat Necip Fazıl Kısakürek olmak üzere basın ve yayın dünyasının tanınmış birçok şahsiyeti ile çalışan ressam ve yazar Gürbüz Azak olacak.Saat 18’de sohbet çadırında başlayacak programda Azak, Ramazan’a özel bir sohbet yapacak ve konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularını cevaplayacak. Ramazan Sohbetleri’nde yarın Beşir Ayvazoğlu, 24 Temmuz’da Yavuz Bülent Bakiler, 25 Temmuz’da Üstün İnanç, 26 Temmuz’da Nevzat Bayhan, 27 Temmuz’da Vehbi Vakkasoğlu, 28 Temmuz’da Nejdet Subaşı, 29 Temmuz’da Talip Küçükcan, 30 Temmuz’da Prof. Dr. Çiçek Derman, 31 Temmuz’da Mehmet Cemal Çiftçigüzeli, 1 Ağustos’ta Vahap Akbaş, 2 Ağustos’ta Memeduh Cumhur, 3 Ağustos’ta Mustafa Armağan, 4 Ağustos’ta Sadık Yalsızuçanlar konuşacak.

İTÜ’den Balkan ülkeleriyle sanat protokolü

$
0
0
İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MİAM), Balkan ülkeleriyle bir müzik projesine başladı. İlk protokol geçtiğimiz ay, Saraybosna Müzik Akademisi ile imzalandı. Buna göre ekim ayında Saraybosna'da, Türk Müzik Günleri, Saraybosna'nın milli gününü müteakiben ise mart ayında İstanbul'da Bosna Müzik Günleri düzenlenecek.Müzik alanındaki çalışmaları geliştirmek üzere keman sanatçısı Cihat Aşkın tarafından 1999'da kurulan İstanbul Teknik Üniversitesi Müzik İleri Araştırmalar Merkezi (MİAM), Saraybosna Müzik Akademisi ile sanat işbirliği başlattı. İki kurum arasındaki imza geçtiğimiz ay İstanbul'da atıldı. Buna göre ekimde Saraybosna'da Türk Müzik Günleri, Saraybosna'nın milli gününü müteakiben ise 2014'ün mart ayında İstanbul'da Bosna Müzik Günleri düzenlenecek. Projenin temeli iki yıl öncesine dayanıyor. 2011'de İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı müdürüyken bir konser vesilesiyle Saraybosna'ya giden keman sanatçısı Cihat Aşkın, gece indiği şehri tanımak üzere sabah yürüyüşüne çıkar. Bakar ki, buralar bizim Bursa gibi… Camiler, medreseler, vakıflar, ortada bir şadırvan, çarşı aynı. Bir anda duygulanır, gözleri dolar sanatçının. Bütün Avrupa'nın seyirci kaldığı 1990'lı yıllardaki o acıları, katliamları hatırlar, evlerin duvarlarında hâlâ duran kurşun deliklerini görünce içi kan ağlar. Hem bir sanatçı hem de bir yönetici olarak kurumsal bir Balkan misyonu oluşturmaya karar verir. Niyeti acıları kaşımak değildir, fakat bir daha böyle soykırımların yaşanmaması için bu olayları unutmamak ve unutturmamak adına birtakım faaliyetlerle, anma günleriyle kültürümüzü dünyanın önemli merkezlerine taşımak gerektiğine inanır. Nihayetinde de Saraybosna, Belgrad, Özbekistan müzik akademileriyle bir anlaşma imzalanır. Protokole göre kurumlar arasında sanatçı, akademisyen ve öğrenci değişimi başlar. Özellikle Saraybosna'dan MİAM'a gelmek isteyen master ve doktora öğrencilerinin yolu açılır. Ortak konser projeleri hazırlanır. Cihat Aşkın, dört yıllık görevini 2012'nin Eylül ayında tamamlayıp yerini Prof. Dr. Şefika Şehvar Beşiroğlu'na devretti fakat iki kurum arasındaki protokol iki hafta önce yenilendi, proje yakında ilk meyvesini verecek. Ekim ayında Bosna'da Türk Müzik Günleri, Mart 2014'te Bosna'nın kurtuluş gününde ise İstanbul'da Bosna Müzik Günleri düzenlenecek. Bosna'daki konserde, İTÜ'den ve Anadolu Üniversitesi'nden sanatçıların katılımıyla klasik tasavvuf müziği, Türk halk müziği ve çok sesli çağdaş Türk müziğinden eserler icra edilecek. Cihat Aşkın, konserlere, bize ait bir eseri seslendirmek şartıyla Almanya'dan ve İtalyan'dan sanatçılar davet ettiklerini söylüyor. Mart ayında İTÜ'de yapılacak konserde ise Bosnalı sanatçılar kendi bestelerini icra edecek. 2014 yılı Birinci Dünya Savaşı'nın yüzüncü yılı olması nedeniyle 90 kişilik Saraybosna Filarmoni Orkestrası'nı tüm üyeleriyle birlikte İstanbul'da misafir etmek istediklerini söyleyen Aşkın, “21. yüzyılda savaşlar, topla tüfekle değil, kültür varlıklarıyla kazanılabilir. Bizim de kültür varlıklarımızı her şekilde yaşatmamız, göstermemiz lazım. Balkanlar’la beraber bu kurumsal ilişkiyi başlatmanın mutluluğu içindeyiz.” diyor. Saraybosna ile başlayan sanat protokolü Makedonya ile devam edecek.‘Kültürel bağlarımız yeniden kuvvetlenmeli’“2-14 Temmuz tarihleri arasında Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası ile Balkan turnesi gerçekleştirdik. Bulgaristan'da Filibe ve Sofya'da, Bosna Hersek'te Saraybosna'da, Arnavutluk'ta Tiran'da, Kosova'da Priştina'da, Makedonya'da Manas-tır'da ve Yunanistan'da Volos'ta konserler verdik. Türkiye'den 76 kişilik bir orkestra ilk defa Balkanlar'da böylesine büyük çaplı bir konser dizisi gerçekleştirdi. Bu Anadolu Üniversitesi'nin bir açılımıydı. Çünkü AÜ, Kosova, Makedonya ve Bulga-ristan'da şubeler açtı. Buradaki öğrenciler Açıköğretim Fakültesi'ne devam ederek Türkçe eğitim alıyorlar. Özellikle Kosova'da ve Makedonya'da çok öğrenci var. Bütün konserler çok beğenildi, çok sevildi. Çünkü o coğrafya ile aramızda tarihi bağlar bulunuyor. Bu bağlar, Gül Baba'nın attığı tohumlarla yeşerdi. Kültürel bağlar yeniden ortaya çıkarılmalı ve kuvvetlendirilmeli. Oradaki soydaşlarımızın hakikaten bizim varlığımıza ihtiyaçları var. Avrupa'ya da hâlâ oralarda var olduğumuzu göstermeliyiz. Fakat bunları yaparken kültürümüzü belli kalıplarla değil, bir bütün olarak anlatmalıyız.”

Sevil Uluyol son kez sahnede

$
0
0
Kalp krizi sonucu hayatını kaybeden tiyatro sanatçısı Sevil Uluyol için Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde tören düzenlendi. Törende, tiyatrocunun yakınları ve sevenleri gözyaşlarına hakim olamadı.İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları sanatçısı Sevil Uluyol, geçtiğimiz günlerde kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmişti. Uluyol'un naaşı morgdan alınarak tören için Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ne getirildi. Buradaki törene tiyatrocunun oğlu Burak Davutoğlu, gelini, tiyatrocu arkadaşları ve sevenleri katıldı. Törende Uluyol için saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra tiyatrocunun özgeçmişi okundu. Annesi gibi tiyatrocu olan Burak Davutoğlu, annesi ile aynı sahneyi paylaşamadığını, şimdi ise onunla aynı sahnede olduğunu söyledi. Konuşmakta zorlanan Davutoğlu, gözyaşlarına hakim olamadı. Tiyatrocunun diğer arkadaşları ise Uluyol'un çok dürüst bir kişiliğe sahip olduğunu ve tiyatroyu çok sevdiğini anlattı. Kayınvalidesinin torununu çok sevdiğini anlatan Burak Davutoğlu'nun eşi ise konuşurken uzun süre ağladı.Ünlü tiyatrocu cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecek.(CİHAN)

AKSAV’ın yeni başkanı Tufan Dağıstanlı

$
0
0
Antalya Altın Portakal Film Festivali dahil şehirdeki pek çok kültür sanat faaliyetini gerçekleştiren Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın (AKSAV) başkanlığına seramik sanatçısı Tufan Dağıstanlı getirildi.AKSAV Yönetim Kurulu’nun son toplantısında, Hülya Arslanbay Özyol ise genel sanat yönetmeni olarak atandı. Yapılan görev bölüşümü sonucunda Tufan Dağıstanlı, Yılmaz Erel ve Hüseyin Şanlı, vakfın icra kurulunda görev yapacak isimler olarak belirlendi. Vakfın açıklamasında, 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali çalışmalarının yoğun bir şekilde devam ettirildiği belirtildi. KÜLTÜR-SANAT

Şehir Tiyatroları Makedonya’dan ödülle döndü

$
0
0
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (ŞT) 2012-2013 yurtdışı turneleri kapsamında prömiyerini Uluslararası Stobi Antik Drama Festivali’nde yapan Aristophanes’in yazdığı Kemal Kocatürk’ün yönettiği Lysistrata ‘Kadınlar da Savaşırsa’, festivalin yarışma bölümünde iki ödüle layık görüldü.Festivalin açılış oyunu olarak 13 Temmuz’da sahnelenen ‘Kadınlar da Savaşırsa’ En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne Nazan Yatgın, Sahne Görsel Efekt Tasarımı ödülüne ise Kemal Kocatürk ve Sırrı Topraktepe layık görüldü. Oyun, savaşlardan bıkıp usanan kadınların eşlerini kaybetmemek ve daha güzel bir gelecek için yönetim merkezi Akropolis’i işgal etmeleri ve erkekler ile mücadelelerini anlatıyor. KÜLTÜR-SANAT

John Legend Açıkhava’ya geliyor

$
0
0
Soul ve R&B’de kendi neslinin en iyi söz yazarı ve şarkıcılarından John Legend, 20. İstanbul Caz Festivali kapsamında Matraş sponsorluğunda ilk kez İstanbul’da sahne alacak.Dokuz Grammy ödülü sahibi John Legend, etkileyici sahne performansıyla 29 Temmuz Pazartesi akşamı saat 21.30’da Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda ilk kez İstanbullu müzikseverlerin karşısında olacak. KÜLTÜR-SANAT

Uğur Yücel’in ‘Soğuk’ filmine Sırbistan’dan ödül

$
0
0
13-19 Temmuz günleri arasında Sırbistan’ın Paliç kentinde 20.si düzenlenen Paliç Avrupa Filmleri Festiva-li’nde, Uğur Yücel’in yönettiği Soğuk, Parallels and Encounters bölümünün en iyi filmi seçildi.Festivale katılan filmin başrolündeki Cenk Alibeyoğlu’nun bir amatör oyuncu olması izleyicilerin büyük ilgisini topladı. Irena Bilic, Carmen Gray ve Kristina Dukovic’ten oluşan jüri, gerekçeli kararında “Türkiye’deki insan ilişkilerini, çok katmanlı, şiirsel ve cesur bir üslupla anlatan; iyi oyunculuk ve etkileyici sinematografisi ile göz dolduran filmi” yarışan 10 film arasında ödüle değer bulduklarını açıkladı. Paliç Avrupa Filmleri Festivali’nde bu yıldan itibaren Seyfi Teoman’ın anısına bir özel ödül verilmeye başlandı. İlk ya da ikinci filmini çeken yönetmenlere verilen bu ödülü Finlandiya’dan Simo Hallinen imzalı Open Up to Me kazandı. KÜLTÜR-SANAT

Adnan Saygun’un izindeki genç yetenekler

$
0
0
Muğla'nın Bodrum ilçesinde düzenlenen 10. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali kapsamındaki 2. Ahmed Adnan Saygun Uluslararası Piyano Yarışması'nda dereceye giren genç piyanistler, final gecesinde verdikleri konserin ardından ödüllerini aldı.Cumhuriyet tarihinin en önemli bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun anısına düzenlenen piyano yarışmasına iki ayrı yaş kategorisinde 12 genç sanatçı katıldı. Gümüşlük sahilindeki Festival Alanı ve Gümüşlük Müzik Akademesi'ndeki yarışmada 1983-1995 doğumlu yetenekler A sınıfında, 1995 sonrası doğumlu genç piyanistler ise B sınıfında yarıştı. Final ve final konserleri ise Antik Taş Ocağı'nda gerçekleştirildi. Genç yeteneklerin birer performans sergiledikleri yarışmanın 18 yaş üstü dalında Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Cem Babacan (25) birinci olurken, Moskova Konservatuarı'ndan Kenan Tatlıcı (23) ile Minsk Müzik Akademisi öğrencisi Sinan Çayır (20) ikinciliği paylaştı. Üçüncülüğü ise Konservatorium Wien'de öğrenim gören 19 yaşındaki Deniz İrem Gür kazandı. Gülsin Onay, Eren Levendoğlu, Mauricio Vallina, Misha Dacic ve Yury Martinov'un jüri üyesi olarak yer aldığı yarışmada dereceye girenlere 500 TL ile 3 bin TL arasında para ödülü verildi. Festival, 25 Temmuz'da Kübalı piyanist Mauricio Vallina'nın konseri ile devam edecek. MUĞLA DHA

Devlet Tiyatroları’nda yerli oyun dönemi

$
0
0
Repertuar çalışmalarını devam ettiren Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, önemli bir karar aldı.Önümüzdeki sezon sahnelenecek oyunların yüzde 70'i, yerli yazarlar tarafından kaleme alınan oyunlardan seçilecek. Yabancı oyun oranı ise yüzde 30'da kalacak. Yerli oyunların büyük çoğunluğunu yeni ve genç yazarların elinden çıkan hikâyeler oluşturacak. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nde Lemi Bilgin'den sonra koltuğa oturan Mustafa Kurt, 2013-2014 sanat sezonunun repertuarını bölge müdürleriyle birlikte oluşturma toplantılarını devam ettiriyor. Toplantılarda, genel müdürlüğe bağlı 15 bölgenin, Türkiye'nin her yerindeki yaklaşık 60 sahnede oynayacağı yeni oyunlar, geçen sezonlarda oynanıp çok ilgi gören oyunlar tek tek incelenerek yeni sezonda yer alıp almayacağına ilişkin karar alınacak. Önceki yıllarda yabancı oyun oranı yüzde 60'lık oranla, yerli oyunların önünde idi. Ekim ayında açılacak yeni sezonda ise yerli oyun hâkimiyeti olacak. Sezonun açılışının ise yine dünya prömiyeri yapacak olan yerli bir oyunla yapılması hedefleniyor. Edinilen bilgilere göre son aşamasına gelindiği belirtilen repertuarda önemli Türk edebiyatçılarının eserlerine de yer verilecek. Yerli oyun oranı böylece yüzde 70'e çıkarılacak. Repertuardaki yüzde 30'u oluşturan yabancı oyunların daha çok önceki sezondan çok izlenen oyunlar arasından seçileceği belirtiliyor. Kamuoyuna açıklanması ise önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek.

Bâb-ı Âli’nin ustaları ‘Marmara’da

$
0
0
2010 yılından bu yana “Bab-ı Ali Yaşıyor, Bayramını Kutluyor” sloganıyla gerçekleştirilen 24 Temmuz Basın Bayramı kutlamaları, bugün İstanbul Erkek Lisesi Bahçesi’nde gerçekleştiriliyor.İftar öncesi, saat 18.00’de Marmara Kıraathanesi’nde gerçekleşecek “Dünden Bugüne Bab-ı Ali” adlı panelde birçok usta isim, anıları, sohbetleri ve yorumlarıyla Bab-ı Ali ruhunu yeniden yaşatacak. KÜLTÜR-SANAT

‘Halkın Portakalı’ başlıyor

$
0
0
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle gerçekleştirilen 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenecek 5. Halkın Portakalı Film Atölyesi’ne başvurular başladı.Son başvuru tarihi 26 Temmuz 2013 Cuma olarak belirlenen proje kapsamında, çalışma gruplarına, konusunda deneyimli ve uzman eğitimciler tarafından “senaryo”, “kurgu”, “ses ve görüntü”, “film yapımı”, “sinematografik anlatım” ve “oyunculuk” dallarında eğitimler verilecek. Yaklaşık üç hafta sürecek teorik ve pratik eğitimler sonrasında oluşan gruplar film çekimlerine başlayacaklar. Çekimi tamamlanan filmler, festival kapsamında izleyici ile buluşurken, jüri değerlendirmesi sonunda birinci gelen filme 15 bin, ikinci filme 10 bin, üçüncü gelen filme 5 bin TL parasal ödül ve Halkın Portakalı heykeli verilecek. KÜLTÜR-SANAT

Yeni ‘Fight Club’ 2015 yılında

$
0
0
Çağdaş Amerikan edebiyatında ‘yeraltı edebiyatı’nın güçlü kalemlerinden Chuck Palahniuk, kendisini büyük bir üne kavuşturan romanı ‘Dövüş Kulübü’nün (Fight Club) devamını yazacağını açıkladı.Yazar, ünlü romanın devamını çizgi roman olarak kaleme alacak. ABD’de düzenlenen çizgi roman fuarında (Comic Con) konuşan Palahniuk, yeni Dövüş Kulübü’nün çizgi roman serisi olarak yayımlanacağını duyurdu. Dövüş kulübündeki olayların 10 yıl sonrasından anlatmaya başlayacağını söyleyen Palahniuk, “Hikâyeyi tekrar ortaya çıkmaya hazırlanan Tyler anlatacak. Marla ise evlilik hayatından sıkılmış durumda. Çiftin çocuklarının kaçırılmasıyla olaylar başlayacak.” dedi. Los Angeles Times’ın haberine göre, son olarak ‘Beautiful You’ adlı kitabını yayınlayan Palahniuk, yeni ‘Dövüş Kulübü’nün 2015’te satışa çıkacağını belirtti. 1996’da yayımlanan ‘Dövüş Kulübü’, bir anda fenomen haline gelmiş ve 1999’da, David Fincher’ın yönettiği, Edward Norton, Brad Pitt ve Helena Bonham Carter’ın başrolleri paylaştığı aynı adlı film ile geniş kitlelere ulaşmıştı. KÜLTÜR-SANAT

6 bin korsan kitap baskıda yakalandı!

$
0
0
İstanbul Güngören’de dün öğle saatlerinde gerçekleştirilen korsan kitap operasyonunda aralarında ABD’li yazar Dan Brown’ın yeni kitabı ‘Cehennem’in de bulunduğu 160 bin lira değerinde 6 bin kitap baskı aşamasında ele geçirildi.Olayla ilgili 4 kişi gözaltına alındı. Bir ihbarı değerlendiren korsanla mücadele örgütü Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler bugün saat 12.15’te Güngören Kale İş Merkezi’ne baskın düzenledi. Baskında, son günlerin popüler romanı ‘Cehennem’in de aralarında bulunduğu 400 kitap, 100 bin baskıya hazır kitap forması ile 6 bin kitap kapağı ele geçirildi. ‘Cehennem’in (Altın Kitaplar) yanı sıra Doğudan Uzakta (Amin Maalouf / Yapı Kredi), Aklından Bir Sayı Tut (John Verdon / Koridor), Saftirik Greg’in Günlüğü (Jeff Kinney / Epsilon), Beni Hep Sev (Pink Freud / Okuyanus) kitapları da baskı aşamasında ele geçirildi. Baskın sırasında el konulan baskı makineleri Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği’nin depolarına götürüldü. Olayla ilgili soruşturma sürüyor. Operasyonla ilgili bilgi veren Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği Başkanı Muharrem Kaşıtoğlu, korsanla mücadele çalışmalarının aralıksız sürdüğünü belirterek, son altı ayda ele geçirdikleri korsan kitap sayısının 425 bini aştığını söyledi. Aynı dönemde 31 matbaaya da el koyduklarını belirten Başkan Kaşıtoğlu, “Son 2 yılda sadece fiziki olanlar değil, elektronik kitaplar da dahil olmak üzere 800 adet korsan kitap davasına müdahil olduk. Bu davaların 211 adedi dışında kalanların da karar aşamasına gelindi.” dedi. KÜLTÜR-SANAT

Charlie’nin Çikolata Fabrikası müzikaline Oscar’lı yönetmen

$
0
0
Çocuk edebiyatının dünyaca ünlü İngiliz yazarı Roald Dahl’ın meşhur eseri ‘Charlie’nin Çikolata Fabrikası’ müzikal oldu. Londra’daki Drury Lane Kraliyet Tiyatrosu’nda sahnelenen müzikalin yönetmeni Oscar’lı Sam Mendes.İngiliz yönetmen, dünya çapında 1 milyar dolar gişe hasılatını aşan ilk James Bond filmi olan ‘Skyfall’dan sonra şimdilerde Charlie’nin Çikolata Fabrikası müzikalini yönetiyor. Eserin ünlü karakteri Willy Wonka’yı Douglas Hodge oynuyor. İngiliz sinemasının karakter oyuncularından Hodge, Ridley Scott’ın 2010 yapımı ‘Robin Hood’ filminde de rol almıştı. Dahl’ın eserindeki, kitaba da adını veren Charlie Bucket karakterini ise müzikal uyarlamada dört oyuncu canlandıracak. Set ve kostüm tasarımlarını Mark Thompson’un yaptığı müzikal, 31 Mayıs 2014’e kadar sahnede kalacak. Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nın sinema macerası Tim Burton-Johnny Depp ortaklığı ile gerçekleşmişti. Tim Burton’ın yönettiği 2005 yapımı filmde, meşhur Willy Wonka karakterini Johnny Depp oynamıştı. Küçük oyuncu Freddie Highmore’un Charlie Bucket karakterini oynadığı filmde Helena Bonham Carter ve Christopher Lee gibi usta oyuncular da yer almıştı. KÜLTÜR-SANAT

‘Mostar, benim nefis muhasebemdir’

$
0
0
Yazar Gündüz Vassaf ‘ın bu yılın başında yayımlanan “Mostari/Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü” (YKY) adlı kitabı bir sergiyle bütünlendi. Caddebostan Kültür Merkezi’nde açılan, kitapla aynı adlı sergi, yazarın kitaptan bölümler okuduğu videodan ve Mostar’dan topladığı nesneler-den oluşuyor.Yazar-psikolog Gündüz Vassaf’ın bu yılın başında yayımlanan “Mostari/Bir Köprü Bekçisinin Günlüğü” (YKY) adlı kitabı bir sergiyle bütünlendi. Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) açılan, kitapla aynı adlı sergi, Mostar’da çekilen fotoğraflardan, görselleştirilmiş metinlerden, yazarın kitaptan bölümler okuduğu videodan ve Mostar’dan topladığı nesnelerden oluşuyor. Gündüz’ün bir aylık süreçte not tuttuğu defterler, kitapta çokça bahsettiği ve oradan satın aldığı halı, soğuk günlerde kendisine eşlik eden evde pişirdiği kremalı tavuk çorbasının ve yediği çikolatanın paketi, kartvizitler, gidiş dönüş uçak biletleri sergilenen nesneler arasında. 31 Ağustos’a kadar açık kalacak serginin küratörlüğünü ve tasarımını Sadık Karamustafa üstlendi, fotoğraflar Tolga Bermek, Mehmet Umur, Gündüz Vassaf ve William Özkaptan’a ait. Mostar illüstrasyonları ise Ersu Pekin imzasını taşıyor. 1990’lı yıllardaki Bosna Savaşı’nda yıkılan ve daha sonra yeniden yapılan Mostar Köprüsü’nün ayağa kaldırılması gibi Gündüz Vassaf da 24 Ekim-30 Kasım 2011 tarihleri arasında şehirde geçirdiği zamanı yeniden diriliş olarak görüyor. Çünkü oraya giderken Türkiye’den değil ama tanıdıklarından ve Kürşat Oğuz tarafından hazırlanan nehir söyleşi kitabı Gündüz Feneri’nin üzerinde bıraktığı etkiden kurtulmak istemiş. Şurada doğdum, burada büyüdüm, onu yaptım, bunu yaptım, şunu düşündüm diye bütün hayat hikâyesini anlatmak kimileri için kutsal bir görev gibidir. Vassaf ise kitap bitince hayatının sona erdiğini, mezar taşının dikildiğini hissetmiş neredeyse… Yeniden doğmak, yeniden üretmek için dilini, kültürünü bilmediği Mostar’a düşmüş yolu.MOSTAR DENİLİNCE HÂLÂ İÇİM TİTRİYORMostar’da yeğeninin köprüye bakan evinde kalan Vassaf’ın köprüyle kurduğu ilişki hakikaten ilginç. Sevgiden öte tutkuyla bahsediyor şehirden ve köprüden. Çok sevdiğiniz evladınızla ya da sevdiğinizle birlikte değilsinizdir ama dolaştığınızda bir ses, bir koku, bir görüntü onları hatırlatır size. Onun Mostar’a bağlılığı da böyle, “Mostar denilince hâlâ içim titriyor.” diyor. Bir ay kadar zaman geçirmesine rağmen sanki hayatının dörtte üçünü orada yaşamış gibi hissediyor. Gündüz Vassaf, Mostar’a vardığında ilk zamanlar uzun süre köprüyü seyreder, sonra köprüye bakmaktan utanır hale gelir. 10 gün boyunca köprüden karşıya geçemez. Karşıya geçmesi gerektiğinde başka köprüleri kullanır. Sonra orada tanıştığı bir çift, onu kolundan tutup köprüden geçirir. Bir zaman sonra kendini oranın yerlisi gibi görmeye başlar. Her gün yaptığı işler arasında köprünün duvarlarına sokuşturulan sigara izmaritlerini ve oyuklarda biriken yağmur sularını temizlemek vardır artık. ‘Mostari’ yani köprü bekçisi Vassaf, kitabı yazarken bütün notlarını köprü başında alır. Günde on, on iki saat, sabah akşam, gece yarısından sonra... Her an oradadır. Her şeyi yazar, özellikle tur gruplarıyla köprüyü ziyarete gelenler hakkında düşündüklerini, gördüklerini… Genellemelerde bulunur, Almanlar şöyle, Türkler böyle, Japonlar şöyle... Bir nevi zabıt tutar. Türklerin, Amerikan turistleri gibi onun bunun fotoğrafını çekip ‘burası bir zamanlar bizimdi’ edasında dolaşmasından rahatsız olur. Bir süre sonra kendisinin takındığı bu tavır hoşuna gitmez. Milliyetçilik yaptığını düşünür. Kendini azarlamaya başlar. O gözlemlerin ahlakını sorgular. ‘Ne hakkın var başkasını yargılamaya, fikir yürütmeye, zapt altına almaya, fotoğraf çekmeye’ şeklinde bir iç hesaplaşma, ahlak tartışması başlatır iç dünyasında. Vassaf, kitabında bahsettiği, mayolu bir erkeği, kıkır kıkır gülerek fotoğraflayan iki başörtülü kızı o anda kendisi de çeker. Sonra vicdanı rahatsız olur. “Çekmeli miydim” diye düşünür. Mostar Köprüsü’nün bekçiliğini yapmak onun için giderek bir nefis muhasebesine dönüşür ve sergi açılışında şu cümleleri kurmasına vesile olur: “Günlük tutarken ya da fotoğraf çekerken neyi çekip çekmediğimiz, hangi cümleyi yazıp yazmadığımız azcık bizim önyargılarımızla ilgili. Sevgilerimizi, önyargılarımızı, önemsediklerimizi yazmış oluyoruz ama benim önemsediklerim karşı taraf için hiç önemli olmayabilir. Köprü bekçisi o süreç içinde kendini, nefsini tartmaya başlıyor ve köprü notlarını tutmak ne kadar ahlaklı diye soruyor.” Sergide, Bosna Savaşı’na küçük bir bölüm ayrılmış. Bunun özel bir sebebi var. Vassaf’a göre Mostarlılar savaş acılarını içlerine gömmüşler ve bir günlüğüne köprüyü ziyarete gelenlerden ‘savaşta ne oldu, kim kimi öldürdü, kaç kişi öldü?’ gibi soruları duymak istemiyorlar. Mostarlılar bunu zaten kalbinde, zihninde, evinin bahçesindeki mezar taşında fazlasıyla yaşıyor.

Filistin Kültür Haftası'nın açılışını Bakan Çelik yapacak

$
0
0
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ağustos ayının son haftasında yapılması planlanan Filistin Kültür Haftası'nı himayesine aldı. Bakan Çelik, 29 Ağustos'ta başlayacak haftanın açılışını bizzat kendisi yapacak.Kültür ve Turizm Bakanı, Filistin'in Ankara Büyükelçisi Nabil Maarouf'u kabul ederek, bir süre görüştü. İki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin ele alındığı görüşmede bu yıl beşincisi yapılacak olan Filistin Kültür Haftası'nı himayesine aldığını ve haftanın açılışını bizzat yapacağını bildirdi.Çelik-Maarouf görüşmesinin sürpriz açıklamaları bununla da kalmadı. Bakan Çelik, Filistin'de 'Türk Kültür Haftası' gerçekleştirilmesi için de talimat verdi. İlk kez yapılacak haftada Filistin-Türkiye kültürel ilişkilerinin güçlendirilmesi hedefleniyor. Ömer Çelik'in bu açıklamalarının ardından Maarouf da Bakanı Filistin'de ağırlamaktan büyük mutluluk duyacaklarını belirtti.(İHA)
Viewing all 7489 articles
Browse latest View live