Barış Manço’nun en sevilen şarkılarından Dağlar Dağlar’daki o yanık, içli kemençeyi çalan Cüneyd Orhon’un arşivi, ailesi tarafından İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na bağışlandı. Arşivin tanıtımı ve sunumu, 2 Nisan’da konservatuvarın içindeki Ercümend Berker Kütüphanesi’nde yapılacak.“Barış Manço’yu İstanbul Radyosu’nda çalışan annesi vasıtasıyla tanımıştım. Ben o zamanlar İstanbul Radyosu’nda reklam programları yapıyordum. Barış, o sıralarda Belçika’da müzik yapıyordu. Görüşmelerimizde zaman zaman onun müziğini Türkiye’de tanıtmak için sohbetler yapıyorduk. Bu arada Barış Manço yavaş yavaş Türk müzik dünyasında tanınmaya başlamıştı. Bir akşam bize yemeğe geldi. Cüneyd de oradaydı. Eski bir halk türküsünü yeni bir yorumla seslendirmek istediğini söyledi. Barış nota bilmezdi. Cüneyd’e ‘Söylesem bu türküyü notaya alır mıydınız?’ diye ricada bulundu. O türküyü mırıldanırken Cüneyd kemençeyle, Barış da gitarla çalmaya başladılar. Hemen oracıkta Cüneyd türkünün notalarını yazdı. İşte bu ünlü şarkının doğduğu akşamın hikâyesi budur.”Bu hikâyeyi anlatan kişi İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı, kurucu üyeleri arasında yer alan kemençe üstadı Cüneyd Orhon’un ağabeyi Maarifi Orhon. Bahsettiği şarkı ise Barış Manço’nun Dağlar Dağlar’ı. Fakat çok az kişi “Dağlar Dağlar”ı bu kadar ünlü yapan ve sevdiren nağmeleri Cüneyd Orhon’un notaya aldığını ve çaldığını biliyor. Hocasının kıymetinin bilinmediğini söyleyen 30 yıllık öğrencisi Nermin Kaygusuz, Orhon’un Türk müziğine getirdiği yenilikleri Türk Musikisi dergisinde şöyle ifade ediyor: “Cüneyd Orhon, büyük bir cesaretle kemençeyi gitarla beraber bir hafif Türk müziği parçasında ilk kez kullanmıştır. Büyük bir cesaretle, çünkü o zamanlar Türk müziği dünyasında Türk müziği-Batı müziği kutuplaşması zirvedeydi. Bir Türk müziği çalgısının Batı müziği enstrümanlarıyla ve Batı müziği formatıyla kullanılması kabul edilir gibi değildi. Cüneyd Orhon, Barış Manço’ya bu plakta eşlik etti ve belki de Türk müzik dinleyicileri ilk kez kemençeyle bu kadar yakından tanışmış oldular.” Dağlar Dağlar’daki o yanık, içli kemençeyi çalan Cüneyd Orhon, 2006 yılında aramızdan ayrıldı, fakat geriye, Dağlar Dağlar gibi notaya aldığı, icra ettiği yüzlerce klasik Türk müziği eserini, kemençelerini, müzik kitaplarını ve 1950-60’lı yıllardaki kayıtlarını bıraktı. Kızı Nergis Orhon tarafından Moda’daki evinde saklanan bu arşivin bir kısmı İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’na bağışlandı. Arşivin tanıtımı 2 Nisan Çarşamba günü konservatuvarın içindeki Ercümed Berker Kütüphanesi’nde saat 15.00’te yapılacak. Arşivde Orhon’un kullandığı ilk kemençe ile hocası Niyazi Keman Seyhun’a ait kemençe, yüz adet müzik kitabı, 40 civarında makara, 40 kadar kaset ve hocanın el yazısıyla kaleme aldığı 252 saz eseri ile 750 sözlü eser bulunuyor. Üstadın gömlek kutularında sakladığı ve alfabetik sırayla makamlara göre düzenlediği bu notalar, hem İTÜ TMDK hem de müzik dünyası arşivine önemli bir kaynak olacak nitelikte. Arşivin tasnifini yapan Orhon’un öğrencisi Gözde Çolakoğlu Sarı, “Türk müziğinde bütün hocalar meşk silsilesi yani usta-çırak ilişkisi ile yetişmişler. 1876’dan sonra eserler notaya aktarılmaya başlanıyor. Ve her öğrenci hocasından öğrendiği notayı aktarıyor. Günümüzde bir eserin 5-10 tane farklı yazılmış notasını bulabiliyoruz. Doğruya ulaşmak zor. Bu nedenle Cüneyd Orhon, Alaeddin Yavaşça, Cüneyd Kosal gibi hocaların yazdığı notalar eğitimimiz açısından altın değerinde.” diyor. Arşivde bunların dışında hocanın şapkası, nota yazdığı kalemi, gözlüğü de yer alıyor. Orhon’un dönemin hanende ve sazendeleriyle çalmış olduğu makaralardaki kayıtları ise dijital ortama aktarılıyor. İTÜ, Cüneyd Orhon arşivini açmakla birlikte, aynı mekânda bir başka etkinliğe daha ev sahipliği yapacak. Sanatçının kızı Nergis Orhon Soydaner’in resim sergisini de sanatseverlerle buluşturacak. Nergis Orhon’un son iki yılda yaptığı resimlerden oluşan sergi, bir hafta açık kalacak. Açılış günü Cüneyd Orhon’un öğrencileri ve Orhon’un da zamanında içinde bulunduğu Türk Müziği Triosu bir resital sunacak. Orhon, arkadaşları udi Mutlu Torun ve viyolonsel sanatçısı Necati Giray, Türk Müziği Triosu adında küçük bir grup kurarlar. Orhon’un vefatından sonra bu grup dağılır. Arşivin tanıtımı vesilesiyle tekrar bir araya gelen Mutlu Torun ve Necati Giray, yanlarına hocanın öğrencilerinden Sercan Halili’yi alarak tekrar Türk Müziği Triosu’nu canlandırır. Çarşamba günü yapılacak tanıtım, bu grubun mini konseriyle sona erecek.
↧