2014, Türk sineması için ‘komedi yılı’ olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Komedi filmleri art arda vizyona giriyor ve seyirciden büyük ilgi görüyor.‘Düğün Dernek’in beklenmedik gişe başarısı, ‘Fetih 1453’ün geçilmez denen 6,5 milyon seyirci sayısını geçmek üzere. BKM’nin ‘Hükümet Kadın 2’ ile birlikte vizyona sürdüğü ‘Patron Mutlu Son İstiyor’u ayrı bir kulvarda ilerleyedursun, ‘Eyyvah Eyvah 3’, üç milyon seyirci sınırına dayandı. Şimdi de ‘halk kahramanı’ Recep İvedik, bütün nobranlığıyla dördüncü kez arz-ı endam ediyor. Güngören’in en ‘doğal’ sâkini Recep İvedik, boş arsada mahallenin çocuklarına futbolun inceliklerini öğreterek ağabeylik yapmaktadır. ‘Dar Alanda Kısa Paslaşmalar’daki gibi “Hayat, futbola fena halde benzer” önermesi beklemiyoruz tabii ki ancak Recep’in de futbola dair bir ‘felsefesi’ var: Aygır gibi güçlü olun ve topa pis burun vurun! Derken birkaç adam, çocukların top sahasına bina dikmek için keşif yapmaya gelir. Kendine has üslubuyla buna izin vermeyeceğini söyleyen Recep, arsayı satın alan işadamına 300 bin TL teklif ederek sahayı kurtarır. Recep, bir ‘abilik’ yapmıştır ama parası yoktur, mahallelinin durumu da ortadadır. Girişimleri sonuç vermeyince televizyonda gördüğü, 500 bin TL ödüllü Issız Ada adlı yarışma programına katılmaya karar verir. Dördüncü adımda Recep İvedik’te önemli bir değişiklik var. Recep, boş gezen, dikiş tutturmaya çalışan delikanlı pozisyonundan mahallenin abiliğine terfi ediyor. Önceki maceralarda, yolunu çizmeye çalışan fakat bu yolda bir hayli bocalayan Recep İvedik, ‘ideal’ yerini bulmuş. Mahallenin çocuklarına ağabeylik yapması onu bir nebze olsun törpülüyor, küfürlü sözlerden uzak duruyor ama Recep İvedik bu, ne kadar ‘incelebilir’ ki? Filmin ikinci yarısında Recep, zaman zaman kıyaslandığı ‘Şaban’a benzemeye çalışarak bir nevi ‘Umudumuz Recep’ sularında kulaç atıyor. Survivor benzeri bir yarışma üzerinden, Recep İvedik’e yakıştırılan ‘halk kahramanı’ ifadesinin altı doldurulmaya çalışılıyor. Zira sadece Güngören değil, Recep’in dobra halini sevenler, “perdelerini kaldırdığında bebeksi bir kişiliği” olduğunu düşünenler telefon mesajlarıyla onu destekliyor. Bütün nobranlığına ve ayak oyunlarına rağmen halk oylamasında Recep’in her seferinde ‘aklanması’ mânidar bir tercih olmuş. Nihayetinde Recep İvedik filminden bahsediyoruz. Herhangi bir politik göndermeden söz etmek neredeyse imkânsız. Şahan Gökbakar, karakterini böyle bir durumdan özellikle uzak tutuyor. ‘Çocukların top sahasına göz diken müteahhit’ gibi bir muz ortayı bile gole çevirmeyi düşünmüyor. Halbuki, söylenmeyeni söylemesi ve ‘halkın içinden’ gelmesi itibarıyla Recep İvedik’in politik mizah konusunda kayda değer bir potansiyeli var. Fakat sadece nobranlığı ve dobralığı ile yetiniliyor. Recep İvedik’i tavsiye etmek durumunda değiliz. Küfürlü sözlerden uzak durulması, ona mesafeli duran sinema seyircisini salonlara götürmeye yetmeyecektir, zira sevimsiz el-kol hareketleri ve nedense insanların hoşuna giden nobranlığı yerli yerinde duruyor. Günlük hayatta ve siyaset sahnesinde hiç hoş görülmeyen nobran üslubun, Recep İvedik söz konusu olunca insanları güldürmesi garip bir durum tabii ki.
↧