Belçika asıllı Fransız yönetmen ve oyuncu Lucas Belvaux, ‘38 Şahit / 38 Témoins’ filminde insanın kanını donduran bir olayı sinemaya uyarlıyor. Goncourt ödüllü yazar Didier Decoin’in 2009’da yayımladığı romandan uyarlanan film, gerçek bir trajediye dayanıyor.3 Mart 1964 tarihinde New York’un Quenns bölgesinde, çalıştığı restorandan çıkıp evine gelen Catherine ‘Kitty’ Genovese, saldırıya uğrar. Gece yarısı saat 03.00’te, evine birkaç adım kala kendisine saldıran bir adam tarafından bıçaklanınca tüm mahalleyi ayağa kaldıracak bir çığlık atar. Geç saat olduğu için birkaç evin ışığı yanar, balkona çıkanlar olur. Bunu gören saldırgan geri adım atar. Ancak kimsenin olaya tepki vermediğini görünce tekrar saldırır. Kitty Genovese, uzun ve acı dolu bir çığlık daha atar. Bu kez sokaktaki evlerin çoğunun ışıkları yanar, pencerelerde karaltılar belirir. Saldırgan korkudan bir daha geri çekilir. Fakat kimseden ses gelmeyince son kez geri döner, öldürücü darbeleri indirir ve olay yerinden uzaklaşır. Sonradan polisin yaptığı araştırmada, genç kadının ilk çığlığı ile ölümü arasında yaklaşık yarım saat geçmiştir. Üstelik 38 kişi olayı görmüş fakat aradan geçen bu süre zarfında hiçbiri olaya müdahale etmemiş, saldırgana çıkışmamış ve polisi aramamıştır. Bu tüyler ürpertici olay, daha sonra sosyal psikoloji kitaplarına ‘Genovese Olayı’ ya da ‘Seyirci Etkisi’ olarak geçti. Kısaca, ‘Bir olayda seyirci sayısı arttıkça müdahale etme süresi de artar’ ilkesine dayanıyor. Çünkü herkes sorumluluğu bir başkasına atacaktır. Bu türden olaylara halen rastlamak mümkün. Akşam haber kanallarında, aniden yere düşen veya kavga eden insanlara bir süre kimsenin müdahale etmediğini zaman zaman görüyoruz. Lucas Belvaux, bu dehşet verici olayın Fransa topraklarında ve günümüzde geçen versiyonuna çeviriyor kamerasını. Fransa’nın kuzeyindeki liman şehri Le Havre’da bir deniz ticareti şirketinde çalışan Louise, iş seyahatinden eve döndüğünde yaşadığı sokakta cinayet işlendiğini öğrenir. Suç mahallinde hiçbir tanık yoktur. Louise, günler geçtikçe aslında bazı insanların olayı duyduğu ya da gördüğü gerçeği ile yüz yüze gelir. Üstelik 38 ‘kör ve sağır’ şahitten biri de o gece işte değil evde olan kocasıdır. ‘38 Şahit’ filmine kaynaklık eden olayı bilmek, filmin etkisini azaltmıyor. Gerçi, yönetmen Lucas Belvaux’nun, hikâyenin duygusal yükünü ve karakterlerin iç dünyasındaki çatışmaları hepten oyuncuların sırtına yüklemesi bir zaaf olarak karşımıza çıkıyor. Bu açığı, Yvan Attal ile Sophie Quinton performanslarıyla kapatıyor, ama diğer oyuncular için bunu söylemek zor. Yönetmenin, hikâyeyi ABD’den Fransa sularına sırıtmadan uyarlamak için başvurduğu şehir kadrajları, bu sosyal psikoloji olayının sebepleri arasına iletişim kopukluğu ve kapitalizmi katma çabası olarak okunabilir. Fakat araya giren bu kadrajların öyküyle uyum sağladığını ve yerli yerine oturduğunu söylemek güç.
↧