‘İnce Buz, Kara Kömür’, şubat ayında Berlin’de Altın Ayı’yı alınca sinema çevrelerinin gündemine oturmuştu.Çinli yönetmen Yi’nan Diao’nun filmi, Richard Linklater’ın şimdiden başyapıt ilan edilen ‘Boyhood’, Wes Anderson’ın ‘Büyük Budapeşte Oteli’ ve Fransız usta Alain Resnais’nin ‘Riley’nin Hayatı’ filmlerinin arasından sıyrılarak Berlin’in en iyisi seçildi. Orijinal adı ‘Gündüz Havai Fişekleri’ anlamına gelen film, 1999 yılında Çin’in kuzeyinde ki küçük bir kasabada seri cinayetleri araştıran bir dedektifin gözünden cinayetlerin izini süren bir polisiye. Yönetmen Yi’nan Diao, etkileyici bir giriş yapıyor filme. Kömür kamyonları üzerinde ülkenin farklı noktalarına dağılan bir cesedin parçaları, sadece polisiye öykünün merak duygusunu körüklemek için değil. Film ilerledikçe bu parçalar, olayın izini süren polislerin hayatını da aynı şekilde darmadağın ediyor.Yönetmen, Japon ve Güney Kore sinemasının bu tür polisiyelerde uyguladığı artistik ve stilize kaygılara yüz vermiyor. Grafik şiddetten titizlikle kaçınıyor. Onun yerine, günlük hayatın sıradanlığına sarılıyor. Örneğin, berberdeki tutuklama sahnesi, sadeliğinin yanında şoke etkisi yapacak kadar kuvvetli. Çin’in varoşlarında günlük hayatı yansıtan görüntü kullanımındaki solgun renkler, kamera açıları ve bazen tercih edilen sallantılı kamera, yönetmenin amaçladığı sosyal arkaplanı başarıyla veriyor. Beş yıllık zaman geçişine kadar film seyirciyi heyecanlandırıyor. Sonrasında ise birkaç parıltı taşısa da karakterlerin tek boyutlu kalması ve polisiye klişelerine hapsolunması dolayısıyla irtifa kaybediyor. Türler arasında gidip gelen yönetmen, filmin kararsız havasını daha da kesifleştiriyor. Finalde de kullanılan bu tercihin işlediğini söylemek zor. Açılış ve berber sahnesi, zaman geçişi, usta sinemacılara yaraşır bir tekinsizliğe sahip buz pateni bölümü yönetmenin hanesine yazılacak incelikler.İnce Buz, Kara Kömür’ü değerli kılan, yönetmenin ustalık parıltısı taşıyan anlatım dilinde saklı. Ancak esas derdi polisiye olmayan bir polisiye izliyoruz. Yönetmenin meselesi, Çin’in sosyal hayatında yaşanan kırılmalar. Seçtiği karakterler ve mekânlar, görüntü yönetimi bu duyguyu verse de öyküye bunun ustalıkla yedirilememesi filmi zaafa uğratıyor. Bu bakımdan film, 2003 yapımı bir başka Çin filmi ‘Kör Kuyu / Mang Jing’ ile benzerlik gösteriyor. Biçimsel ve teknik olarak ‘İnce Buz, Kara Kömür’den geride olan ‘Kör Kuyu’, yönetmen Yi’nan Diao’nun yapmaya çalıştığı Çin’deki sosyal adaletsizliğe ve toplumdaki kırılmalara ayna tutmakta ise daha güçlü. ‘Hasılı; İnce Buz, Kara Kömür’, yönetmeninin anlatım dili, zaman zaman görünen usta işi sahneler, heyecan verici öykü yapısının yeterince işlenemeyişi, sosyal arkaplana açtığı kapılar ve geliştirilmemiş karakterleriyle ‘alışılmadık’ bir film. ALİ KOCA
↧