Yaklaşık 30 yıldır sadece parmaklarını kullanarak resim yapan Metin Akarslan, sanatçı belgesi alabilmek için mücadele ediyor. 1995 yılında aldığı belgeyi kaybeden Akarslan, vergi muafiyeti için tekrar başvuruda bulununca Kültür Bakanlığı'ndan, "Hat ve ebru dışında belge vermiyoruz." dediğini anlattı. Akarslan, atölyesinin girişine koyduğu 'Sanata bakmak sakıncalıdır' yazısı ile durumu protesto ediyor.60 yıldır resimle uğraşan, yaklaşık 30 yıldır da fırça kullanmadan sadece parmakları ile sanatını icra eden Ressam Metin Akarslan, ABD başta olmak üzere çok sayıda ülkede sergi açmış. Özellikle yurt dışında çok değerli tablolarla Türkiye'nin yüzünü güldürmüş. Ancak Akarslan Türkiye'de sanatçı belgesi bile alamıyor. Bu durumu atölyesinin girişine yazdığı, 'Sanata bakmak sakıncalıdır' ifadesi ile protesto eden Akarslan'ın başı vergi memurlarıyla da dertte. Sanatçılara verilen belgeyi kaybeden Akarslan, Kültür Bakanlığı'ndan aynı belgeyi tekrar alamayınca atölyesinin kapatılması tehlikesiyle karşı karşıya kalmış. Maliye Bakanlığı'nın, Kültür Bakanlığı'ndan belge alması gerektiğini söylediğini, Kültür Bakanlığı'nın da Maliye Bakanlığı'nı işaret ettiğini söyleyen Akarslan'ı en çok Kültür Bakanlığı'ndan bir yetkilinin, "Hat ve ebru dışında belge vermiyoruz." sözü üzmüş. 1995 yılında Kültür Bakanlığı'na başvurarak sanatçı belgesi aldığını belirten Akarslan, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Belgeyi kaybettim. Vergi memurları geldi. Sanatçı olduğumu, vergiden muaf olduğumu söyledim ama belge olmadan vergiden muaf tutamayacaklarını söylediler. Bunun üzerine 18 defa Kültür Bakanlığı'nı aradım, en sonunda bir yetkili ile görüştüm. Bana, bilgisayar dönemine geçildiğini, eski evrakların da yok olduğunu belirttiler. Ayıraca 'hat ve ebru dışında belge veremiyoruz' dediler. 60 yıldır ressam olduğumu söyleyince de yetkili kişi bana, 'Babaannem de resim yapıyor.' dedi." Uzun uğraşlar sonucu kendisine bir yazı gönderildiğini ve Maliye Bakanlığı'nı işaret ettiklerini kaydeden Akarslan, Maliye Bakanlığı'na başvurunca da vergiden muaf tutabilmek için Kültür Bakanlığı'ndan belge alması gerektiğini bildirdiklerini anlattı. Her iki bakanlığın topu birbirlerine attıklarını vurgulayan Akarslan, "Her hangi bir sonuç çıkmayınca 'Sanata bakmak sakıncalıdır' yazısını astım. İnsanlar 'Bu nedir?' diye sorunca olayı anlatıyorum." ifadelerini kullandı. Bir rahatsızlığı nedeniyle aile hekimliğine gittiğini, doktorun kendisine mesleğini sorduğunu söyleyen Akarslan, "Ressam olduğumu söyledim. Baktı ve bana 'böyle bir meslek yok' dedi. Şoke oldum. Devlet bir yandan bunu meslek olarak kabul etmiyor. Sanatçı belgesi de vermiyor. Ben 47 defa sergi açtım. New York'ta, Kanada'da, Brüksel'de, Lozan'da... Yurt dışında çok sayıda sergi açtım." şeklinde konuştu. Atölyesinin kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Akarslan, şunları söyledi: "Zaman zaman memurlar geliyor. Ben ressam olduğumu söyleyip eserlerimi gösteriyorum. 'Devletin sana verdiği belge olmadan olmaz' diyorlar. Bilgisayar sistemine geçilince bu kayıtlar sisteme geçilmemiş. Evraklar kaybolmuş." (CİHAN)
Yaklaşık 30 yıldır sadece parmaklarını kullanarak resim yapan Metin Akarslan, sanatçı belgesi alabilmek için mücadele ediyor. 1995 yılında aldığı belgeyi kaybeden Akarslan, vergi muafiyeti için tekrar başvuruda bulununca Kültür Bakanlığı'ndan, "Hat ve ebru dışında belge vermiyoruz." dediğini anlattı. Akarslan, atölyesinin girişine koyduğu 'Sanata bakmak sakıncalıdır' yazısı ile durumu protesto ediyor.60 yıldır resimle uğraşan, yaklaşık 30 yıldır da fırça kullanmadan sadece parmakları ile sanatını icra eden Ressam Metin Akarslan, ABD başta olmak üzere çok sayıda ülkede sergi açmış. Özellikle yurt dışında çok değerli tablolarla Türkiye'nin yüzünü güldürmüş. Ancak Akarslan Türkiye'de sanatçı belgesi bile alamıyor. Bu durumu atölyesinin girişine yazdığı, 'Sanata bakmak sakıncalıdır' ifadesi ile protesto eden Akarslan'ın başı vergi memurlarıyla da dertte. Sanatçılara verilen belgeyi kaybeden Akarslan, Kültür Bakanlığı'ndan aynı belgeyi tekrar alamayınca atölyesinin kapatılması tehlikesiyle karşı karşıya kalmış. Maliye Bakanlığı'nın, Kültür Bakanlığı'ndan belge alması gerektiğini söylediğini, Kültür Bakanlığı'nın da Maliye Bakanlığı'nı işaret ettiğini söyleyen Akarslan'ı en çok Kültür Bakanlığı'ndan bir yetkilinin, "Hat ve ebru dışında belge vermiyoruz." sözü üzmüş. 1995 yılında Kültür Bakanlığı'na başvurarak sanatçı belgesi aldığını belirten Akarslan, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Belgeyi kaybettim. Vergi memurları geldi. Sanatçı olduğumu, vergiden muaf olduğumu söyledim ama belge olmadan vergiden muaf tutamayacaklarını söylediler. Bunun üzerine 18 defa Kültür Bakanlığı'nı aradım, en sonunda bir yetkili ile görüştüm. Bana, bilgisayar dönemine geçildiğini, eski evrakların da yok olduğunu belirttiler. Ayıraca 'hat ve ebru dışında belge veremiyoruz' dediler. 60 yıldır ressam olduğumu söyleyince de yetkili kişi bana, 'Babaannem de resim yapıyor.' dedi." Uzun uğraşlar sonucu kendisine bir yazı gönderildiğini ve Maliye Bakanlığı'nı işaret ettiklerini kaydeden Akarslan, Maliye Bakanlığı'na başvurunca da vergiden muaf tutabilmek için Kültür Bakanlığı'ndan belge alması gerektiğini bildirdiklerini anlattı. Her iki bakanlığın topu birbirlerine attıklarını vurgulayan Akarslan, "Her hangi bir sonuç çıkmayınca 'Sanata bakmak sakıncalıdır' yazısını astım. İnsanlar 'Bu nedir?' diye sorunca olayı anlatıyorum." ifadelerini kullandı. Bir rahatsızlığı nedeniyle aile hekimliğine gittiğini, doktorun kendisine mesleğini sorduğunu söyleyen Akarslan, "Ressam olduğumu söyledim. Baktı ve bana 'böyle bir meslek yok' dedi. Şoke oldum. Devlet bir yandan bunu meslek olarak kabul etmiyor. Sanatçı belgesi de vermiyor. Ben 47 defa sergi açtım. New York'ta, Kanada'da, Brüksel'de, Lozan'da... Yurt dışında çok sayıda sergi açtım." şeklinde konuştu. Atölyesinin kapatılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Akarslan, şunları söyledi: "Zaman zaman memurlar geliyor. Ben ressam olduğumu söyleyip eserlerimi gösteriyorum. 'Devletin sana verdiği belge olmadan olmaz' diyorlar. Bilgisayar sistemine geçilince bu kayıtlar sisteme geçilmemiş. Evraklar kaybolmuş." (CİHAN)