![]()
Halit Ayarcı'nın ruhu, 50 küsur seneden sonra şâd oluyor! “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nün kurucusu Ayarcı, dünden itibaren Salt Beyoğlu'nda gösterilmeye başlanan “The Clock” (Saat) adlı çalışmayı görse belki de ‘hamiyetten gözünün yaşını tutamaz'dı.İsviçre asıllı Amerikalı sanatçı Christian Marclay'in, 54. Venedik Bienali'nde Altın Aslan kazanan çalışması, sinema tarihinden zaman akışını vurgu yapan binlerce sekansın kurgulanmış halinden oluşuyor. Ama hepsi bu değil; The Clock videosu tam 24 saat sürüyor!Marclay, The Clock videosuyla ilgili soruları cevaplamak üzere dün ikinci kez İstanbul'daydı. 7 yıl önce geldiği şehirde her şeyin çok değiştiğini o da tespit etmiş. İstanbul'da zamanın hızına yetişemediğimizi, The Clock'u burada izlemenin bu açıdan da farklı bir tecrübe olduğunu söylediğimizde itiraz etmiyor bu yüzden. Ama onun için işin temeli daha derinlerde, “50 yaşına geldiğinizde zamanı, günleri, saatleri, dakikaları saymaya başlıyorsunuz.” diyor. Tabii bir de sanatın/ sanatçının, akıp giden zamana karşı direnmesi ve geçiciliğe karşı ölümsüz değilse bile kalıcı bir iz bırakma istenci var. Zamanla ilişkisini “Akıp giden, tutamadığımız bir şeyle çok temel bir ilişki” diye tanımlıyor. Ancak aslına bakılırsa projenin oluşumu pek de böyle derin fikirlerden doğmamış. 2002'de bir başka proje için saat görüntüleri toplarken ‘24 saat sürecek saat görüntüsü bulabilir miyim?' diye başlayan bir ‘kendine meydan okuma' aslında. Çalışmaları 3 yıl, kendisi de 24 saat süren videoyu izlemek de kolay değil. Ama Marclay tersten düşünüp seyirciyi de rahatlatıyor: “Başlangıcı, bitişi yok. Ne zaman gelirseniz sizin için doğru zaman odur. Kimseyi hayatından alıkoyma niyetim de yok; tabii ki yemek yiyeceksiniz, uyuyacaksınız, arada da izleyeceksiniz. Hem böylece herkes aynı anda gelip aynı anda gitmeyecek. Herkesin kendine özgü bir seyir tecrübesi olacak. Bence bu daha heyecan verici.” (www.saltonline.org)