33. İstanbul Film Festivali kapsamında düzenlenen ‘Köprüde Buluşmalar' etkinliğinin dünkü konuğu Yunan müzik danışmanı ve direktör George Christopoulos'tu.2010 yılında, film müziği bestecilerini tanıtan ve dünya çapındaki film yapımcılarına film müziği ve ses hizmetleri sunan uluslararası bir yetenek ajansı kuran Christopoulos, yaklaşık 20 ülkede 30'u aşkın besteciyi temsil ediyor. Bunların arasında Oscar ödüllü Jan A.P. Kaczmarek ve Rachel Portman'ın yanı sıra Shigeru Umebayashi ve Atli Örvarrson gibi ödüllü besteciler bulunuyor. Christopoulos, Akbank Sanat'taki söyleşide hem film yapımcılarının hem de bestecilerin yaşadığı sıkıntıları aktardı. Sinema sektöründe müzikle ilgili sorunun küresel olduğunu ifade eden Christopoulos, filmlerde müziğe ayrılan zaman ve bütçenin gittikçe daraldığını, bu nedenle nitelikli işlerin ortaya çıkmadığını belirtti.Neredeyse bütün yapımcıların ‘film müzikleri çok önemli' demesine rağmen bu işi son aşamaya bıraktığını dile getiren Christopoulos, “Yapımcılar müziğin ne kadar önemli olduğunu en başta düşünmeli, bir bütçe tahmin etmeli ve besteciyle filmin prodüksiyon aşaması başlarken irtibata geçilmeli. Çünkü çok daha iyi sonuçlar doğurur.” dedi. Günümüzde ise tam tersi oluyor. Yapımcıların filmine uygun müzik için film bittikten sonra harekete geçtiğini söyleyen Christopoulos, yönetmenin bu aşamada bestecinin üstünde baskı oluşturduğunu ifade etti. Bu durumun gerekçesini ise şöyle açıkladı: “Film tamamlandıktan sonra yönetmen bestecinin yaptığı çalışma ile filmi yüceltecek mi yoksa zarar mı verecek olduğunu bilemiyor. Bu tutum da besteci üzerinde baskı oluşturuyor.” Son yıllarda hem Türk, hem de diğer filmlerde özgün müziklere pek rastlamıyoruz. Christopoulos'a göre bunun nedeni taklit: “Başka bir film için yapılmış besteyi kurgunuzda kullanıyorsanız, müzisyenden istekte bulunurken ‘bunun gibi olsun diyorsanız’ yaratıcı bir şey ortaya çıkmıyor.”Christopoulos, gelişmekte olan müzisyenlerin onda dokuzunun elinden bilgisayarı alındığında hiçbir şey yapamadığını da belirtti. Pop müziğin önemli ölçüde film müziklerini etkilediğini vurgulayan Christopoulos, “Pop müzik 20 yıl önce hayatımıza girdi ve film müziklerini değiştirdi. Pop müzik, teknoloji yalnızca bazı tuşlara basan insanların kendini müzik yapımcısı olarak tanıtmasına neden oldu. Son 20 yılda insanlar güzel melodilerden o kadar uzak kaldı ki ne isteyeceklerini bilemiyorlar.” dedi.Film müziği yapmak isteyenlerin gerçekçi olması gerektiğini vurgulayan Christopoulos, “Dünyada 3 bin 500 film müzisyeni var. Her yıl film müziği yapmak üzere 15 bin kişi mezun oluyor. Ama o kadar kişiye ihtiyaç yok. Bunun farkında olmanız ve yapımcıya ne istediğini biliyorum diyebilmeniz gerekiyor.” şeklinde konuştu. Christopoulos, film müziği yapmak isteyenlerin yapımcılar tarafından ayırt edilebilmesi için ‘Ben her tür müzik yapabilirim', ‘Benim müziğim çok sinematik', ‘Yalnızca bir fırsata ihtiyacım var' cümlelerini kurmamaları gerektiğini belirtti.
↧