‘Eyüp ressamı’ olarak tanınan ve ismi, yıllarca yaptığı ‘Eyüp Çeşitlemeleri’yle özdeşleşen ressam Naile Akıncı, dün hayata veda etti. Son zamanlarına kadar resim yapmayı sürdüren Akıncı, geride 2 binden fazla yapıt bıraktı.Türk resminin ustalarından Naile Akıncı, uzunca bir süre Florance Nightingale Hastanesi’nde tedavi gördükten sonra dün hayatını kaybetti. Cenazesi, yarın Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek Akıncı, 91 yaşındaydı. Resimle erken yaşta tanışmasına rağmen ona dört elle sarılması, evlilik ve hayat koşulları sebebiyle, epey vakit aldığından pek çok hastalığa rağmen fırçasını son günlerine kadar elinden bırakmadı Akıncı. Son yıllarında kimi zaman günde 25 ilaç alıyor ama yine de doktorunun izin verdiği ölçüde tuvalinin başına oturuyordu. Geçtiğimiz yıl, 90 yaşını sürerken bile, peş peşe üç sergi açacak ve yeni yapıtlarını sergileyecek kadar inatçıydı. Daha yapmak istediğim, tasarladığım birçok resim var diyor ve ekliyordu. “Kendime sürekli; inandığım estetik değerleri nasıl aşabilirim diye soruyorum. Çünkü bir sanatçı, kanımca, her zaman mükemmeli aramalı.”75. SANAT YILI LAYIKIYLA KUTLANDI2013, onun sanattaki 75. yılıydı ve bu sebeple yılın ilk yarısında İş Sanat Kibele Galeri-si’nde kapsamlı bir Naile Akıncı retrospektifi açıldı. 1949’dan günümüze sanatçının her dönemine ayrı ayrı göz kırpan sergideki 2013 tarihli ‘II Numaralı Otoportre’ isimli yapıt herkesin dikkatini çekti. Çünkü sergi açılışına tekerlekli sandalye ve oksijen makinesiyle katılabilen ve zor konuşabilen bu narin hanımefendinin, konu resim olunca ne kadar inatçı kesildiğinin kanıtıydı bu yapıt. Nitekim üç parçalık otoportre dizisinin sonuncusunu yine geçen yılın son aylarında Kızıltoprak Sanat Galerisi’nde sergiledi. 90 yaşındaki Akıncı’nın sağlık durumu, söyleşi yapmasına müsaade etmiyordu ne yazık ki... Müsaadeli olduğu tek bir şey vardı; o da kendi ifadesiyle ‘çok şükür’ günde 1,5 saati aşmamak kaydıyla da olsa resim yapabilmek. Akıncı’nın bunca hastalık içinde resim yapmayı bir şekilde sürdürüyor olması; her daim mükemmeli araması yanı sıra gönlünce resim yapma lüksünü çok geç yaşta elde etmiş olmasındandı.1923 Van doğumlu Naile Akıncı’nın tuval ve boyayla ilk karşılaşması çok küçük yaşta, evlerine misafir olan amatör ressam amcası sayesinde olmasına rağmen eğitim hayatı gecikmeli devam etmişti. Babasından gizli girdiği sınavları kazanıp 1938’de Akademi’nin resim bölümü orta kısmına kaydolmuş ve Nurullah Berk ile Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencisi olmuştu ama ne yazık ki 1943’te orta kısımdan mezun olmasına rağmen yakalandığı verem hastalığı sebebiyle öğrenimine uzunca bir süre ara vermişti. 1949’da yeniden Akademi’ye dönen Akıncı’nın Akademi’nin yüksek resim bölümünden, Zeki Kocamemi Atölyesi’nden mezun olduğu tarih 1952 idi. Sonrasında, hocalarından aldığı güçlü desen eğitimi sayesinde akranlarından ayrılsa ve kendine özgü üslubuyla ‘Eyüp Çeşitlemeleri’ne erken zamanlarda başlasa da yıllarını, evliliği ve çocuklarına adayarak bir de ortaokul ve liselerde resim dersleri vererek geçirdi. İlk kişisel sergisini 1964 yılında açabildi ama sanata dört elle sarılması ancak 1980’den sonra, 60’larına geldiğinde, mümkün oldu. 1980’de öğretmenliği bıraktıktan, 1993’te de eşini kaybettikten sonra kendini tamamen resme adadı ve haliyle ölünceye kadar da fırçayı elinden bırakmadı. Mecburen bıraktığında ondan geriye 2000’i aşkın yapıt kaldı.
↧