Göbeklitepe Tanıtım Projesi kapsamında geçen yıl kasım ayında Şanlıurfa’da açılan Göbeklitepe Sergisi İstanbul’a taşındı.Dünyanın en büyük arkeolojik keşiflerinden biri olarak kabul edilen Urfa’daki Göbeklitepe’den 25 fotoğrafın yer aldığı sergi, önceki gün İstinye Park’ta açıldı. 1995’ten bu yana kazıları devam eden, “Dünyanın En Eski Tapınağı Göbekli Tepe”den çıkan eserlerde yer alan hayvan figürlerinin seramiğe basılı fotoğraflarından oluşan sergi 10 Mart’a kadar gezilebilecek. Sergideki fotoğrafların tonlarca ağırlıktaki eserlerin orijinallerinin küçültülmüş, minyatürize edilmiş halleri olduğunu söyleyen fotoğraf sanatçısı Zekai Demir, gerçeklik hissi için fotoğrafları Kütahya seramiklerinin üzerine bastırdıklarını anlattı. Serginin açılışına katılan ünlü dağcı Nasuh Mahruki, “İngilizler tarihi beş bin yıl olan Stronhenge’i anlata anlata bitiremez. Göbekli Tepe’nin tarihi, ondan yedi bin yıl öncesine dayanıyor. Göbekli Tepe’den öğreneceğimiz çok şey var.” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatoş Adiloğlu ise Göbekli Tepe’nin Türkiye’yi dünyaya anlatacak yerel farklılıklardan biri olduğunu düşünüyor. İletişim tasarımı öğrencileriyle birlikte Urfa’ya gidip Göbekli Tepe’yi ziyarette de bulunan Adiloğlu ekliyor: “Onu dünyaya anlatmayla ilgili nasıl projeler yapabiliriz, gençleri ve teknolojiyi de hesaba katarak neler yapabiliriz? Urfa’ya gidip görmek için teşvik edilmeli. Bu fiziksel bir çaba. Ama bunu deneyimletmenin başka yolları var mı? Bence var. Mesela oyunlaştırarak gençlere nüfuz ettirebiliriz.” Adiloğlu’na göre Göbekli Tepe yerel değerlerimizin dünyaya açılmasıyla ilgili bizi dünyadaki birçok kültürden ayıran zenginleştiren önemli bir hazinemiz. 1983’te fark edilen Göbekli Tepe, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen kazılarla gün yüzüne çıktı. İnsanlığın doğduğu yer olarak gösterilen Göbekli Tepe, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de alındı. Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk ibadet merkezlerinden biri olan Göbeklitepe, Standford Üniversitesi başta olmak üzere birçok yabancı üniversite tarafından da son yılların “en büyük arkeolojik keşfi” olarak gösteriliyor. 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hâlâ cevap bulamayan merkez, Mısır Piramitleri’nden 7 bin 500 yıl ve İngiltere’deki Stonehenge’den 8 bin yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekiyor. (www.gobeklitepeturkey.org)
Göbeklitepe Tanıtım Projesi kapsamında geçen yıl kasım ayında Şanlıurfa’da açılan Göbeklitepe Sergisi İstanbul’a taşındı.Dünyanın en büyük arkeolojik keşiflerinden biri olarak kabul edilen Urfa’daki Göbeklitepe’den 25 fotoğrafın yer aldığı sergi, önceki gün İstinye Park’ta açıldı. 1995’ten bu yana kazıları devam eden, “Dünyanın En Eski Tapınağı Göbekli Tepe”den çıkan eserlerde yer alan hayvan figürlerinin seramiğe basılı fotoğraflarından oluşan sergi 10 Mart’a kadar gezilebilecek. Sergideki fotoğrafların tonlarca ağırlıktaki eserlerin orijinallerinin küçültülmüş, minyatürize edilmiş halleri olduğunu söyleyen fotoğraf sanatçısı Zekai Demir, gerçeklik hissi için fotoğrafları Kütahya seramiklerinin üzerine bastırdıklarını anlattı. Serginin açılışına katılan ünlü dağcı Nasuh Mahruki, “İngilizler tarihi beş bin yıl olan Stronhenge’i anlata anlata bitiremez. Göbekli Tepe’nin tarihi, ondan yedi bin yıl öncesine dayanıyor. Göbekli Tepe’den öğreneceğimiz çok şey var.” dedi. Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatoş Adiloğlu ise Göbekli Tepe’nin Türkiye’yi dünyaya anlatacak yerel farklılıklardan biri olduğunu düşünüyor. İletişim tasarımı öğrencileriyle birlikte Urfa’ya gidip Göbekli Tepe’yi ziyarette de bulunan Adiloğlu ekliyor: “Onu dünyaya anlatmayla ilgili nasıl projeler yapabiliriz, gençleri ve teknolojiyi de hesaba katarak neler yapabiliriz? Urfa’ya gidip görmek için teşvik edilmeli. Bu fiziksel bir çaba. Ama bunu deneyimletmenin başka yolları var mı? Bence var. Mesela oyunlaştırarak gençlere nüfuz ettirebiliriz.” Adiloğlu’na göre Göbekli Tepe yerel değerlerimizin dünyaya açılmasıyla ilgili bizi dünyadaki birçok kültürden ayıran zenginleştiren önemli bir hazinemiz. 1983’te fark edilen Göbekli Tepe, 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından ortaklaşa yürütülen kazılarla gün yüzüne çıktı. İnsanlığın doğduğu yer olarak gösterilen Göbekli Tepe, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de alındı. Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk ibadet merkezlerinden biri olan Göbeklitepe, Standford Üniversitesi başta olmak üzere birçok yabancı üniversite tarafından da son yılların “en büyük arkeolojik keşfi” olarak gösteriliyor. 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hâlâ cevap bulamayan merkez, Mısır Piramitleri’nden 7 bin 500 yıl ve İngiltere’deki Stonehenge’den 8 bin yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekiyor. (www.gobeklitepeturkey.org)