2001 yılında ilk kez perde açan Fırat Kültür Merkezi Tiyatrosu, yeni oyunu Gurbetteki Karanfil'i sahnelemeye başladı. Hicret eden doktor Esra ile öğretmen İbrahim'in hem acıklı hem komik hikâyesini anlatan oyun, yarın akşam saat 19.00'da FKM'de izlenebilir.Onların hikâyesi, adanmışlığın hikâyesi. Evini, ailesini, işini burada bırakıp, belki aylarca hiç ücret almadan çalışmanın, rıza-yı İlahi için, hizmet için, hicret için çabalamanın ama tereddüt etmeden bu cefaya katlanmanın hikâyesi. O gönül erleri gittikleri ülkelerde hem öğretmenlik, hem hademelik, hem hastabakıcılık yaptılar. Binlercesi Fethullah Gülen'in sözlerinde geçen o keşkeyi gerçekleştirdi. Hocaefendi bir konuşmasında diyordu ki: “Keşke ben de eğitimci olsaydım, öğretmen arkadaşlar gibi dünyanın bir yerine gitseydim. Keşke doktor olsaydım. Hicret deyip bir yere göç etseydim. O fakir o yoksul o bakımsız insanların hastalıklarına baksaydım… Ama benimki sadece keşkeye bağlı kalıyor. Acı bir nesil olmak lazım. Kendi için yaşamayan, yaşatmak için ölüp ölüp dirilen, herkesi hayrete sevk edecek bir nesil…” Fırat Kültür Merkezi'nde önceki akşam galası gerçekleştirilen “Gurbetteki Karanfil” adlı oyunda da dönmemek üzere yurt dışına giden insanların hikâyesi, İbrahim ile Esra'nın yolculuğu üzerinden anlatılıyor. Esra annesini yitirmiş ve üniversitede okuyup doktor çıkmıştır. Tıpkı diğer bütün babalar gibi Esra'nın babası da biricik kızına çok düşkündür. Onu istemeye gelecek İbrahim'in, öğretmenlik yaptığı okulun evlerine uzaklığını bile hesap eder. Fakat ne Esra'nın ne de babasının bilmediği bir şey vardır, İbrahim okulundan istifa etmiş, bir Türk okulunda öğretmenlik yapmaya karar vermiştir. En başta baba kabul etmez ama el mahkûm, kızının mutluluğu için razı olur. Hedef bellidir artık, evliliklerinin üçüncü gününde İbrahim ile Esra, Kazakistan'ın yolunu tutarlar. Esra'nın giderken yanında götürmek istediği tek şey ise karanfil tohumudur. Çünkü karanfil annesine dedesinin verdiği son hediyedir ve bu yüzden en sevdiği çiçektir. Esra'nın babası da ona bir karanfil hediye eder, başta kabul etmek istemez ama babası bir şart koşar. Der ki: “Hangi ülkeye, ne kadar uzağa gideceksen git ama son nefesimi verirken yanımda ol. O yüzden bu karanfili al çünkü bu birbirimizi son görüşümüz değil!” Yeni evli çift, Kazakistan'a gider, oranın soğuğuna, yiyeceklerine, insanlarına alışırlar. Zor olur ama hangi güzelliğe kolaylıkla ulaşılabilmiş ki insanoğlu? Bunu çok iyi bilir Esra da, İbrahim de. Bu yüzden karşılarına çıkan bütün zorlukları sevgiyle, inançla aşarlar. Günler günleri, aylar ayları kovalar. İbrahim bir gün Afrika'da yeni bir okulun inşaatına yardım etmek üzere Nijerya'ya gider. Döndüğünde yanında bir hastalık getirir İbrahim. Bir de sürpriz yapar karısına. Eşinin Kazakistan'da doktorluk yapabilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan izin almıştır ve muayenehane Esra'nın doktor abisi ve yengesinin de İstanbul'dan gelmesiyle açılır. Oyunun bundan sonrası, esinlenilen gerçek öyküler kadar hüzünlü... FKM tiyatrosu oyuncularının başarıyla sahnelediği Gurbetteki Karanfil'i Murat Genç kaleme aldı, Ömer Okuyan yönetti. Bir buçuk saat süren iki perdelik oyunun ışık tasarımı Nejat Karapınar'a, müziği ise Ferdi Karameşe'ye ait. Komedi ile dramın birleştiği Gurbetteki Karanfil yarın akşam saat 19.00'da FKM'de sahnelenecek. (www.fkmtiyatrosu.com)
↧