Quantcast
Viewing all articles
Browse latest Browse all 7489

Esaretin böylesi!

Image may be NSFW.
Clik here to view.
İngiliz yönetmen Steve McQueen, 2007 yapımı ‘Açlık’ ile sinemaseverlerin gönlünü çelmişti.9 dalda Oscar’a aday gösterilen ‘12 Yıllık Esaret’ filmiyle ise Akademi’nin gözüne girme hevesinde. Bu hüküm bir niyet okuma değil; filmin bize sunduğu veriler ne yazık ki bu yönde bir kanaate sebep oluyor. Steve McQueen, Amerikan İç Savaşı’nın (1861-1865) başlamasından yirmi yıl önce yaşanan gerçek bir hayat öyküsünü perdeye uyarlıyor. Solomon Northup’ın daha sonra kitap olarak da yayımlanan aynı adlı eseri, hür bir siyahi adamın köle olarak satılmasını ve 12 yıl süren esaret öyküsünü anlatıyor. Geçimini müzisyenlikten kazanan Solomon Northup, 1841 yılında iki organizatörün cazip teklifiyle karşılaşır. Washington’a gidecek ve orada birkaç organizasyonda sahne alıp yüklü bir miktar para kazanacaktır. Teklifi kabul eden Solomon, ailesiyle vedalaşıp yola koyulur. Sanatını icra ettiği bir akşamın sabahında elleri ve ayakları zincirlenmiş bir halde uyanır. Yıllar içinde, köleliğe karşı geliştirilebilecek reflekslerin tamamını deneyen Solomon, sonunda ‘hayatta kalma’ya odaklanır.... ‘12 Yılık Esaret’, insanı gerçekten hayrete düşürüyor. Açılışı ve ilk bir saati itibarıyla heyecan uyandıran film, daha sonra alabildiğine sıradanlaşıyor. Film o kadar savruluyor ki, ‘süper’ ligimizde maçın ilk yarısında fırtına gibi esen, ikinci yarısında ise ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla postu seren ‘büyük’ futbol takımlarımızın maçlarını hatırlatıyor. McQueen, parlak bir giriş yaptığı ‘12 Yıllık Esaret’te senaryosunu, olay örgüsünü ve karakterlerini o kadar ‘düz’leştiriyor ki inanmak mümkün değil. “Şimdi bir hamle yapacak” diye beklerken film bitiveriyor. Yönetmen, iniş-çıkışları olmayan, olabildiğince düz bir ana karakter sunuyor seyirciye. Solomon karakterinde Chiwetel Ejiofor’un bu kadar etkisiz olması, kalıcı bir iz bırakmaktan uzak performansı da filmle ilgili bir başka şaşkınlık sebebi. Ejiofor’un bu haliyle, aday olduğu en iyi erkek oyuncu ödülünü alması Akademi’nin tarihi hatalarından biri olur. Ana karakter Solomon Northup’ın öyküsünü bu kadar düz bir çizgide ele alınca, yan karakterlerin güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmuş belli ki. Bu noktada devreye Michael Fassbender’in oynadığı zalim çiftlik sahibi Edwin Epps ve Lupita Nyong’o’nun takdiri hak eden Patsey karakteri çıkıyor. Doğrusu bu iki karakter ve onları ete kemiğe büründüren oyuncular, Solomon’dan ve Ejiofor’dan daha çok iz bırakıyor. Fassbender ve Nyong’o’nun oyunculuğu dışında filmin ‘iyi’ hanesine yazılabilecek tek özelliği kostüm tasarımı. O da Hollywood standartlarında düşünüldüğünde çok büyük bir iş değil. Filmin, kölelik dönemine dair hassas yaklaşımında elbette ki bir sorun yok. Bu açıdan bakılınca iyimser bir yorum da yapılabilir. McQueen’in bu kadar sıradanlaşmasını olağanüstü bir iyimserlikle ancak şöyle telif edebiliriz: Kölelik dönemi o kadar sarsıcı ve zalim ki, onu büyük laflarla süsleyip epik bir film çekmeye gerek yok. Düz bir hikâye ile her şeyi olduğu gibi göstermek, âdeta bir canlandırma belgesel gibi olan biteni anlatmak yeterli. Tabii ki isteyen istediğine inanır. Eldeki verileri ‘yok hükmünde’ kabul edip naif bir iyimserlikle filmin ‘düz’lüğüne methiyeler düzülebilir. Fakat parlak bir yönetmenin Hollywood’un bildik kalıplarına kolaylıkla teslim olmasını ve bu kadar korkutucu bir hızla sıradanlaşmasını izlemenin verdiği keder başka bir şeye benzemiyor. Ne yazık ki ‘12 Yıllık Esaret’ işte böyle ‘benzersiz’ bir film!

Viewing all articles
Browse latest Browse all 7489

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Yildiz yükseltme


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue