![]()
1950’li yılların sonunda kapanan tarihi Küllük Kıraathanesi, yolu Beyazıt’tan geçenlerin uğrak mekanıydı.Birbirinden farklı dünya görüşüne sahip yazarları, entelektüelleri, edebiyatçıları, şairleri ağırlayan ve bir kahvehanenin ifa ettiği fonksiyonu aşan bir ilim ve kültür yuvasıydı. Anılarda, şiirlerde, öykülerde yerini hâlâ koruyor. Tarihi Küllük Kıraathanesi’nden esinlenen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri, bu özel mekânı unutturmamak adına Küllük Edebiyat Dergisi yayımlamaya başladı. İlk sayısı kasımda çıkan derginin yayın yönetmenliğini Muhammed Bâkır Köse yürütüyor. Yayın kurulu ise Recep Alptekin, Kübra Taşkıran, Ozan Salmış, Mustafa Taşkın ve Muhammed Bâkır Köse’den oluşuyor. Yayın ekibi, Küllük dergisini, seleflerine karşı bir vefa olarak görüyor. Farklı görüşleri ‘edebiyat’ çatısı altında toplamayı, insanları ortak bir paydada birleştirmeyi hedefliyorlar. Derginin ilk sayısında “Selam-Kelam Niyetine” adlı yazıda neden edebiyatsız olmayacağı; kimliklerdeki, kalıplardaki ve aidiyetliklerdeki farklılıkların “Edebiyat Sevgisi” ortak paydasında buluşmaya engel teşkil etmeyeceği, etmemesi gerektiği anlatılıyor. Küllük, genel itibarıyla üniversite öğrencilerinin yazı ve şiirlerini yayımlamayı ilke edinen bir dergi. Fakat aynı zamanda edebiyat dünyasının tanınmış yazar ve şairlerinin eserlerini de neşrederek öğrencilerle yazarları buluşturmayı amaçlıyor. Bu bağlamda derginin ilk sayısında Yılmaz Odabaşı, “Aşk Tek Kişiliktir” yazısı ile, ikinci sayısında ise Beşir Ayvazoğlu “Küllük Kahvesi” yazısıyla misafir ediliyor. (editor.kullukdergisi@gmail.com facebook.com/kullukdergisi)