Sinemada gişe rekoru kıran ‘Fetih 1453’ filminin başrol oyuncusu, tiyatrocu Devrim Evin, yeni filminde Yunus Emre olarak karşımıza çıkacak. Yunus Emre ile tanışıklığının yıllar öncesine dayandığını söyleyen Evin, “Ondan etkilenmemek mümkün mü?” dediği Yunus’u ve Fatih Sultan Mehmet’i ‘devrimci’ olarak tanımlıyor.Sinema izleyicisinin ‘Fetih 1453’te Fatih Sultan Mehmet rolüyle tanıdığı Devrim Evin, 10 Ocak’ta yeni filmi ‘Yunus Emre Aşkın Sesi’ ile perdeye çıkmaya hazırlanıyor. Üç yıl önce Adana Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen ‘Yunus Emre’ oyununda Molla Kasım’ı oynayan Evin, Yunus’un felsefesini ve fikirlerini uzun yıllar önce araştırmaya başlamış. Sadece oynamak için değil, etkilendiği için Yunus Emre’yi oynadığını söyleyen Evin; rolüne nasıl hazırlandığını, Yunus’un kendisinde nasıl bir iz bıraktığını, tarihî şahsiyetleri oynamanın zorluklarını ve ‘sıradaki projem’ dediği, Şeyh Bedrettin’i anlattı.Fatih Sultan Mehmet’ten sonra şimdi de Yunus Emre olarak seyirci karşısına çıkacaksınız. Oyunculuk açısından riskli bir durum değil mi?Bıçak sırtı işler bunlar. Bazı şeylerin benzerlik taşıması gibi birtakım riskler teşkil eder. Benim tedirginliğim sakal ve bıyık konusunda oldu. Hangisini kullanalım diye. Ancak benim oyunculuk eğitimim biraz farklı. Ben mask’larla çalıştım. Maskla çalışır sonra da onu çıkarırsınız, yüzünüz o mask olarak devam eder. Bire bir fiziğimde değişiklik olmamasına rağmen Yunus Emre ile Fatih Sultan Mehmet arasında en ufak bir benzerlik yok.Tarihin en önemli şahsiyetlerini oynadınız, oynuyorsunuz. Bundan sonra daha ne oynayacaksınız?Fatih’i oynadığımda “Bir oyuncu daha ne oynayabilir ki?” denmişti. Ben bunun yanlış olduğunu o zaman da söylemiştim. Benim de kendime göre düşüncelerim var. O zaman ortada proje bile yokken Yunus Emre’yi oynayacağımı söylemiştim. Şimdi de Şeyh Bedrettin’i oynayacağım diyorum...Yarın bakarsınız Şeyh Bedrettin teklifi gelir...Bu, bir niyettir. Siz kendinizi nasıl hazırlarsanız kariyer planınızı nasıl yaparsanız, ona göre beklemek gerekiyorsa beklersiniz. Onun olmaması gibi bir şey söz konusu değil. Bir de bu tür roller kısıtlı imkânlarla yapılıyor. Yunus Emre, bir daha ne zaman yapılabilir ki? Öldükten sonra ‘adam oynamış’ dedirtsin yeter.Tarihî şahsiyetlerin sinemaya aktarılması konusunda bir eksiklik var mı sizce?Evet, var. Fetih 1453 ile bunun aşılabileceği ve bazı imkânların ortaya konularak dünyaya da pazarlanabileceği ortaya çıktı. Kahire’de, Dubai’de gala yaptık. Sonuçlarına baktım, Avrupa’da 1,5 milyon insan izlemiş. İnanılmaz rakam! Kapalı gişe oynadı Londra’da... Ben bu filmin de doğru bir tanıtım çalışmasıyla o noktalara gelebileceğini düşünüyorum.Yunus Emre ile tiyatroda hemhal oldunuz. Rolden önce bir ilginiz var mıydı?Onu okumaya ve araştırmaya çok önceden başlamıştım. Proje bana ilk geldiğinde uzun uzun Yunus Emre’yi konuştuk. Nerede doğduğu, mollalar ile çatışmaları, İslamiyet’i yorumlama biçimi, Moğol istilası ve dönemin siyasi durumuna dair ciddi araştırmalarım olmuştu. Hatta bu yolda benim senaryoya da ciddi bir katkım oldu. Yunus’u zaten okuyordum, kütüphanemde en başta Risaletü’n-Nushiyye var.Yunus’u yorumlarken, kendinizden neler kattınız?Yunus deyişlerini yorumlarken kendi dünya görüşümüz doğrultusunda yorumlamıyoruz. Yunus’u evrensel boyutta tamamen merkezine insanı oturtarak yorumlamak lazım. Yunus ciddi bir filozof ve devrimciydi. Kendi çağının içinde dini en katı şekliyle yorumlayan mollalar vardı. Çeşitli baskılar vardı o dönemde, bu olay İslamiyet’in ya da herhangi bir dinin ve inancın özüne aykırı. Hiç kimseyi alıp dönüştürmemeli, değiştirmemelisin. Din bunu emretmez. Mollalar ile Yunus arasında çatışma vardı. Gerçek anlamda bir din adamının olması gereken yer halkın yanıdır.Yunus Emre’nin en çok hangi yönünden etkilendiniz?Devrimci olması. Fatih Sultan Mehmet de devrimciydi, Şeyh Bedrettin de... Gerçi ‘devrimci’ kelimesi insanları biraz geriyor ama nedir devrimcilik; bir şeyi yıkmak ve onun yerine çok daha iyi, uyumlu ve insana yararlı şeyi, eşitlikçi ve paylaşımcı bir şeyi yerine koymak. Şimdi hepsinin dönemine bakalım, Fatih bunu yapmış. İstanbul’a girdiğinde yakıp yıkmak yerine oradaki kültürleri korumuş. Yunus, mollalardan biri olmak yerine söylemlerini halktan yana kullanıyor; çıkarını düşünmüyor. Şeyh Bedrettin de insanların kapitalist ve emperyal yama içinde nasıl yıkıldığını ve ezildiğini görüyor, onlarla beraber derviş olarak kılıç kuşanıp savaşa çıkıyor.Buradan Yunus Emre’nin sizi çok etkilediğini anlıyoruz...Yunus’tan etkilenmemek mümkün mü? ‘Yunus Emre popüler, oynasam’ demedim. Yunus’tan etkilendiğim için Yunus’u oynadım. Bana pek çok sinema filmi teklifi geliyor. Şu an 6-7 tane var 2014 için. Ama ‘evet budur’ dediğim olmuyor. Bende bir şey uyandırması lazım. Benim iç dünyamla, felsefemle uyumlu olması lazım. O hikâyeyi anlatan kişiyim, benim anlattığım hikâyeye inanmam lazım.Fetih 1453 gibi gişe rekoru kırmış bir iş var. Ancak devamı olan Fatih dizisi tutmadı. Bunu neye bağlıyorsunuz?Onu bilemem. Ne dersem yanlış olur. Bu konuyla ilgili bir dava var. O dava sonuçlandığı zaman bir cümlelik bir şey söyleyeceğim. Ama şunu söyleyeyim ki; adaletsizlik söz konusu. Bunun karşısında gereğinin yapılması için yargıya müracaat ettim. Umuyorum adaletli bir şekilde sonuçlanır.
↧