Ay-yıldızlı forma giyen Taksim Yunan Mektebi’nin talebeleri (üstte), savaşa giden askerleri uğurlama duasına katılan üç dinin temsilcileri, Ertuğrul Mızıkası’nın şefliğine getirilen ünlü Alman şef Paul Lange’ın orkestrasıyla çekilmiş kareleri... Osmanlı dönemine ait 12 bin kartpostala sahip koleksiyoner Seyhun Binzet, bunlardan 140 tanesini bugün Schneidertempel Sanat Merkezi’nde sergiliyor.Sosyal medyanın 2000’lerin icadı olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 1800’lerin sonu, 1900’lü yılların başlarında da sosyal medya vardı. Adı, şekli şemali, kullanım biçimi farklıydı sadece. Günümüzde hatıra olarak saklanan resimli kartpostallar o yıllarda önemli bir haberleşme aracıydı. Kartpostalların iletişim aracı olarak tercih edilmesinin nedenleri bugünü hatırlatıyor.Kartların üzerine yazılan mesajlar tıpkı 140 karakterde ifade edilebilecek kadar kısa ve özdü. Sansürlenme ihtimali de pek yoktu. Hem zarfın içine konulmayı gerektirmiyor, hem gönderene, hem posta şirketine kolaylık sağlıyordu. Bunca kolaylık bir araya gelince kartpostal medyası hızla yaygınlaşıyor. Özel fotoğraf stüdyolarında kartpostallar tasarlanıyor, buralarda Avrupa’dan siparişlerle getirilen elbiselerle özel çekimler yapılıyor, satış için kartpostal dükkanları açılıyor, kartpostal üreticiliği önemli bir meslek haline geliyor.Osmanlı dönemine ait 12 bin kartpostalı var1964 yılında Belçika’ya kimya mühendisliği okumaya giden koleksiyoner Seyhun Binzet, Avrupa’da herkesteki koleksiyon merakını görünce kendisinde de kartpostallara karşı bir ilgi uyanıyor. Doğma büyüme Kadıköylü olduğu için önce Kadıköy’den Avrupa’ya postalanan kartpostallar ilgisini çekiyor. Bir yandan okuyup bir yandan küçük eskici dükkanlarında rastladığı bu kartları topluyor. Sonra tüm Osmanlı coğrafyasından gönderilen kartpostalların peşine düşüyor. Binzet’in elinde şu anda 1850-1930’lu yıllar arasına tarihlenen 12 bin kartpostal var. Aklınıza gelebilecek her konu, kişi ile ilgili bir kartpostala rastlayabilirsiniz koleksiyonunda. Binzet, Fenerbahçe’deki evinin bir odasını kartpostal albümlerine ayırmış. 140 tanesini ise bugün Karaköy’deki Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açılan “Osmanlı@Kartpostal/Kartpostallarla Osmanlı’dan İnsan Manzaraları” sergisinde meraklılarına sunuyor. Adından anlaşılacağı gibi sergide o dönemden insan manzaraları sergileniyor. Şekerci, turşucu, ciğerci, börekçi, tesbihçi, ahtapot ve istiridye satan adamlar, lavantacı kadınlar, cura ve saz çalan müzisyenler, Mevlevi dervişleri, Yahudi mozaik işçileri, ayı oynatanlar, sünnet düğünlerinde çıkan hokkabaz grupları, Ayvalık’taki müzikli kafeler, Tatavla (Kurtuluş) kılıç kalkan ekibi, Bursa’da ipek fabrikasında çalışan kadınlar, Bitlis’te çadırda yaşayan Kürtler, Kağıthane deresinin kenarında dinlenen kadınlar da kartpostallara yansıyan manzaralar arasında. Sergideki bazı kartpostallara bakarken kimi zaman tarih dersi dinliyor, bazen de eğlence programı izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Ayyıldızlı forma giyen Taksim Yunan Mektebi’nin talebelerinin, Çanakkale ya da Yemen Savaşı’na giden askerleri uğurlama duasına katılan üç dinin temsilcilerinin ve V. Mehmet Reşat ile VI. Vahdettin döneminde Ertuğrul Mızıkası’nın şefliğine getirilen ünlü Alman şef Paul Lange’nin orkestrasıyla çekilmiş kareleri tarihe not düşüyorlar.Sultan Abdülhamid’in hafiye başı Fehim Paşa’nın gönlünü çalan Margarethe Fehim Paşa’nın ve Fransız halterci Doublier’in sırtını yere getirerek o dönemde destan yazan Faik Üstünidman’ın kah karnına taş koydurup, kah amuda kalkarak güç gösterisi yaparken çektirdiği fotoğraflardan basılan kartpostallar da sergiye eğlence programı havası katıyor. Binzet, “Kartpostallarım arasında elimizden çıkan topraklardaki Osmanlı eserleriyle ilgili kartpostallar var. Aslında bunları sergilemek istiyorum.” diyor. Küratörlüğünü Osman Köker ile Gürel Tüzün’ün, tasarımını Tan Oral’ın yaptığı sergi 19 Ocak 2014 tarihine kadar açık. (www.schneidertempel.com)
↧