2014 başında faaliyete geçecek SEGA, Türkiye’nin gelmiş geçmiş bütün sanat eserlerinin görsellerini toplayacak, biriktirecek ve kamuya açacak.Abidin Dino'nun doğumunun 100. yılındayız. Ama internette arama motoruna ‘Abidin Dino' yazdığımızda hâlâ karşımıza Dianne Dengel'e ait o naif resim çıkıyor. Hani şu karı-koca, altı ufaklık ve bir köpeğin aynı yatağa mutluca sığıştığı… Bunun sebebi, zamanında Nazım Hikmet'in bir şiirinde “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye sormuş olması. Rivayet o ki Dino, şaire bu naif resimle vermiş cevabını. Hâlbuki gerçekte öyle değil; Dino da bir şiir yazmış Nazım'a. Ama konu o değil. Konu, arama motoruna Abidin Dino yazdığımızda ona ait resim ve desenlerden pek ama pek azına ulaşabilmemiz, dahası karşımıza alakasız şeyler çıkması. Bunlar hep sanat eserlerini görebileceğimiz bir kaynak, bir arşiv olmadığından. Hâlbuki Türkiyeli sanatçıların ürettiği sanat eserlerinin görselleri tek bir merkezde toplanabilse… Kimin, ne zaman, neyi, nasıl ürettiği bilinebilse... Böyle şehir efsaneleri türemeyecek. Sadece o da değil; ilgilisi, öğrencisi, sanatçısı gelmiş geçmiş tüm eserleri -en azından- görebilecek. Dünyanın pek çok ülkesinde geniş kapsamlı sanat arşivleri var. Bunlar sanat üretimlerinin görsellerinin toplandığı kâr amacı gütmeyen sanal oluşumlar. Kimileri, artsy.net gibi, satış da yapıyor ama çoğu tam anlamıyla birer sosyal sorumluluk projesi. İngiltere, Fransa, hatta Mısır'ın bile sanat eserleri görsellerini bir araya topladığı ve ulaşılır kıldığı sanal platformları var. Türkiye'nin ise henüz sanat eserleri görsellerinin toplandığı ve ülkenin dört bir tarafından ulaşılabilir bir arşivi yok.SANATA İLGİ DUYAN HERKES ULAŞABİLECEKDurumu fark eden çağdaş sanat danışmanlık şirketi Telegram; bu yolda bir adım attı ve SEGA (Sanat Eseri Görselleri Arşivi) için kolları sıvadı. Ajans başkanı Ateş M. Gündoğdu, “2014 başında faaliyete geçecek SEGA için; Türkiye'nin gelmiş geçmiş bütün sanat eserlerinin görselleri toplanacak, biriktirilecek ve kamuya açılacak.” diyor. İşin aciliyetini de şöyle açıklıyor: “Son yıllarda Türkiye'de çağdaş sanatın geldiği nokta ortada. Galeriler, müzeler, inisiyatifler… Hareket çok, üretim çok, sergi çok ama sonrası yok; ulaşılabilirliği yok.” Gündoğdu haklı; galeriler sergiler yapıyor, seçtikleri 2-3 görseli basına gönderiyor, açılışlar düzenliyor, satışlar yapıyor. Fakat sergi bittikten sonra satılan ya da elde kalan eserler görünür olmaktan çıkıyor, bir anlamda tarih oluyor. Büyük sergilerin katalogları hazırlanıyor fakat onlar da hem sınırlı sayıda basılıyor hem de mesela Eskişehir'deki bir üniversite öğrencisinin çok uzağında kalıyor. Oysa Eskişehir'de yahut Edirne'de sanat okuyan bir öğrenci de merkezdeki sanat üretimine en azından sanal ortamda ulaşabilmeli. Aynı şey herhangi bir sanatçı ya da sanatsever için de geçerli. O da mesela Fikret Mualla'nın bütün eserlerini kısa bir aramadan sonra görebilmeli. Şu anda fon arayışlarını sürdüren SEGA, bu anlamda çok ciddi bir almanak ve sanal müze olacak. 5 yıl önceki ya da 25 yıl önceki üretimi görünür kılıp o üretimin temel bilgilerini paylaşacak.VAKIF YA DA MÜZEYE DEVREDİLECEKUygulama aşamasında işe; müzayede evleri, özel müzeler ve Kültür Bakanlığı'na ait müzelerden başlanacak. Aynı şekilde geçmiş sergilerdeki eserlerin görselleri ve sanatçıların sergilenmemiş üretimleri de toplanmaya çalışılacak. Yeni sergiler ve üretimler ise günü gününe kaydedilecek. Bu amaçla özellikle genç sanatçılara, eserlerinin fotoğraflanması konusunda, stüdyo hizmeti sağlanacak. Bu tabii ki bütün bunlar süreç işi. Kulaktan kulağa yayıldıkça insanlar yastık altlarından eser bilgi ve görsellerini çıkaracak. Hem Kültür Bakanlığı'na ait müzelerdeki eser görselleri hem de özel müzeler, galeriler ve müzayede evlerinin arşivleri… Ve hatta sanatçı atölyelerinde üretilenler… Türkiye'deki tüm sanatsal üretim bir araya getirilmeye çalışılacak. Herkesin; sanatçı aileleri, galeriler ve müzelerin desteğiyle kısa sürede 200 bin eserlik bir sanal arşiv oluşturulması bekleniyor. 2014 başında hayata geçecek SEGA, herkesin ulaşımına açık olacak ve sürdürülebilirliği de ilerleyen dönemlerde bir vakfa ya da müzeye devriyle mümkün kılınacak.
↧