Quantcast
Channel: ZAMAN-KÜLTÜR
Viewing all articles
Browse latest Browse all 7489

Türk sineması, gözünü Uzakdoğu’ya çevirdi

$
0
0
Sinemada yeniden çevirim (remake) konusunda Hollywood'un eline su dökmek zor.Kendi tarihinden alıp yeniden çektiği örneklerin dışında, dünya sinemasından ‘parlak' filmleri alıp kendi stiliyle seyircinin önüne koymada Amerikan sinema sektörünün mahareti malumunuz. Buna gerekçe olarak, Hollywood'un son dönemde yaşadığı hikâye sıkıntısı ve Amerikan seyircisinin ‘altyazı fobisi' gösterilir. Son yıllarda ciddi bir yükselişte olan Uzakdoğu sineması, Hollywood'un bu alandaki en büyük ‘kaynağı'. Bu konudaki en meşhur örnek ise 2006 yapımı ‘Köstebek / The Departed' filmi. En iyi film, yönetmen, uyarlama senaryo ve kurgu dallarında ödül alarak usta yönetmen Martin Scorsese'ye yıllardır beklediği Oscar'ını kazandıran yapım, 2002 tarihli Hong Kong filmi ‘Mou Gaan Dou / Kirli İşler'den uyarlanmıştı. Uzakdoğu sinemasına yönelen tek sektör Hollywood değil. Türk sineması da son dönemde yüzünü Asya'ya çevirdi. Birbiri ardında gelen uyarlama filmler, sinemamız adına bir başarı mı, yoksa hikâye sıkıntısının yansıması mı? Söz konusu filmleri hatırlayalım. 11 Kasım 2011'de gösterime giren Özer Kızıltan'ın yönettiği ‘Beni Unutma' ve 2 Kasım 2012'de seyirciyle buluşan Özcan Deniz imzalı ‘Evim Sensin'. Bu iki film, John H.Lee'nin yönettiği 2004 tarihli Güney Kore filmi ‘Nae Meorisokui Jiwoogae / Hatırlanası Bir An'dan uyarlandı. Halen gösterimde olan Uğur Yücel'in yönettiği ve Beren Saat ile başrolde yer aldığı ‘Benim Dünyam' ise bilindiği üzere Hint yönetmen Sanjay Leela Bhansali'nin 2005 yapımı ‘Black' filminden bire bir uyarlama. Bu kervana önümüzdeki günlerde bir yerli film daha katılıyor. Belçim Bilgin ile İbrahim Çelikkol'un başrolleri paylaştığı ‘Sadece Sen' 10 Ocak 2014'te vizyona girecek. Hakan Yonat'ın yönettiği film, Song Il-gon imzalı 2011 yapımı Güney Kore filmi ‘O-jik Geu Dae Man / Only You'nun yeniden çevirimi.YEŞİLÇAM'IN 'GÖZDESİ' HOLLYWOOD'DU!Söz konusu filmlerin birkaç ortak özelliği var. Bu Uzakdoğu filmleri ülkemizde vizyona girmeyen ancak internet ortamında sınırlı sayıdaki ‘meraklı’ sinema seyircisinin ulaşabildiği yapımlar. Dolayısıyla ‘yeni' bir hikâye olarak sunulmaya müsaitler. Bir başka ortak nokta ise bu filmlerin tamamının melodram olması. Yani, genel Türk sinema seyircisini ‘ağlatmaya' müsait hikâyeler… Evim Sensin'in vizyonda 2 milyon 700 bin seyirci sayısına ulaşması, ‘Benim Dünyam'ın ise ikinci haftanın sonunda 1 milyon barajına dayanması, bu uyarlamaların özellikle melodram türünden seçilmesinin ardındaki ‘gişe kaygısını' gösteriyor. Son birkaç yılda Türk sineması gözünü As-ya'ya çevirmiş olsa da, yabancı uyarlamalar bizde eski bir ‘gelenek'. Üstelik, köklerini Yeşilçam'da bulabileceğimiz uyarlamalar konusunda uzunca bir dönem sinemamızın gözdesi Hollywood'du. 1960'lı ve 70'li yıllarda Yeşilçam, nice ünlü Hollywood filmini yerelleştirerek perdeye aktarmıştı. Bu uyarlamalar arasında Çetin İnanç'ın ‘istismar sineması'na göz kırpan örnekleri olsa da Atıf Yılmaz, Memduh Ün ve Metin Erksan gibi usta yönetmenlerin çektiği filmler de var. En meşhuru, William Friedkin'in orijinal filminden bir yıl sonra 1974'te Metin Erksan'ın uyarladığı ‘Şeytan' filmi olsa da onlarca örnek sayılabilir. Sam Peckinpah'ın ‘Straw Dogs'u, Don Siegel'ın ‘Kirli Harry'si, Frank Pierson'ın ‘Bir Yıldız Doğuyor'u, Spielberg'in ‘Jaws' ve ‘E.T.'si, Kubrick'in ‘The Shining'i, John Landis'in ‘Cazcı Kardeşler'i, Sidney Pollack'ın ‘Tootsie'si, Lucas'ın ‘Yıldız Savaşları' Yeşilçam'ın uyarladığı onlarca yapımdan bazıları.Melodram geleneğinin uzantısıMurat Özer / Sinema Yazarı“Sinemamızın ‘Yeşilçam dönemi’nde özellikle Batılı örneklerin ‘uyarlamaları’nı çekmiş olması ve bunu da ‘Yeşilçam melodram geleneği’ diye yutturması gibi, bugün de benzer bir durum söz konusu. Ancak dönülen taraf değişmiş gibi; artık yüzünü Doğu’ya çevirmiş görünüyor sinemamız. Asya’nın, özellikle de Uzak Asya’nın önlenemez tırmanışından ‘etkilenen’ işbilir yapımcılarımız, bu bölgeden gelen filmleri ‘yerlileştirerek’ ticarî başarılar kazanma peşinde. Melodramın bu ülke insanı tarafından sevildiğini, ağlamayı pek seven bir millet olduğumuz gerçeğini ‘keşfeden’ sinemacılar, içeriden hikâyelerle uğraşacaklarına var olanı ‘ehlileştirerek’ sonuca ulaşmaya çalışıyorlar. Bu durumun bir başka müsebbibi ise televizyon dizileri tabii. Dizilerde yakalanan ‘başarı’nın izini takip edip sinemayı da ‘kalkındırma’ hevesi gözleniyor bu noktada. ‘Özgün hikâye’ tıkanıklığı diye bir şey yok bizde aslında, örneğin Hollywood’un yaşadığına benzer bir şekilde. Ancak özgün hikâyelerimizin sinemacıların iştahını kabartmadığı da bir gerçek; onlar birbirinin kopyası melodramlar çekerek işlerini yoluna koymayı düşünüyorlar. ‘Yeniden çevrimler’ de bunun bir uzantısı. Ezcümle, Yeşilçam melodram geleneğinin bugüne yansıyan yüzü diyebiliriz bu uyarlamalar için. Sinemamıza katkılarının ne oranda olacağı konusundaysa kuşkularımız var; özellikle ‘anlatı’ meselesinde geri dönüşsüz zararlar verebileceklerini bile söyleyebiliriz, tıpkı geçmişte olduğu gibi...”

Viewing all articles
Browse latest Browse all 7489

Trending Articles


Mide ağrısı için


Alessandra Torre - Karanlık Yalanlar


Şekilli süslü hazır floodlar


Flatcast Güneş ve Ay Flood Şekilleri


Gone Are the Days (2018) (ENG) (1080p)


Istediginiz bir saatte uyanabilirsiniz


yc82


!!!!!!!!!! Amın !!!!!!!!!


Celp At Nalı (Sahih Tılsım)


SCCM 2012 Client Installation issue