İstanbul Tasarım Merkezi, Ensar Vakfı ve Ümraniye Belediyesi işbirliği ile gerçekleştirilen “1. Uluslararası İslam Sanatında Geometrik Desenler Sempozyumu”, önceki gün Ümraniye Nikah Sarayı’nda başladı.Sabah saat 11.00’de yapılan “Türkiye’de İslami geometrik desenler” başlıklı oturuma ABD’den Carol Bier ve Jay Bonner, İngiltere’den Eric Broug, Azerbaycan’dan Hacali Necefoğlu, İran’dan Reza Sarhangi katıldı. Öğleden sonra ise konuşmacılar tek tek sunum yaptı. Yabancı bilim adamlarının yaptığı sunumlar, İslam sanat ve estetiğinin İslam dışı dünyayı da etkilediğini ortaya koyarken, bu estetik anlayışın, çağdaş yorumlarla bugün de uygulanabilirliğini ve örneklerini göstermesi bakımından ilgi çekiciydi. 20 yıldır İslam sanatında geometrik desenler üzerine çalışan Eric Broug, sunumunun birinci bölümünde İslam sanatında geometrik desenlerin ya da tasarımların günümüzdeki modern sanat ve tasarımlardaki örneklerine değindi. Avustralya, Amsterdam, Fas ve İspanya’dan örnek yapılar gösteren Broug, İslam sanatının bu binalardaki yansımalarını ortaya koydu. Mesela iki yıl önce Avustralya’da trenlerde aktarım yapan insanların konaklaması için tren istasyonu kenarına inşa edilen bir binayı anlattı. İslami geometrik desenlerden yola çıkılarak yapılan binada hem geleneksel hem de modern şekillerin nasıl kullanıldığını gösterdi ve: “10 katlı geometrik tasarım kullanıyorlar bu binada. Hem geleneksel hem modern güzel bir yapısı var. Mimarlar, ‘yeni ne yapabiliriz’ fikrinden hareketle bir iş çıkarmış.” dedi. ‘İslam sanatkarlarından öğreneceğimiz unsurlar 5 maddede toplanabilir’İspanya’nın güneyinde İslami geometrik tasarımların oldukça yaygın olduğunu ifade eden Broug, bu sanattan ilham alarak endüstriyel tasarımların ortaya çıkabileceğini de ifade etti. Broug, sunumunun ikinci kısımda 14. ve 16. yüzyıldan örnekler vererek ‘Osmanlı ya da Selçuklu döneminde çalışmış zanaatkârlardan neler öğrenebiliriz?’ sorusuna cevap veren açıklamalarda bulundu: “Selçuklular, kendilerinden önceki sanatı-sanatçıları taklit etmemiş daha güzel tasarımlar ortaya koymuşlar. Bu ruh da İslami tasarım açısından çok uygun. En yetenekli sanatçılar, geçmişte yapılanların üstüne bir şeyler katmış insanlardır.” Broug, İslam sanatkârlarından öğrenebileceğimiz unsurları beş maddede sıraladı ve şöyle açıkladı: “Beceri, yaratıcılık, detaya çok dikkat etme, inovasyon ve kompozisyon. Yani çizmek ve süsleyebilmek... Türkiye’de bu zaanatkârlardan çok olduğunu biliyorum. Kendilerinden geleneksel geometrik desenlerin özünü koruyarak, daha önce yapılmamış yeni bir iş, tasarım ya da sanat ortaya çıkarmaları istenebilir.” Kâbe için yaptığı minber tasarımıyla tanınan Jay Bonner ise geometrik desenlerin İslam kültüründeki yükselişinden, özellikle Selçuklular dönemindeki seviyesinden bahsetti. Kudüs’ün erken dönemlerinden, Yemen’den, Endonezya’dan, Türkiye’den ve Abbasi döneminden örnekler verdi. Bonner, “İslam sanatlarının geometrisi Müslüman olmayan kültürleri bile etkilemiştir.” dedikten sonra bu görüşünü dört örnek üzerinden anlattı. İlki Ermenistan’dan, mezar taşına benzeyen bir anıt. Bu anıtı, Selçuklulardan esinlenilerek yapılmış bir Hıristiyan tapınağındaki desen takip ediyor. Mısır’daki bir kiliseden gösterdiği desenin ise muhtemelen Müslüman sanatkâarlar tarafından yapıldığını ifade etti Bonner. Üçüncü olarak, İspanya Cordoba’daki bir sinagogdan, oldukça iyi bilinen benzer bir deseni izleyicilerin dikkatine sundu. Daha sonra da yeni dünyadan, Peru’dan, 12 yıldızı ve asitmetrik tekrarı olan sıra dışı bir deseni gösteren Bonner, “İslam estetiği dünya genelindeki birçok sanatçıyı etkilemiştir.” diyerek, İslam sanatının Müslüman olmayan kültürler üzerindeki etkilerinin tahmin edilenden de fazla olduğunu dile getirdi.ETKİNLİKTE BUGÜN VE YARIN 29 Eylül’de sona erecek sempozyumda bugün ve yarın ‘Klasik Yöntemler’ başlığı altında tebliğler sunulacak. Bugünün programında, Selçuk Mülayim ve Mirek Majewski’nin sunumlarının ardından Reza Sarhangi ile Carol Bier’in atölye çalışmaları var. 15.30’da Mirek Majewski rehberliğinde Şehzadebaşı Camii’ne ‘teknik gezi’ yapılacak. Yarın ise Jean-Marc Castera ve Emil Macovicky’nin sunumlarının ardından Jay Bonner ile J.M. Castera’nın atölye çalışmaları ve Çinili Köşk’e teknik gezi yapılacak. Cuma ve cumartesi günlerindeki sunum ve atölye çalışmaları ise ‘Modern Uygulamalar’ başlığı altında gerçekleştirilecek. Sempozyumdaki tüm oturumları, daha sonra Ensar Vakfı’nın internet televizyonundan izleyebilirsiniz.
↧