İlk ‘Testere’ filminin yönetmeni James Wan imzalı ‘Korku Seansı’, korku türünün klasik hikâyesini yeniden anlatarak zor bir işe girişiyor. İyi yönetilmiş ve oynanmış; görsel efektleri kararında, gerilim dozu ve öyküsü dengeli olan film, bu zorluğun üstesinden geliyor.Korku-gerilim türünün şu klasik hikâyesini bilmeyen yoktur. Hayır, ‘kızlı erkekli gençlerin toplaşıp ıssız bir göl kenarına kampa gittiği' değil, diğeri! Hani şu metafizik varlıkların aileye musallat olduğu hikâye… Hatırlayalım; aile yeni bir eve taşınır. ‘Kimseler yardıma gelmesin diye' gözlerden uzakta bir ev tutulur. Bu tenha ev genellikle ağaçlıklı bir alanda, mümkünse ormanın içindedir. Evde bir tuhaflık vardır, sağından solundan sesler gelir; illaki karanlık bir bodrumu olur; keşfedilmeyi bekleyen gizli bölmeleri ne siz sorun ne biz söyleyelim. Evdeki tuhaflığı seyirci hemen anlar ve gerilmeye başlar, ama ‘sevimli aile'nin meseleye uyanması için bir dizi olay gerekir. Derken, çocuklardan en küçüğüne (bazen de ortancaya) bir haller olur. Konuşması garipleşir, kimsenin görmediği şeyler görür, boşluğa dalar, gözleri kayar, geceleri kalkar etrafta dolaşır vs. Anne ya da babadan biri bu garipliği fark eder ama diğerini ikna edemez. Umursamaz ve ‘idare-i maslahatçı' baba “Bir şey olmaz, geçer” deyip konuyu kapatmaya çalışır. Ta ki, bir gece ansızın gerçekle yüzleşene kadar! Sonra yumurtadan bir ‘problem' çıkar: Bilim mi, din mi? Hangisi aileyi kurtaracak? Cevabı bilene ödül olarak adaletin getirdiği bir rahatlama hissi ya da ahlakçı bir şablon hediye edilir. Sonrası, sen sağ ben selamet!‘Korku Seansı / The Conjuring' bu klişe hikâyeyi yeniden anlatarak esasında zor bir işe kalkışıyor. Filmin öyküsü, 1970'lerde ABD'de paranormal olaylar üzerine araştırma yapan Ed ve Lorraine Warren çiftinin başından geçen bir olaya dayanıyor (Ed Warren 2006'da ölmüş, Lorraien ise hâlâ hayatta). Warrenların ülke çapında üne kavuşmasının hikâyesi de denilebilir. 1971 yılında Carolyn ve Roger Perron çifti, beş çocuğuyla birlikte Rhode Island'da bir çiftlik evine taşınır. Bütün paralarını buraya yatıran aile, bir süre sonra evdeki garipliklerin farkına varır. Çareyi Ed ve Lorraine'i eve davet etmekte bulur. Şeytani bir varlıkla karşılaşan Warrenlar, hayatlarının en korkunç vakasını çözmek üzeredir.GEL TESTERE, GEL TESTERE...2004 tarihli ilk ‘Testere' filminin yönetmeni James Wan, ‘Korku Seansı'nın en önemli artısı. Türün ‘eski usul' kurallarına gereken saygıyı göstererek kendi dokunuşlarını yapmayı başarıyor. Filmi çekerken yaptığı tercihler arasında en çok takdiri hak eden ise ‘sahte belgesel' taktiğine yüz vermemesi. Hikâye, paranormal görüntüleri yakalamak için son dönemde sıklıkla başvurulan ‘gerçek kamera kayıtları' numarasına hayli müsait olduğu halde bu tür kolaycı tuzaklara hiç gönül indirmiyor. Sadece birkaç yerde, o da filmin ‘dönem işi' olduğu hissini güçlendirmek için Ed Warren'a bir haber spikeri gibi vaka kaydı yaptırıyor. Ki o bölümler de türün eski usul atmosfer oluşturma çabasıyla gayet uyumlu.İyi yönetilmiş ve oynanmış; görsel efektleri kararında, gerilim dozu ve öyküsü dengeli olan ‘Korku Seansı'nın abartılmaması gereken başarısında (zira film ABD'de biraz fazla abartıldı) yönetmen kadar oyuncuların da hakkını vermek gerek. Vera Farmiga, içinde bir sır barındıran tedirgin eş rolünde başarılı. James Wan'ın favori oyuncusu Patrick Wilson, ‘hedef aile'nin ebeveyni Ron Livingston ve Lili Taylor da görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Korku filmleriyle adını duyuran senarist ikiz kardeşler Chad ve Carey Hayes ise bu film ile en iyi işlerine imza atıyor. Hatta filmin devamı için şimdiden yazı masasına oturmuşlar bile. Senaryoya değinmişken; türün klasiği ‘Bilim mi, din mi?' sorusuna ‘Korku Seansı'nın cevabı şöyle: "İkisi birlikte; ama önce bilim, sonra din! Hatta inançlı bir bilim adamı, gerektiğinde bir din adamı kadar şeytanla mücadele edebilir." Biz en iyisi, şeytanın şerrinden Allah'a sığınarak türün bu ‘kadim' sorunsalını sinema salonlarına havale edelim!KORKU SEANSI - THE CONJURINGYÖNETMEN: JAMES WANOYUNCULAR: VERA FARMIGA, PATRCIK WILSON
↧