Yazar, şair ve fikir adamı Mustafa Miyasoğlu dün öğle saatlerinde hayata veda etti. Miyasoğlu, beyin tümörü teşhisiyle yattığı Bağcılar Medipol Hastanesi’nde bir süredir yoğun bakım ünitesinde bulunuyordu.Mustafa Miyasoğlu’nun cenazesi bugün Fatih Camii’nden cuma namazı sonrası kaldırılacak. Miyasoğlu’nun vefatı, edebiyat dünyasından dostlarına, öğrencilerine ve okurlarına yoğun üzüntü yaşattı. İnternet üzerinden “Güzel Ölüm” kitabını hatırlatan okurları haklıydı... Miyasoğlu, Ramazan’ın son on gününü yaşadığımız mübarek bir zaman diliminde, güzel bir ölümle Hakk’a yürüyüp gitti, “Zamansız Bahçeler”e... Mustafa Miyasoğlu, ülkemizde ‘kültür adamı’ sıfatını hak eden ender insanlardan biriydi. Uzun yıllar Mimar Sinan Üniversitesi’nde hocalık yaptı. Çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Genç yazar ve şairleri sürekli teşvik ederek onların daha çok yazmasını, üretmesini isterdi. Çalışkan ve üretken bir edebiyat ve düşünce adamıydı. Şiir, roman, hikâye, biyografi, deneme, inceleme ve tiyatro gibi edebiyatın pek çok türünde eserler verdi. Sayısız sempozyumda bildiriler sundu, seminerler verdi, anma toplantıları düzenledi. Aynı zamanda gazetelerde günlük yazılar kaleme aldı. Son dönemde Yeni Akit’te ve Milli Gazete’de yazdı. Bir yandan güncel meselelere dair fikirler ortaya koyarken bir yandan da has edebiyatı İslam kültür ve medeniyetine ait metinleri görünür kılmaya çalışıyordu. Mustafa Miyasoğlu, derdi olan ve birşeyleri yetiştirmeye, kotarmaya, kurtarmaya çalışan bir münevver olarak yaşadı. Hemen bütün eserlerinde dini ve milli kültürümüzü çıkış noktası alarak onun yeniden çiçek açması doğrultusunda eserler veren Miyasoğlu, kendisini İslam kültür ve medeniyetinin bir işçisi olarak görüyordu.HER ZAMAN NECİP FAZIL’IN İZİNDE...Edebiyata tutku derecesinde bağlı yaşadı Miyasoğlu. Onun çalışkan ve üretken tavrı, etrafındakileri de etkiledi. Teşvik ve yönlendirmeleriyle edebiyatımız pek çok eser kazandı. Son yıllarda Ömer Seyfettin üzerine kafa yormuş ve onun öykülerini İngilizce ve Arapça’ya çevirterek yayımlatmıştı. Oğullarıyla birlikte kurduğu “Konak Yayınevi” Ömer Seyfettin külliyatını yeniden yayımladı. Edebiyatımıza bir bütün olarak bakan ve özellikle Türk İslam medeniyeti üzerine kafa yoran Miyasoğlu için Necip Fazıl’ın farklı bir anlamı vardı. Onun ilgi ve mesaisinin en çok yoğunlaştığı isim elbette Necip Fazıl’dı. Üstadın fikrinin ve şiirinin geniş kitleler ve genç nesiller tarafından tanınması için herplatformda ve her vesile ile çalışmalar yaptı. Bir Necip Fazıl kitabı hazırladı ve Üstad’ın şiiri üzerine çok sayıda yazı ve inceleme kaleme aldı. Necip Fazıl düşüncesinin ve şiirinin yaygınlaşmasında, Miyasoğlu’nun azımsanmayacak katkıları oldu. Miyasoğlu’nun özellikle ilgilendiği isimlerden biri de edebiyatımızın Hace-i Evvel’i Ahmet Midhat Efendi’ydi. Yazarın ölümünün 100. yılı dolayısıyla Kültür Bakanlığı’ndan bir prestij kitap yayımlanması için çok çaba sarf etti ve bunu başardı. Ardından, Beykoz Belediyesi için de bir Ahmet Midhat Kitabı hazırladı. Miyasoğlu’nun çabası, elbette sadece Necip Fazıl, Ömer Seyfettin ve Ahmet Midhat ile sınırlı değildi. Ziya Osman Saba ve Asaf Halet Çelebi de onun ilgilendiği, üzerine çalışmalar yaptığı isimlerdi. 67 yaşında aramızdan ayrılan Mustafa Miyasoğlu, 1946 yılında Kayseri’de doğdu. Kayseri Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. Bir süre liselerde öğretmenlik yaptıktan sonra Mimar Sinan Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Buradaki 12 yıllık hocalığın ardından 1988-92 yılları arasında Pakistan’ın İslamabad şehrindeki yabancı diller enstitüsünde yardımcı profesör unvanıyla görev yaptı. Türkiye’de birçok üniversitede ve Kahire Üniversitesi’nde eserleri üzerine tezler hazırlandı. Miyasoğlu, edebiyata şiirle başladı. İlk şiiri 1966 yılnda Kayseri’de yayımlanan Filiz dergisinde çıktı. Daha sonra şiir ve yazıları Hisar, Türk Edebiyatı, Edebiyat, Mavera, Millî Gençlik, Yeni Sanat, Sedir dergilerinde yayınladı. Miyasoğlu’nun çaba harcadığı alanlardan biri de edebiyat yıllığı hazırlamaktı. 1982 yılında Suffe Yayınları’nı kurarak Suffe Kültür Yıllığı’nı yayınlamaya başladı. Miyasoğlu, pek çok dergi ve gazetede kültür ve sanat yazıları yayınladı, şiir ve romanlarıyla armağanlar kazandı. Türkiye Millî Kültür Vakfı özel armağanını kazanan Hicret Destanı adlı şiiri Dr. Muhammed Harb tarafından Arapça’ya çevrildi. Bazı eserlerinin İngilizce, Arapça ve Urduca çevirileri de yurtdışında yayınlandı.EDEBİYATIN HER TÜRÜNE ESER VERDİŞiirler: Rüya Çağrısı, Devran, Hicret Destanı, Şiirler (Toplu şiirleri, 1983), Bir Gülü Andıkça. Hikâyeler: Geçmiş Zaman Aynası. Romanlar: Kaybolmuş Günler, Dönemeç, Güzel Ölüm, Bir Aşk Serüveni, Devrim Otomobili, Yollar ve İzler. Biyografiler: Necip Fazıl Kısakürek, Asaf Halet Çelebi, Ziya Osman Saba, Haldun Taner. Antoloji: Çağdaş İslâmî Şiirler Antolojisi. Denemeler: Edebiyat Geleneği, Gönül Medeniyeti, Devlet ve Zihniyet, Muhacir, Roman Düşüncesi ve Türk Romanı, Zamansız Bahçeler.
↧