İstanbul’da bir yandan çok sayıda farklı kentsel dönüşüm projesinin uygulanması bir yandan da bunların gerçekleştirilme yöntemlerine karşı gelişen tepkiler deneyimlenirken; Balat’taki Plato Sanat, içinde bulunduğu semtin başına neler geleceğini anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.İstanbul'da bir gün olması öngörülen deprem sebebiyle meşru zemine oturan kentsel dönüşüm; tarihsel ve kültürel çeşitlilik barındıran pek çok semtimizin gizli gündeminde. Balat da bunlardan biri. Balat'ın günümüzdeki ve gelecekteki haliyle ilgili aciliyetli tartışmalara ihtiyacı var; ama... Semtin sakinleri buna pek yanaşmıyor. Yani birileri çıkıp da “Baksana ya… Mahallemizde neler oluyor, üstelik biz sürecin içinde değiliz. Birileri bizim için bir şeyler tasarlıyor ve biz öyle duruyoruz, çoluk çocuğumuz burada yaşıyor, yaşayacak da… O zaman niye biz sürecin içinde değiliz?” diye sormuyor. Bunu, Balat'taki Plato Sanat'ta eylül sonuna kadar açık kalacak ‘Balat?' başlıklı sergiden anlıyoruz. Plato Sanat'ın Misafir Sanatçı Programı'nın ilk iki misafiri Elif Süsler ve İspanyol sanatçı Felix De La Concha, Balat'ta devam eden kentsel dönüşüm projelerini ve onların çevresinde gelişen olayları detaylıca ele almış. Hedefledikleri şey, İstanbul'un bu değerli bölgesinin günümüzdeki ve gelecekteki halini incelemek ve sorgulamak. Bu minvalde günümüze odaklanan Felix De La Concha, neredeyse bir ay boyunca her gün bir Balatlıyla bir yandan üçer saat süren söyleşiler yapmış bir yandan da onların portrelerini çizmiş. Söyleşilerde soruların başında; ‘Balat'ta yaşamak nasıl bir şey?' ve ‘Kentsel dönüşümle ilgili neler düşünüyorsun?' var. İlk zamanlar konuşmaya pek yanaşmayan Balatlılar, parkların yeşillenmesinden ve evlerin rengârenk boyanmasından gayet memnun. Ama şüphe duymuyor da değiller. Bunu, konuşmaların arasına sıkışan, “Gerçekten de bizi evlerimizden çıkarıp başka yerlere taşıyacaklar mı?” ya da “Yoksa evlerimizi zenginlere mi satacaklar?” gibi sorulardan anlıyoruz. Aslında bilindiği kadarıyla kesinleşen bir şey yok. Bilinen tek şey; Fener, Balat ve Ayvansaray'ın bölgelere ayrılarak mimarlara dağıtıldığı ve projeler beklendiği. Kesin olan tek şeyse, kimsenin evini ve mahallesini bırakmak istemediği.2020'DE BALATElif Süsler ise Felix de la Concha'nın aksine Balat'ın anılar içinde kaybolan geçmişine ya da rengârenk şimdisine değil, geleceğine bakıyor. Ama oldukça hayalî bir açıyla… George Orwell'in 1984'üne ve İstanbul'un olimpiyatlara adaylığının sonuçlanmasına atıfta bulunarak Balat 2020 isimli bir proje tasarlayan Süsler, yeni bir insan türü tarafından mesken tutulan semti tanıtıyor. Karşımızdaki tamamen 2020'nin Balat'ı. Sadece 7 yıl sonra ne olabilir derseniz, Süsler'e göre çok şey. Çünkü kentsel dönüşüm çok hızlı ve çok sinsi. Süsler'in bizzat rehberlik ettiği 2020 Balat'ında tarihi binalar; güzellik merkezleri, su tesisleri, oteller, yüzme havuzları, rehabilitasyon merkezleri ve AVM'lere dönüşüyor. O zamanın en işlek yeri Şamzelize Çarşı mesela. Eskiden kalan ufak tefek şeyler de yok değil. Eski bir ağacı onurlandıran Kütük Anıtı gibi… Süsler'in projesinin en ilginç tarafı, insan bedeninin tüm bu olanlara uyum sağlaması. Bunun için de çeşitli cerrahi uygulamalar var. Biri, göze perde dikimi. Bilhassa nine ve dedelere önerilen bu uygulama sonucunda; gözün üstüne bir perde indiriliyor ve görmemeniz gerekenleri görmez, görmek zorunda olduklarınızı da görür hale geliyorsunuz. Rehabilite olan bedenlerin diz kapaklarının her 23 Nisan'da çiçeklenmesi de ayrı bir güzellik. Marcus Graf’ın küratörlüğünü yaptığı serginin niyeti, kentsel dönüşüme tümden karşı gelmek değil kesinlikle. Sadece; semt sakinlerine henüz yolun başındayken kim yaptı, ne zaman yaptı, niye yaptı, ben niye karışmıyorum ki dedirtebilmek. Çünkü sonra geriye dönmesi çok zor oluyor. Sergiyi görmek için son tarih 26 Eylül. www.platosanat.org.tr
↧