Dil, kültür ve edebiyat dergisi Yağmur’un gelenek haline getirdiği yaz buluşmalarının 15.si önceki gün sona erdi. Türkiye’nin pek çok şehrinden yazar, şair ve akademisyenleri bir araya getiren toplantılarda, yetiştirdiği isimlerle Yağmur’un bir okul hüviyeti kazandığı vurgulandı.Yayın hayatında 15. yılını dolduran Yağmur Dergisi, kuruluşundan bu yana aksatmadan sürdürdüğü genişletilmiş ‘yazı heyeti’ toplantılarının bir yenisini daha gerçekleştirdi. Balıkesir Sındırgı’daki Obam Termal Resort Otel’de bir hafta süren toplantıya, Türkiye’nin farklı şehirlerinden dergiye katkıda bulunan yazar, şair ve akademisyenler katıldı. Yıl içinde, her ay İstanbul’da buluşarak dergiye gelen ürünleri değerlendiren ‘yazı heyeti’, yaz buluşmalarında daha genel meseleleri ele alıyor. Önceki gün sona eren toplantıya, aralarında Mehmet Önal, Aziz Kılınç, Ramazan Gülendam, Sezai Coşkun, Mehmet Doğan, Nihat Dağlı, R. Şükrü Güngör, Şemsettin Yapar, Hasan Çağlayan, Bülent Gündoğan, Yaşar Beçene, Kalender Yıldız’ın da bulunduğu 40’a yakın yazar, şair ve akademisyen katıldı. Mehmet Doğan’ın ifadesiyle sadece bir dergi buluşması değil, ‘toprağa gömülüp kaybolmuş bir medeniyeti ortaya çıkarma, bir sanat anlayışı ortaya koyma ve ihya etme’ amacı taşıyor bu toplantılar. Bir hafta boyunca yapılan oturumlarda medeniyet, sanat, estetik, edebiyat ve şiir üzerine zihin açıcı tartışmalar ve sunumlar yapılıyor. Bu tartışmalardan çıkan sonuçların dergiye nasıl yansıtılabileceği konuşuluyor. Yağmur’un Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Aymaz’ın başkanlığında gerçekleşen toplantılarda, derginin bir yıllık sayıları değerlendirilirken, geçen yılki toplantılarda alınan kararların uygulanıp uygulanmadığı da tartışıldı ve önümüzdeki süreçte hayata geçirilecek projeler konuşuldu. Yağmur yazar ve şairleri, yıl içinde farklı şehirlerde düzenlenen şiir günleri etkinliğinin genişletilerek devam ettirilmesini de kararlaştırdı. Aylık toplantılarda dergiye gelen yazıları okuyup değerlendirdiklerini söyleyen Yazı İşleri Müdürü Hasan Ahmet Gökçe, yaz buluşmalarının ise farklı bir anlam ifade ettiğini söyledi. Toplantıya, Türkiye’nin pek çok şehrinden birbirinden farklı donanım ve formasyonlara sahip yazar, şair ve akademisyenleri davet ettiklerini söyleyen Gökçe, “Bu toplantılar artık bir Yağmur geleneği. İmkânlarımızı zorlayarak bu istişare heyetlerini toplamaya yıllardır devam ediyor ve meyvelerini de alıyoruz.” dedi.Prof. Dr. Ramazan Gülendam: Yağmur yazı heyetleri edebiyatımız adına bir kazanç. Birçok dergide böyle bir çeşitlilik ve ahenk görmek mümkün değil. Bu toplantılar dergiyi geliştiriyor ve her gün daha üst noktalara taşıyor. Bu toplantılar vesilesiyle Yağmur’un Türk edebiyatında çok farklı bir yere geldiğini zamanla herkesin göreceğini düşünüyorum.Mehmet Doğan: Sızıntı ile başlayan bu geleneğin Yağmur’la devam etmesi sadece bir edebiyat hadisesi değildir. Bütün kaleleri yok edilmiş kültür dünyamızın yeniden ihyası için bir yol haritası çiziliyor. Bu, elbette ehil bir istişare heyetiyle yapılabilir. Yağmur, milletin gençlerine şiiri, hikâyesi, denemesi ve makalesiyle sahip çıkıyor.Doç. Dr. Sezai Coşkun: Var olan haliyle tenkit, bir edebiyat polisliği şeklinde ilerliyor. Yağmur’un yazı heyetlerinde gördüğüm ise yazar ve eleştirmenlerin bir arada, meseleleri şahsileştirmeden, edebî ve estetik bir çerçevede tartışabilmeleri ve kendi eserlerini veya başka eserleri tenkidin gerektirdiği çerçevede konuşabilmeleridir.Recep Şükrü Güngör: Ciddi ulusal dergilerin hemen hepsinde buna benzer yapılanmalar var. Fakat bunlar genelde birbirini tanıyan isimler. Yağmur’da ise normal şartlar altında fiziki imkânlardan dolayı bir araya gelemeyecek birçok insan her ay ve her yıl buluşuyor. Bu toplantılar, derginin her yöredeki insanı anlayabilmesine, toplum sosyolojisini çözen bir çalışma yapabilmesine imkan sağlıyor.Hasan Ahmet Gökçe: Yağmur yazı heyetleri sadece yazıların değerlendirildiği bir buluşma değil. Aynı zamanda yazar yetiştiren, hepimizi geliştiren bir okul diyebiliriz. Bu heyetlerden aldığımız verimler, yetişen insanlar, bize doğru yolda olduğumuzu söylüyor. Amacımız, kurulan ‘yeni bir dünya’da edebiyat ve kültür adına yol haritası ortaya koyabilmek, çağını seslendirebilmek. Bunun için de bu yazı heyetleri bize sağlam fikirler sunuyor.Ramazan’ı ‘Yağmur’ ile karşılayınYağmur’un temmuz-ağustos sayısı yaz ile birlikte Ramazan’ı da karşılıyor. ‘Orada Uzakta Bir Cami’ başlıklı başyazı, eski günlerden bir cami cemaatinin samimiyetinden bahis açarak geleceğe dair ümitleri ve dua dua yalvaran hasbî ruhların hatırasını yâd ediyor. M. Said Türkoğlu ‘Kalbe Dokunan Şiirler’i şerh ediyor, Muhammet Erdevir bir ‘Yolcu’nun masalsı ve hikmetli hikâyesini anlatıyor, Cihangir Asyalı ‘Fotoğraflar Hüzün’ diyerek fotoğraf âdetimize farklı bir zaviyeden bakıyor. ‘Bir Çay Daha Lütfen’ adlı kitabıyla tanınan Katherine Branning ile yapılan ‘leziz’ bir röportaj da derginin sayfalarında yerini alıyor. Daha birçok yazarın hikâye, deneme ve inceleme yazıları Yağmur’un 67. sayısında okurunu bekliyor.
Dil, kültür ve edebiyat dergisi Yağmur’un gelenek haline getirdiği yaz buluşmalarının 15.si önceki gün sona erdi. Türkiye’nin pek çok şehrinden yazar, şair ve akademisyenleri bir araya getiren toplantılarda, yetiştirdiği isimlerle Yağmur’un bir okul hüviyeti kazandığı vurgulandı.Yayın hayatında 15. yılını dolduran Yağmur Dergisi, kuruluşundan bu yana aksatmadan sürdürdüğü genişletilmiş ‘yazı heyeti’ toplantılarının bir yenisini daha gerçekleştirdi. Balıkesir Sındırgı’daki Obam Termal Resort Otel’de bir hafta süren toplantıya, Türkiye’nin farklı şehirlerinden dergiye katkıda bulunan yazar, şair ve akademisyenler katıldı. Yıl içinde, her ay İstanbul’da buluşarak dergiye gelen ürünleri değerlendiren ‘yazı heyeti’, yaz buluşmalarında daha genel meseleleri ele alıyor. Önceki gün sona eren toplantıya, aralarında Mehmet Önal, Aziz Kılınç, Ramazan Gülendam, Sezai Coşkun, Mehmet Doğan, Nihat Dağlı, R. Şükrü Güngör, Şemsettin Yapar, Hasan Çağlayan, Bülent Gündoğan, Yaşar Beçene, Kalender Yıldız’ın da bulunduğu 40’a yakın yazar, şair ve akademisyen katıldı. Mehmet Doğan’ın ifadesiyle sadece bir dergi buluşması değil, ‘toprağa gömülüp kaybolmuş bir medeniyeti ortaya çıkarma, bir sanat anlayışı ortaya koyma ve ihya etme’ amacı taşıyor bu toplantılar. Bir hafta boyunca yapılan oturumlarda medeniyet, sanat, estetik, edebiyat ve şiir üzerine zihin açıcı tartışmalar ve sunumlar yapılıyor. Bu tartışmalardan çıkan sonuçların dergiye nasıl yansıtılabileceği konuşuluyor. Yağmur’un Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Aymaz’ın başkanlığında gerçekleşen toplantılarda, derginin bir yıllık sayıları değerlendirilirken, geçen yılki toplantılarda alınan kararların uygulanıp uygulanmadığı da tartışıldı ve önümüzdeki süreçte hayata geçirilecek projeler konuşuldu. Yağmur yazar ve şairleri, yıl içinde farklı şehirlerde düzenlenen şiir günleri etkinliğinin genişletilerek devam ettirilmesini de kararlaştırdı. Aylık toplantılarda dergiye gelen yazıları okuyup değerlendirdiklerini söyleyen Yazı İşleri Müdürü Hasan Ahmet Gökçe, yaz buluşmalarının ise farklı bir anlam ifade ettiğini söyledi. Toplantıya, Türkiye’nin pek çok şehrinden birbirinden farklı donanım ve formasyonlara sahip yazar, şair ve akademisyenleri davet ettiklerini söyleyen Gökçe, “Bu toplantılar artık bir Yağmur geleneği. İmkânlarımızı zorlayarak bu istişare heyetlerini toplamaya yıllardır devam ediyor ve meyvelerini de alıyoruz.” dedi.Prof. Dr. Ramazan Gülendam: Yağmur yazı heyetleri edebiyatımız adına bir kazanç. Birçok dergide böyle bir çeşitlilik ve ahenk görmek mümkün değil. Bu toplantılar dergiyi geliştiriyor ve her gün daha üst noktalara taşıyor. Bu toplantılar vesilesiyle Yağmur’un Türk edebiyatında çok farklı bir yere geldiğini zamanla herkesin göreceğini düşünüyorum.Mehmet Doğan: Sızıntı ile başlayan bu geleneğin Yağmur’la devam etmesi sadece bir edebiyat hadisesi değildir. Bütün kaleleri yok edilmiş kültür dünyamızın yeniden ihyası için bir yol haritası çiziliyor. Bu, elbette ehil bir istişare heyetiyle yapılabilir. Yağmur, milletin gençlerine şiiri, hikâyesi, denemesi ve makalesiyle sahip çıkıyor.Doç. Dr. Sezai Coşkun: Var olan haliyle tenkit, bir edebiyat polisliği şeklinde ilerliyor. Yağmur’un yazı heyetlerinde gördüğüm ise yazar ve eleştirmenlerin bir arada, meseleleri şahsileştirmeden, edebî ve estetik bir çerçevede tartışabilmeleri ve kendi eserlerini veya başka eserleri tenkidin gerektirdiği çerçevede konuşabilmeleridir.Recep Şükrü Güngör: Ciddi ulusal dergilerin hemen hepsinde buna benzer yapılanmalar var. Fakat bunlar genelde birbirini tanıyan isimler. Yağmur’da ise normal şartlar altında fiziki imkânlardan dolayı bir araya gelemeyecek birçok insan her ay ve her yıl buluşuyor. Bu toplantılar, derginin her yöredeki insanı anlayabilmesine, toplum sosyolojisini çözen bir çalışma yapabilmesine imkan sağlıyor.Hasan Ahmet Gökçe: Yağmur yazı heyetleri sadece yazıların değerlendirildiği bir buluşma değil. Aynı zamanda yazar yetiştiren, hepimizi geliştiren bir okul diyebiliriz. Bu heyetlerden aldığımız verimler, yetişen insanlar, bize doğru yolda olduğumuzu söylüyor. Amacımız, kurulan ‘yeni bir dünya’da edebiyat ve kültür adına yol haritası ortaya koyabilmek, çağını seslendirebilmek. Bunun için de bu yazı heyetleri bize sağlam fikirler sunuyor.Ramazan’ı ‘Yağmur’ ile karşılayınYağmur’un temmuz-ağustos sayısı yaz ile birlikte Ramazan’ı da karşılıyor. ‘Orada Uzakta Bir Cami’ başlıklı başyazı, eski günlerden bir cami cemaatinin samimiyetinden bahis açarak geleceğe dair ümitleri ve dua dua yalvaran hasbî ruhların hatırasını yâd ediyor. M. Said Türkoğlu ‘Kalbe Dokunan Şiirler’i şerh ediyor, Muhammet Erdevir bir ‘Yolcu’nun masalsı ve hikmetli hikâyesini anlatıyor, Cihangir Asyalı ‘Fotoğraflar Hüzün’ diyerek fotoğraf âdetimize farklı bir zaviyeden bakıyor. ‘Bir Çay Daha Lütfen’ adlı kitabıyla tanınan Katherine Branning ile yapılan ‘leziz’ bir röportaj da derginin sayfalarında yerini alıyor. Daha birçok yazarın hikâye, deneme ve inceleme yazıları Yağmur’un 67. sayısında okurunu bekliyor.