Türk müziğine değerli eserler kazandıran müzikolog Vedat Kosal’ın ölümünün 12. yılında düzenlenen anma konserini piyanist Şevki Karayel verecek. Piyanist Karayel, klasik müziğe olduğu kadar kendi müziğimize de yabancı olduğumuzu söylüyor.Piyanist Şevki Karayel, yarın akşam saat 19.00’da Yıldız Teknik Üniversitesi Merkez Kampüs Oditoryumu’nda Vedat Kosal’ı anma konseri verecek. Konser, Kosal’ın vefatının 12’nci yıldönümü dolayısıyla ‘Vedat Kosal Müzik Uygulama ve Araştırma Merkezi’ tarafından düzenleniyor. Karayel bu anlamlı konserde Sultan Abdülaziz’in ‘Valse Davet’ adlı eserine de yer verecek. Tıpkı Vedat Kosal gibi Şevki Karayel de kariyerinin büyük bölümünü yurtdışında geçirdi ve yine onun gibi önemli ödüllere sahip. Başta Almanya ve Türkiye olmak üzere İtalya, Hollanda, Avusturya ve Mısır’da pek çok konser veren Karayel, Junior Chamber International 2000 yılı Kültürel Başarı Ödülü, Bechstein Uluslararası Piyano Yarışması Jüri Özel “Üstün Sahne Performansı” Ödülü ve Avrupa Kültür Vakfı 2004 yılı Avrupa Kültür Elçisi gibi ödüllerin sahibi. Karayel, uzun yıllar Robert Schumann Müzik Yüksekokulu’nda piyano dalında öğretim görevlisi olarak çalıştı ama artık birikimlerini Türkiye’de açacağı Piyano Okulu’ndaki öğrencilerine aktarmayı hedefliyor. Çocukların erken yaşta iyi müziğe yönelmesinin çok önemli olduğunu düşünüyor Karayel ve kendi hikâyesinden örnek veriyor. Karayel’in babası klasik müziğe merak saldığında, bunu meslek edinebilmek için çok geç olduğunu anlamış ve bu yüzden çocuklarını piyanolu bir evde büyütmek istemiş. Her 5 yaşına gelen çocuğuna özel hocalar eşliğinde piyano eğitimleri aldırmış. Şimdi kardeşi Emre de kendisi gibi piyanist. Yaygın olarak dinlenilmeyen, dinleyenlerin ise çağdaşlığın gereği olarak gördüğü için anlamadan dinlediği bu müziği anlayan, ‘bu iyi, bu kötü’ diye eleştirebilecek insanlar yetiştirmek istiyor. “Bakın bu güzel şeylerden daha da güzel bir şey!” demek istiyor. Sahneye çıkan bir piyano öğretmenlerinin olmasının da, çocukların rol model alabilmeleri açısından önemli olduğunu düşünüyor. Teknik bazı konulara değinen Karayel, çoksesli müziğin imkânlarının ne kadar geniş olduğunu anlatıyor ve kolay bir müzik olmadığını da ekliyor: “Klasik müziği anlamak için zaman gerekiyor. Yapısı itibarıyla insan zihninin yoğun bir şekilde çalışmasını gerektiriyor.” Dinledikçe zihin açan, odaklanma ve bilgi isteyen klasik müziğin zor bir tür olduğu için insanların bu müzikten uzak durduklarını ve fakat klasik müziğe olduğu kadar kendi müziğimize de yabancı olduğumuzu anlatıyor sanatçı. Yalnız bu yozlaşmanın sadece ülkemize has olmadığını söylüyor ve dünyanın her yerinde buna benzer bir yabancılaşmanın varlığından bahsediyor.
Türk müziğine değerli eserler kazandıran müzikolog Vedat Kosal’ın ölümünün 12. yılında düzenlenen anma konserini piyanist Şevki Karayel verecek. Piyanist Karayel, klasik müziğe olduğu kadar kendi müziğimize de yabancı olduğumuzu söylüyor.Piyanist Şevki Karayel, yarın akşam saat 19.00’da Yıldız Teknik Üniversitesi Merkez Kampüs Oditoryumu’nda Vedat Kosal’ı anma konseri verecek. Konser, Kosal’ın vefatının 12’nci yıldönümü dolayısıyla ‘Vedat Kosal Müzik Uygulama ve Araştırma Merkezi’ tarafından düzenleniyor. Karayel bu anlamlı konserde Sultan Abdülaziz’in ‘Valse Davet’ adlı eserine de yer verecek. Tıpkı Vedat Kosal gibi Şevki Karayel de kariyerinin büyük bölümünü yurtdışında geçirdi ve yine onun gibi önemli ödüllere sahip. Başta Almanya ve Türkiye olmak üzere İtalya, Hollanda, Avusturya ve Mısır’da pek çok konser veren Karayel, Junior Chamber International 2000 yılı Kültürel Başarı Ödülü, Bechstein Uluslararası Piyano Yarışması Jüri Özel “Üstün Sahne Performansı” Ödülü ve Avrupa Kültür Vakfı 2004 yılı Avrupa Kültür Elçisi gibi ödüllerin sahibi. Karayel, uzun yıllar Robert Schumann Müzik Yüksekokulu’nda piyano dalında öğretim görevlisi olarak çalıştı ama artık birikimlerini Türkiye’de açacağı Piyano Okulu’ndaki öğrencilerine aktarmayı hedefliyor. Çocukların erken yaşta iyi müziğe yönelmesinin çok önemli olduğunu düşünüyor Karayel ve kendi hikâyesinden örnek veriyor. Karayel’in babası klasik müziğe merak saldığında, bunu meslek edinebilmek için çok geç olduğunu anlamış ve bu yüzden çocuklarını piyanolu bir evde büyütmek istemiş. Her 5 yaşına gelen çocuğuna özel hocalar eşliğinde piyano eğitimleri aldırmış. Şimdi kardeşi Emre de kendisi gibi piyanist. Yaygın olarak dinlenilmeyen, dinleyenlerin ise çağdaşlığın gereği olarak gördüğü için anlamadan dinlediği bu müziği anlayan, ‘bu iyi, bu kötü’ diye eleştirebilecek insanlar yetiştirmek istiyor. “Bakın bu güzel şeylerden daha da güzel bir şey!” demek istiyor. Sahneye çıkan bir piyano öğretmenlerinin olmasının da, çocukların rol model alabilmeleri açısından önemli olduğunu düşünüyor. Teknik bazı konulara değinen Karayel, çoksesli müziğin imkânlarının ne kadar geniş olduğunu anlatıyor ve kolay bir müzik olmadığını da ekliyor: “Klasik müziği anlamak için zaman gerekiyor. Yapısı itibarıyla insan zihninin yoğun bir şekilde çalışmasını gerektiriyor.” Dinledikçe zihin açan, odaklanma ve bilgi isteyen klasik müziğin zor bir tür olduğu için insanların bu müzikten uzak durduklarını ve fakat klasik müziğe olduğu kadar kendi müziğimize de yabancı olduğumuzu anlatıyor sanatçı. Yalnız bu yozlaşmanın sadece ülkemize has olmadığını söylüyor ve dünyanın her yerinde buna benzer bir yabancılaşmanın varlığından bahsediyor.