Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısından itibaren düşünce dünyasını şekillendiren, sosyal hayatta ve sanatın hemen bütün dallarında etkisini belirgin bir biçimde gösteren varoluşçu felsefenin edebiyattaki bayraktarlarından biridir Albert Camus.
İdeolojik olarak yollarının bir süre sonra ayrıldığı Jean Paul Sartre ile başlarda sıkı dost olmalarında varoluşçuluğun etkisi yadsınamaz. Sartre ile Camus'nün yollarının ayrılmasının sebebi olarak, Camus'nün komünizm hakkındaki ‘olumsuz' görüşleri gösterilir. Nitekim, doğrudur da. Başkaldıran İnsan'dan (1951) sonra fiili olarak aralarındaki bütün ilişki biter. Fakat bu kopuşta ‘köken' faktörü ihmal edilir. Albert Camus, ne de olsa Sartre gibi bir ‘Parisien' değildir. Hatta Alsace'lı babasından dolayı Parisien karşıtı sayılabileceği gibi, annesi İspanyol olan, Cezayir doğumlu bir Fransız'dır. İbn Haldun'un asırlar önce söylediği o ünlü söz herkes için geçerli olsa da Albert Camus için bir ‘yazgı'dır: “Coğrafya kaderdir.”
‘MİSAFİR'İZ BU DÜNYADA
Coğrafya yazgısı Camus'nün peşini bırakmaz. En çok da Cezayir bağımsızlık savaşında yakasına yapışır. Savaş karşıtı yazar, 1954-1962 yılları arası süren bu savaş sırasındaki pasifist tavrı nedeniyle hep eleştirildi. Cezayir'de yaşayan Fransızlara söylendiği gibi, bir ‘kara ayak' olarak sömürgeciliğe karşıydı fakat Cezayir'in bağımsızlığını da desteklemedi. Tek öykü kitabı Sürgün ve Krallık'ta (1957) o döneme dair duygularını, yaşadığı çelişkileri ortaya koyduğu Misafir adlı öykü, Camus'nün iç dünyasındaki dilemmayı anlamak bakımından önemli veriler sunuyor.
Misafir'den uyarlanan İnsanlıktan Uzakta / Loin Des Hommes, her şeyden önce Camus'yü ve onun dünyasını perdede izlemek demek. Fransızca ve Arapça konuşan, İspanyolca bilen Daru'yu canlandıran Viggo Mortensen'i pekâlâ Camus'nün perdedeki yansıması olarak seyredebilirsiniz. Bir farkla; Daru, Fransız ordusunda binbaşı olarak savaşmış, Camus ise orduya alınmamıştı.
Geçen yıl Venedik Film Festivali'nden üç ödülle dönen film, 1954'te, Cezayir Bağımsızlık Savaşı'nın başladığı günlerde biri öğretmen diğeri kanun kaçağı iki adamın yaptığı zorlu yolculuğu konu alıyor. Öğretmenlik yapan Daru, Cezayir'de doğmuştur fakat aslen İspanyol olduğu için hem Cezayirliler hem de Fransız koloniciler tarafından yabancı etiketiyle dışlanmakta, göçebe olmasından mülhem ‘salyangoz' olarak çağrılmaktadır. Bir gün jandarma, yanında Cezayirli Muhammed (Reda Kateb) adında tutuklu bir köylü ile gelir ve Daru'dan Muhammed'i bir günlük mesafedeki Tinguit şehrine götürüp polise teslim etmesini ister. Bir istekten ziyade emir olan bu işi Daru çaresiz kabul eder. Buğdayını çaldığı için kuzenini öldürmekle suçlanan Muhammed ile bir dönem Fransız ordusuna hizmet etmiş Daru, bu zorlu yolculukta, önce direnişçilere sonra da Fransız ordusuna esir düşer. Fakat en çetin mücadele iç dünyalarında yaşadıkları yoğun ahlaki çatışmadır...
WESTERN ESTETİĞİ VE VAROLUŞÇULUK
Fransız yönetmen David Oelhoffen'in yönettiği İnsanlıktan Uzakta, katıksız bir savaş karşıtı film. Camus'nün hikâyesinden yola çıkan film, her şeyden önce görüntü yönetmeni Guillaume Deffontaines'in dönemin ruhunu ve Camus'nün dünyasını kusursuz yansıtan atmosfer çalışması ve unutulmaz kadrajlarıyla dikkat çekiyor. Deffontaines'i 2013 yapımı Camille Claudel, 1915 filmindeki incelikli çalışmasından hatırlıyoruz. Yönetmen Oelhoffen, Camus'nün hikâyesini sinemasal anlamda western estetiğiyle birleştirerek ilginç bir tercih yapıyor. Bu tercih, filmi estetik açıdan ve atmosfer yönünden güçlendirdiği gibi, filmin hemen her karesinde coğrafyanın nasıl ‘kader' olabileceğini de hissettiriyor.
SAVAŞIN ÖĞRETTİĞİ
Savaşın acımasızlığının iyiden iyiye hissedildiği dönemde dağ başında bir okulda öğretmenlik yapan Daru'nun pasifist tavrını sürdürmekteki ısrarına rağmen bunda başarılı olamaması ve savaşa dâhil olması, devamında karşılaştığı durumlarda yaşadığı çelişkiler, hikâyenin asıl meselesini seyirciye eksiksiz ulaştırıyor. Senaryo ve yönetmenin ince işçiliği kadar, Viggo Mortensen'in oyunculuğu da bunda etkili. Danimarkalı oyuncu, hiç kuşkusuz, kariyerinin en iyi performansını sergiliyor.
Yine Camus ile bitirecek olursak; malum, ünlü yazarın futbolculuğu dillere destan. Vereme yakalanıp futbol hayatına nokta koymadan önce Cezayir Üniversitesi'nin Genç Takım kaleciliğini yapmış. 1950'lerde yayımlanan bir spor dergisi için kaleme aldığı yazıda futbola dair şu unutulmaz cümleyi sarf edecektir: “Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenebileceğim ne biliyorsam onu futbola borçluyum.” İnsanlıktan Uzakta için bu sözü şöyle değiştirebiliriz: Ahlak ve insanın yükümlülükleri hakkında güvenemeyeceğim ne biliyorsam onu savaşa borçluyum.
İNSANLIKTAN UZAKTA
LOIN DES HOMMES
YÖNETMEN
DAVID OELHOFFEN
OYUNCULAR
VIGGO MORTENSEN REDA KATEB
DJEMEL BAREK